Yıllar su gibi akıp gitmiş.
Tam altmış yaşındayım. Yirmi bir bin dokuz yüz gün yaşamışım.
Her bir gün itibariyle bir günah bile işlemiş olsam, 21 900 günah eder.
Ömrümün her günü, her saatini dikkate alıp bütün azalarımla (açık-gizli) işlediğim günahlarımı da eklesem, toplam günahlarımın sayısını rakamlar çekemez.
Din büyüklerinden biri şöyle der ; “İnsanlar işlediği her günah için evine bir çakıl taşı bıraksa evi taşla dolardı. Ne yazık ki insan kendi günahlarını hesap etmez. Hâlbuki günahlar yazılıyor ve Allah onlardan kişiyi hesaba çekecek.”
Vay başıma gelene. Bu kadar günah ile yaşayarak yaşlanmışım.
Günahlarımın ağırlığını şimdi hissettim. Huzurum bozuldu.
Ölüm bir haberci göndermiyor, aniden çıkageliyor.
Ana-baba-abla-amca-dayı-hala-teyze… derken ölüm meleği yakınlarımda dolaşıp duruyor. Her gün yanı başımdan bir tanıdık eksiliyor.
Dünya hayatımda kâr zarar, gelir-gider hesabını santimine milimine varıncaya kadar yapıyorum da, ahiret hayatıma dair hesap yapmamam akıl kârı değil.
Henüz hayattayım. Madem dünya dosyam kapanmamış.
Geride kalan günlerimi israf etmemeli, zamana vakte kıymet vermeliyim.
Dağlar gibi ayıbımı, şuursuzca işlediğim günahları tövbe ve nedametle düzeltmeye çalışmalıyım.
Varıp yalvaracağım, sığınıp dayanacağım tek kapı; Rabbimin rahmet kapısıdır.
Mizanda terazinin kefesine konmadan kusurlarımdan kurtulmaya çalışmalı, Efendimiz’in buyruğuna uyup “Ölmeden önce nefsimi hesaba çekmeliyim.”
Ve başımı derde sokan nefsimi azarlayıp onunla restleşmeliyim.
NEFSİMLE RESTLEŞME
Nankör nefsim senle var muhasebem
Pazun güçlü, kalen muhkem mi muhkem
Baskılasam çirkin dürtülerini
Yükselir değerim, artar mertebem.
Enaniyetini kırsam kızarsın
İpini eline versem azarsın
Koşarsın haz, lezzet, keyif peşinde
Haram mıntıkalarına dalarsın.
Hayırı red, şerri teşviktir işin
Kendini medh, eli teftiş edersin
Benlik, beylik ne haddine ki senin?
Şeytan tıynetlisin netamelisin.
Nefsimle denenir ve sınanırım
Nefsimle sürecek zorlu sınavım
Nefsin hilesinden, şeytan şerrinden
Rabbin himayesi sığınakgâhım.