İMANIN KIYMETİ
İmandır o cevher ki, İlahi ne büyüktür
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.
M. Akif
İMAN, Allah’ın insan vicdanına verdiği en büyük lütuftur.
İMAN, insanın kalbine huzur ve selamet sunar, insanı yüceltir, mümini korur.
İMAN, insanın ruhuna yüce değerler katan, temiz duygularla donatan nurlu bir yoldur.
Mevla’sına yönelen bir kul, O’nun himayesine sığınmanın huzurunu yaşar.
İman, dünya ve ahiret için güven vadeden dosdoğru istikamettir.
Ebedi âlem için mağfiretin teminatıdır.
İman edenlere, AHİRET GÜNÜNDE Allah şöyle der:
“Ey Ayetlerimize iman eden ve Müslüman olan kullarım:
Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de.
Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde CENNETE giriniz.”
(ZUHRUF SURESİ: 68, 69, 70)
İMANIN ZIDDI KÜFÜRDÜR
Küfür; inkârdır, zulmettir, kaos ve anarşidir.
Küfre girenlere KÂFİR denir.
“Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların Laneti onlar üzerinedir. (BAKARA SURESİ: 161)
Mümin, söz, davranış, tavır, rıza ve fikri yönden küfre katiyen bulaşmamalıdır.
TAKLİDİ – TAHKİKİ İMAN
Biz imanımız için hiçbir zahmete katlanmadık.
Müslüman bir toplumda doğduk. Hocalardan öğrendik. Ana – babayı taklit ettik ve kolayca İMAN sahibi olduk.
Bizim bu imanımız TAKLİDİ İMAN’dır ve derece bakımından zayıftır.
Aşırı dünya hırsına dalmak, ölümü, ahireti, hesabı unutmak, ibadetleri umursamamak veya eksik yapmak imanı zayıflatır.
Dünya gidişatı hayra alamet değil, insanlık imansızlığa doğru sürükleniyor.
İnkâr orduları İmana, İslama saldırıyor.
Sapık ve dinsiz akımların cazibesi bilhassa gençliğin imanını çalıyor.
Medyadan yayılan, sokaklardan taşan binlerce haram, şüphe, küfür ve isyan mukaddesata hücum ediyor.
İMANI GÜÇLENDİRME (TAHKİKİ İMAN)
“Tahkiki İman” imanın en yüksek mertebesidir. Mümin imanının derecesini yükseltmelidir.
Akli-dini deliller üzerinde tefekkür ve ibadetler imanı güçlendirir.
İmanın – İslamın temel esasları -kutsal bir madalya gibi- zihinde taşınmalıdır.
“Amentü duası” ve “Kelime-i Şehadet” sıkça tekrar edilirse iman hem tazelenir hem de güçlenir.
EZAN; Tevhidin gür sedası, İslamın sembolüdür.
Ezanı dinlemek ve icabet etmek imana süreklilik kazandırır. Ve Peygamberimizin müjdesine binaen Mümini cennete sevk eder.
İman yönünden kendimizi kontrole tabi tutalım.
Mevcut imanımız, ibadet ve davranışlarla hayatın her alanına yansımıyorsa; yaşam tarzını belirlemede, hal ve gidişata, fikir ve kararlara yön veremiyorsa biline ki o iman kuru bir sözden ibaret kalır.
İMAN İLE ÖLMEK
Müslüman, canını, malını nasıl koruyorsa İmanını da öyle korumalıdır.
Peygamberimiz “Kişi ateşe atılmaktan nasıl korkuyorsa, imandan sonra küfre dönmekten de öyle korkmalıdır” buyurur.
Müminin hedefi; Müslümanca yaşamak ve iman ile ölmek olmalıdır.
Kur’an’da: “Ey iman edenler! Siz ancak Müslümanlar olarak ölün” buyurulur.
(ALİ İMRAN SURESİ: 102)
Hz. Yusuf: “Allah’ım! Beni Müslüman olarak öldür ve salih kullarına kat” diye dua etmiştir. (YUSUF SURESİ: 101)
Müminler için Kur’an’da buyrulan dua ayetlerinden birisi de şudur:
(ALİ İMRAN: 193) “Rabbimiz! Biz “Rabbinize iman edin” diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik.
Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.”
Ölüm şekli nasıl olursa olsun, bir gün mutlaka ölünecek.
Hangi hal üzere ölünmüşse, o hal üzere dirinilecek.
Rabbim; Müslümanca yaşayıp, İmanla ölüp, rahmete, mağfirete, kurtuluşa erenlerden eylesin.
