Tarihte HAÇLI SEFERLERİNİ hepimiz okumuşuzdur.
- Türkleri Anadolu’dan atmak
- Kudüs’ü kurtarmak
- Bütün Ortadoğu’yu ele geçirmek için Batı dünyasının 1096 yılında başlattığı askeri harekâtın adına Haçlı Seferleri denir.
Bu savaşa katılanlara; kilise tarafından günahlarının affı, uhrevi mükâfat, maddi büyük kazanç vadedilerek özel bir merasimle giysileri üzerine kırmızı haç motifi takıldı.
Dokuzu büyük olmak üzere otuzun üzerinde haçlı taarruzları tam iki yüz sene devam etti.
Anadolu’yu yaktılar, yağmaladılar, Türk dünyasını zora soktular ama asla Türk kudretini kıramadılar.
OSMANLININ TARİHTEN ÇEKİLMESİ
Ecdadımız Osmanlı, dine ve örfe dayalı bir devlet düzenine sahipti.
Irkı, rengi, dili, dini ne olursa olsun bütün mazlum milletler Osmanlının himayesine sığındı.
Halifeliğin getirilmesiyle de İslam dünyası Osmanlı bayrağı altında toplandı.
Öç alma, hınç çıkarma fırsatı kollayan Siyonist batılıların darbeleriyle baş edemeyen Osmanlı tarihten çekildi.
Tam 623 sene süren Osmanlı hâkimiyeti 1922’de sona erdi. O gündür bu gündür ne dünya huzur gördü ne de İslam âlemi.
KENDİLERİ DIŞINDA “İNSANSIZ BİR DÜNYA”
Teknolojik üstünlük ile mağrur olan “tek dişi kalmış canavar” dünyayı ateşe verdiler.
Avrupa ve Amerika’nın çıkarttığı “Birinci Dünya Savaşı”nda (19) on dokuz milyon insan öldü, (23) yirmi üç milyon insan yaralandı.
İkinci dünya savaşında da büyük yıkımlar oldu. Bu savaşta da -ansiklopedi kaynaklarına göre- asker-sivil ölüm sayısı (60) altmış milyonu geçti.
Şimdi “Üçüncü Dünya Savaşı” na hazırlanıyorlar.
Vicdansız, hırçın, mağrur Batılıların elinde bu dünya gibi sekiz tane dünyayı tahrip edecek güçte “nükleer” silah var.
Bu savaşın sonu “Kendileri dışında insansız bir dünya” demektir.
Bugün Filistin ve diğer İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren zalimlerle dünya barışını sağlamak mümkün olabilir mi?
DOĞUDAKİ DEVLETLER
Doğudaki devletlerin en güçlüleri ÇİN ve RUSYA’dır.
Bu iki ülkenin geçmişine ve bugününe bakıldığında, zalim Batılılardan kalır yerleri yok.
LENİN; Rusya’da Komünizmi kurarken (30) otuz milyon insanı katletmişti.
MAOTSE; Kızıl Çin’i kurarken (50) elli milyon insanı öldürmüş idi.
Bu zalimlerin eylemleriyle dünyayı zindana çevirdiklerini insanlık vicdanı asla unutamaz.
İSLAM ÜLKELERİNİN HALİ
Yüz sene önce Osmanlının himayesinde huzur içinde yaşayan Müslüman ülkeler bela, musibet ve savaşlarla çalkalanıyor.
Acı, kaos, ölüm, çaresizlik dramatik ve dayanılmaz tablolar.
Akan kan Müslüman kanı, telef olan servet Müslümanların.
Yakılan, yıkılan yurtlar hep Müslüman yurdu.
Bir “Arap Birliği Teşkilatı” ve bir de “İslam İşbirliği Teşkilatı” var. İki milyar Müslümanın gözü önünde Filistin yanıyor.
Avrupa-Amerika’nın insaflı vicdanları bile isyan ediyor. Ama Müslüman milletlerin tavırları pasif, tepkileri cılız.
Haller değerlenince “İslam Ülkeleri İttifakı” na daha epeyce mesafe var gibi gözüküyor.
GELELİM TÜRKİYE YÜZYILINA
Haçlı Avrupası 1071 tarihinden beri faaliyette.
Türk-İslam isminden bile çıldıran batılı devletler var.
Şeytana uymakla Avrupa-Amerika’ya güvenmenin farkı yok.
Artık kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
Ecdadımızın “İlayıKelimatullah” ve “Kızılelma” gibi idealleri vardı.
Bugünkü devlet büyüklerimiz de “Türkiye Yüzyılı” ülküsünde birleşilmesini savunuyorlar.
Ecdadımız Birinci Dünya Savaşı’na kadar “DÜVELİ MUAZZAMA”; yani dünyanın en güçlü ülkeleri içindeydi.
Bizim tarihimiz temiz. İnancımız saf, insanımız merhametli.
Bugün parayı, zekâyı, çalışmayı ve kardeşliği seferber edip bilim ve teknikte ilerleyerek “Türkiye Yüzyılını” gerçekleştirebiliriz.
Ülkemiz için, İslam âlemi ve bütün insanlık için hayırlı olacağına inandığımız bu ülkü için hem çalışır hem dua ederiz.