banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Her biri küçük bir hikâye demek olan genellikle komik fıkraların çoğu ‘adamın biri’ klişesiyle başlar…    

        Adamın biri kızmış, istemeye gelmişler.

        Adamın biri bitkisel hayata girmiş, turp gibi yaşamış.

        Adamın biri şoka girmiş, karısı bime…   

        Uzun anlatıları dinlemeye kimsenin vakti kalmayınca muhatapta şok etkisi yaratan espriler böyle hikâyeciklerle karşılanır oldu. Kısa, kolay, çok.

Adamlı esprilerden adamlıdeyimlere geçelim.

        Deyimlerimiz de toplumsal değişimlere bağlı olarak sürekli değişen insanlık hallerini anlatması bakımından oldukça zengin söz varlıklarıdır.

        Mesela ‘adam’ kelimesi ile oluşan deyimlerimiz… Bir kalemde bunlardan kaç tanesini söyleyebiliriz sayıp dökmeye kalksak? 

        ‘Adam’ kelimesinin deyimlerimizde kazandığı anlamların birçoğuna şiir, hikâye, deneme, oyun türlerinde birçok eseri olan öğretmen yazarlarımızdan şair Erhan Tığlı tarafından kaleme alınmış nefis bir denemede rastladım. ‘Kolay mı adam olmak’ başlıklı bu yazıda ‘adam’ın deyimlerimizdeki hallerine dair tespitleri sosyolojik bir analizdi bana göre.  Bu vesileyle sağlık ve esenlikler diliyorum.    

        “Adamdan sayılmak, adam yerine konulmak hepimizin hoşuna gider. Sürücüler birdenbire önlerine çıkıveren yayalara kızarlar, “çiğnendiğine yanmam, seni adamdan sayarlar da benden hesap sorarlar. Ona yanarım” diye bağırırlar. Seçmenler dört - beş yılda bir olsa da adam yerine konuldukları için çok sevinirler ne kadar kızarlarsa kızsınlar, politikacılara oy verirler, onları koltuk sahibi ederler.

Bir türküde âşık, sevdiğine “kaçma güzel kaçma, ben adam yemem” diye sesleniyor ama tenhada yakalasa onu, karnım tok da demez hani...
O kadar adam canlıyız ki, hiçbir işimizi adamsız yapamaz, her işin bir adamı olduğuna inanır, adamını bulmaya çalışırız. Herkes her şeyi yapamaz, her işin bir adamı vardır. Olmaz olmaz deme, adamını buldun muydu akan sular bile durur! Birisinin dostumuz ya da çıkar ortağımız olduğunu belirtmek için, “O benim adamımdır” diye övünür, caka satar, adamlık taslarız. “Adamım” sözcüğünü kimi kadınlar kocaları için kullanırlar.

Anneler babalar çocuklarını azarlarken “Koca adam oldun. Bu yaptığın sana yakışır mı?” derler ama adamlığa yakışmayan işler yapmakta onları bastırırlar; birisinin iyi bir kişi olduğunu “adam evlâdı” diyerek belirtiriz. “Adamın yüzüne şöyle bir baktık mıydı, onun nasıl bir adam olduğunu hemen anlarım” diyerek adam sarrafı geçiniriz. Bizi hayal kırıklığına uğratanlara, “kalıbına bakıp da seni adam sanmıştım” der, kızdığımız kişilere, “Sen de adamım diye geziyor musun, adamlık nerede sen nerede!” diye sesleniriz. Adam olmayı soran küçüklere, “Senin adam olman için kırk fırın ekmek yemen lâzım” diyerek hadlerini bildiririz. “Adam olacak çocuk ...dan bellidir” diye bir söz vardır, ama bence geçersizdir. Kimin ne olacağı önceden pek belli olmaz. Zaten adamlık anlayışımız başka başkadır. Kimi, kaynağı ne olursa olsun çok para kazanmayı adamlık sayar, böylelerini büyük adam sananlar da vardır. Kiminin adamlığı torpille, dayıyla yüksek mevkilere çıkmak, caka satmaktır.

Adam var adamcık var yani! Adam tutarken, adam seçerken adamakıllı düşünmeli. Rodin’in “Düşünen adam” heykeli ünlüdür. Buradaki adam ne düşünüyor acaba? Sakın ha ne olacak bu insanların hali demiş olmasın!.. Kimi özde, kimi sözde adamdır.

Bir fıkrayla limana götürelim peynir gemimizi. Adamın biri Karadenizli dostunun konuğu olmuş. Ev sahibi onu gezdirirken yolları mezarlığa düşmüş. Mezar taşlarının üstünde yazı yerine dikey yatay çizgiler varmış. Adam, bunların ne olduğunu merak etmiş.

Şöyle demiş bizimki: Şeref işaretidir bunlar. Şu üç dikey bir yatay çizgi çok şerefli adamımızı belirtir. Furdi, furdi, furdi;  furuldi demektir. Yanındaki de şereflidir: Furmiş, furmiş; furulmiştir. Adam başka bir mezarın önünden geçerken hiçbir işaret görmez. Peki, bu kim diye sorar. Karadenizli yüzünü buruşturur; “Geçelim oni” der. Ne furmiş ne furulmiştir o, eceliyle öldü, adam değildir.”

Şaka bir yana adam gibi ölmesini bilmek de iyidir; ama en önemlisi adam gibi yaşamak, adamlığına leke sürdürmemek, ne olursa olsun, adam olmaktan vazgeçmemektir.”

        İçindeki insanlık savaşını kaybetmeyenlere selam olsun. 

        Hacı Halim Kartal/ 13 Ocak 2025

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.