Dünyada ve çevremizde olan bitenlere baktığımızda geleceğimizle ilgili kaygı duymamak elde değil. Torunlarımıza çocuklarımıza ve gençlerimize bakarken onları nasıl bir dünyanın beklediği konusunda da bir fikir yürütmek oldukça zor olmaya başladı.
Çünkü etrafımız ateş çemberine döndü, dünyada süper güç olarak tanımlanan emperyalist güçlerin tutum ve davranışları vurduğum duymaz hareketleri piyon devletlerin onların çıkarları da kendi çıkarları doğrultusunda sağa sola hunharca saldırmaları sonucu ateş çemberine döndü çevremiz. Buna en büyük örnek İsrail’in tutum ve davranışı Orta Doğu üzerindeki oynana oyunlar ve bitmez tükenmez aylardır süren bombardımanın altında inim inim inleyen gariban zavallı Gazze’li, Filistinlilerin içler acısı durumu.
Diğer yandan Suriye’deki iç savaş sonucu oluşan tablo, diğer yandan Lübnan ve Afrika’daki gelişmeler dünyanın geleceğiyle ilgili ciddi endişelere neden olmaktadır.
Bitti mi hayır kuzeyimizde ve doğumuzda gelişen olaylar Ukrayna ve Rusya savaşının uzunca bir süredir devam ediyor olması, Ermenistan’ın barış görüşmelerini henüz neticelendirmemiş olması her an patlamaya hazır fitili çekilmiş bomba gibi duruyor. Bütün bu olayların sonucunda ne yazık ki dünya görünmeyen bloklaşmaya doğruda gitmektedir. Bu da üçüncü dünya savaşının çanlarının çalmasına neden olacaktır.
Ülkemiz bu ateş çemberinin içerisinde barışı korumaya ve barış ile ilgili kanalları diğer devletler adına da açık tutma gayretini her ne kadar sürdürmek istese de, İsrail’in tutumu karşısında sabrın da bir sonunun olduğu gerçektir. İsrail'in vurdum duymaz hareketleriyle Hamas liderinin misafir konumunda bulunduğu İran da komplo düzenlenerek şehit edilmiş olması İslam alemi ve Orta Doğu fitilini ateşlemek için yapılan gayretten başka bir şey de değildir.
Şimdi bu durumun değerlendirildiğinde İsrail’in aslında İran üzerindeki amellerinin ve İran’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne vurdurma gayretinin olduğunu da açıkça görülmektedir. Zira Amerika Birleşik Devletleri tarafından İran’ın saf dışı edilmesi İsrail’in Ortadoğu’da ameline ekmeğine olabildiğince yağ sürme anlamına da gelecektir. Çünkü Ortadoğu’da İsrail’i durdurabilecek bir güç neredeyse kalmamış bulunmaktadır. Mısır’ın Ürdün’ün Suriye’nin, Irak’ın, Lübnan’ın Suudi Arabistan’ın Kuveyt’in, Birleşik Arap Emirliklerinin tutum ve davranışlarına bakıldığında buna muktedir olmadıkları ve böyle bir iradenin de bu ülkelerin yöneticilerinde bulunmadığını da ne yazık ki görülmektedir.
Tek engel olarak kendisini İran’ı gören İsrail bir şekilde İran’la Amerika Birleşik Devletleri’nin karşı karşıya getirerek İran’ı cezalandırma ve İran'ı saf dışı bırakma düşüncesinde olduğu da açıkça görülmektedir. Bunu başarırsa hiç şüpheye mahal bırakmaksızın ikinci hedefi Türkiye olacaktır.
Ülkemiz bu sinsi planın içerisinde kendini ve milli çıkarlarımızı koruyacak şekilde davranması ve İsrail’in bu gibi oyunların alet olmaması bakımından istikrarlı bir politika izlemesi gerekmektedir. Ancak İsrail’in masum Gazze’de Müslüman topluluğa uyguladığı şiddet ve bitmek bilmez bombardıman sonucu; 40 bine yakın şehidin olması ve bunu yapmaktan da asla geri durmayacaklarını her fırsatta dile getiren bir yönetimin bulunması ciddi olarak devletinizi hiç şüphesiz endişelendirmektedir.
Ne yazık ki televizyonlarda üzülerek seyrettiğimiz katil bir terör devletinin başkanını ayakta dakikalarca alkışlayanlar; Dünyaya refah ve demokrasi getirdiği ile övünen oysa dünyanın en tehlikeli ve emperyalist devletinin ta kendisidir. Gazze’de yapılan zulümde bire bir batının payı vardır. Dünya artık bunların zulümlerini yeteri kadar görmeli hele de İslam dünyası gerekli dersi kendine çıkarmalıdır. Hiç bir ulusun egemenliği ve geleceği bir başka ulusun yada ulusların inisiyatifine merhametine bırakılamaz bu tabiatın kuralıdır. Yüce kitabımızda Mevla bunu açıkça bizlere tebliğ etmektedir. Kafirler asla dost olmazlar
Uygar olduğunu söyleyen aslında vahşi olan bu yıkılasıca Batı’nın da kayıtsız şartsız bu terör devletini destekliyor olması, Müslüman toplum olan Türk milletinin derinden üzmekte ve bu olaylara daha ne kadar fiziki anlamda taraf olmayacağı kocaman soru işareti olarak da önümüzde durmaktadır.