Bilindiği üzere, el öpme sevgi, saygı ve hürmet ifadesi olarak yerleşmiş örfî, ahlâkı ve geleneksel bir hareket olarak kültürümüzde yer almaktadır. El öpme hareketi eli öpülen ve öpen arasında manevi bir bağada neden olmakta karşılıklı iyi ve hoş duyguların göstergesinde vesile olmaktadır.
Toplum arasında küçüklerin büyüklere hürmetlerini göstermek için ellerini öpüp alınlarına götürmeleri yerleşmiş bir adet olarak toplumumuzda kabul görmüş öteden beri uygulanarak gelen istisnai güzel adetlerimizdir.
Bunun uygulama alanına bakıldığında, yolculuklara gidiş ve dönüşlerde, uzun ayrılıklarda, misafirliklerde, düğün ve bayramlarda el öpmeler görülmektedir.
Çocuklar, genelde bütün büyüklerinin ellerini öperlerken; âkilbâliğ olmuş bir kişinin anne, baba, dede nine, amca, dayı, hala, teyze, ağabey, abla ve kayınbabasının elini öpmesi güzel bir davranıştır.
Toplumun bunun dışında da kendi aralarında tokalaşma ve öpüşmeleride genel bir ahlâkı davranışın sevgi gösterisi olarak da yer tutmaktadır. Ayrıca el öpme ise ana-babaya, saygıya lâyık yaşlılara ve hocalara karşı yöneltilen bir hürmet/saygının göstergesidir de. Öte yandan bunların dışında herhangi bir menfaat için başkalarının elinin öpülmesi çıkar amaçlı dalkavukluk olarak da sıkça ne yazık ki görülmektedir.
Sahâbilerin, Hz. Peygamber (s.a.s.)`in elini öptükleri rivâyet edilmiştir Hz. Ali`nin, babanın çocuğunun elini öpmesinin bir şefkat, çocuğun babasının elini öpmesinin bir ibadet, kocanın hanımının elini öpmesinin arzudan, kişinin din kardeşinin elini öpmesinin dinden olduğunu söylediği nakledilmiştir.(*) Bu sebeple saygıya lâyık yaşlı kişilerin ve âlimlerin elinin öpülmesi bir hürmet ifadesidir.
Peygamberimizin iki kişinin elini öptüğü rivayet edilir birisi kızı Fatma’nın el değirmenini çevirme ile kabaran avcunu, diğeri çalışması ile nasırlı olan bir zatın avcunun içini öptüğü dür.(*) Bu ikiside emeğe verilen saygını en bariz göstergesidir.
El öpmeyi, tek başına bir ahlâki davranış olarak değil, toplumsal geçerli ahlâkı davranışların; kucaklaşma, tokalaşma, güzel söz söyleme vb. Hareketlerin bütünlüğü içerisinde değerlendirilmelidir.
Yoksa tek başına bir şey ifade etsede sonrası için bir anlam ifade etmeyeceği aşikardır.Toplum olarak el öpme işinde kendi sınırları içerisinde tutarak abartmadan gerektiği gibi gerektiği kadar yerine getirmeliyiz.
İnsanoğlu her daim hür iradesi ile hareket etmeli beynini kimseye kimselere ipotek etmemelidir. Zaten Mevla bizi kendi davranışlarımız ile hesaba çekecektir. Kulluk sadece ve sadece yaratana olmalı bunun dışında bir güç ve kuvvet tanınmalıdır.Saygı ve hürmeti hak edene gösterilmeli fazlasının yolu acizliğe çıkacağı unutulmamalıdır.
Şöyle bir geçmişimize baktığımızda el etek öpmeden çok çektiğimiz ve bunları yaptıklarımız tarafından sömürülerek haklarımızın ihlal edildiği ne yazık ki görülmektedir. Bu nedenle bu el öpme işini yerinde ve kişiliğimize gölge düşürmeden, abartmadan yapmak en güzelidir.
Bizden söylemesi...
(*)İnternet