banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Her başlangıçların bir sonu, her tebdili mekân edişlerin bir bitişi, her vuslatların bir firakı vardır. Asıl olan gökkube altında bırakılan hoş bir seda, hayırlı bir eylem, sağlam bir duruş, şahsiyetli bir çaba, miras bırakılan güzellikler, zinde ve berrak ruhlar bırakmaktır…

Din gönüllüsü olarak yaklaşık beş yıllık kırsal köy görevimizden sonra Seydişehir çıkmıştı bahtımıza. Dostlar yarenler bir taraftan cezberderken bizleri, öte yandan sanki manevi bir kuvvet itivermişti bizi şehirlerin efendisi Seydi-Şehir’e.

Seyyid Harun’un, Abdullah Efendi’nin, Memiş Efendinin ihlasıyla, irşadıyla, ıslahıyla mamur olan şehre bir sonbahar melteminde 2021 Eylül’ünde ayak basmıştık ilkin. Sonra hemencecik alışıvermiş, ısınıvermiş, ülfet duyar hale gelmiştik kemiyet olarak küçük, keyfiyet olarak çok büyük olan bu mistik şehre.

Hem irapta mahalli olmayan, konumda yeri bulunmayan, şehrin birçok sakininin de yerini bilemediği Kabe’nin nazlı bir şubesi olan, üstelik benim boyumda kısacık ve ufacık bir yer olan 16 Evler Cami düşmüştü payıma. Belki de bana ihlası, kişisel olgunlaşma ve pişmeyi, içe dönmeyi, değişime kendinden başlamayı, ufkumu açmayı dilemişti bir külli irade.

Yazın yazlıkçılarla kendine gelen küçük mescidim, kış boyu süren itikaf sessizliğini bozuyor gibiydi sanki. Az ama “iki saf” hüvviyetinde ümmi ve hasbi cemaatim vardı. Onlarla derinlikli dersler yapmaktı muradım. Sonra az ama anlaşılır derslerde karar kıldım. Kur’an dersini hiç aksatmadım. Hele bin bir emekle topladığım cami gençliğini aldım başıma taç yaptım. Camide sayı azlığından açılamayan Kur’an Kursunu ilk kez açtım. Çocuklar geliyor diye laf işittim, azar yedim. Ancak çocukları camiden uzaklaştıracak her hamleyi kararlılıkla savuşturdum.

Mihrabı mektep, kürsüyü fakülte, minberi hikmet enstitüsü yaptım. Ne yaptıysam Allah için yaptım. Riyaya sapmadım, yalakalıkla şahsiyetimi ayaklar altına aldırmadım. Tevazuyu erdem bildim, ben oldum havasına girmedim. Kibir budalalarına, konjonktür bukalemunlarına bir kez olsun eğilmedim. Bildiysem söyledim, bilmediğim yerde sustum, bilmiyorum demekten utanmadım.

Güzel günlerim çoğunlukta idi Şehrin Efendisinde.

Bana dostlarımın resmi olmayan ancak hasbi olan kapıları açıldı.

Küpe Gençlikte gençler bizim sırdaşımız arkadaşımız oldu.

TozkaldıranGençlik bizim için bir mektep oldu.

Okullar, STK’lar, Yurtlar bizim için yürek yangınımızı dindirecek istasyonlar duraklar oldu.

SeydişehirHaber bizim için bir fikir atölyesi, sanal bir gazete ve ses oldu.

Gökçeköyük bize diğerkam bir mihmandar oldu, Hocalarımızın hanesi darulerkam oldu.

Üç yıl içerisinde nice dostluklar, güzel komşular, güzellikler nasip oldu.

İkram sahibi Rabbimiz misafiri olarak iki kezaşk dergahına kabul etti bizleri. Yaklaşık üç yıllık emeğimizin karşılığı olarak Yüksek Lisans tezimiz ete kemiğe büründü, kitap olarak göründü. Çocuklarımın mezuniyet sevincini burada yaşattı.

İşte şimdi ayrılık anı geldi çattı. Uzun, birazda yorucu ve yıpratıcı sınav süreçlerinin ardından Din Hizmetleri Uzmanlığı sorumluluğu omuzlarımıza tevdi edildi. Selçuklu payı-tahtı Konya’dan yine önemli bir Selçuklu şehri olan kadim Kayseri’ye yol göründü.  Ayrılırken Efendimiz’in Mekke’den ayrılıp Medine’ye girdiğinde yapmış olduğu ilahi duayı yapmak istiyorum. “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!”

 Birde bizim Yunus’un şu dizeleri ile veda etmek istiyoruz.

Biz bu diyardan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Bizim için hayır dua

Kılanlara selam olsun

 

Vakti gelenler gider

Dönülmeyen yola gider

Bizim halimizden haber

Soranlara selam olsun

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.