Ukrayna Cumhurbaşkanı eskiden oyuncuydu. Bir filminde tarih öğretmeniyken cumhurbaşkanı olan bir karakteri canlandırıyordu. Senaryo gerçek oldu. Film şirketi tarafından parti kuruldu ve kendisi cumhurbaşkanı oldu. Ama senaristlerden birinin kafası fena kızdı. Sahneyi başrolün başına yıkmaya karar verdi. Sonu ne olur bilmiyorum ama olanlar masumlara oluyor.
BATININ KAÇ YÜZÜ VAR?
Batı’nın Ukrayna konusundaki ikiyüzlülüğü devam ediyor. Aslında bu ne ilk ne de son. 1853 Kırım Savaşında mesele yine Ukrayna’ydı. Bu defa Batı ittifakı ve Osmanlı, Ruslara karşı savaşıyordu. Yani o zaman da Batı Osmanlı’nın arkasındaydı. Savaşı Osmanlı kazandı. Ama müttefiklerimiz hem bizi hem Rusları mağlup saydılar. Karadeniz tarafsız deniz ilan edildi. Ruslara karşı olan yasaklar bizi de kapsar hale geldi. Buna göre bizim de Karadeniz’de donanmamız olmayacaktı.
DELİ DEDENİN DAHA DELİ TORUNU
Bizimkilere göre Deli, Ruslara göre Dahi Petro torunlarına hedef koydu. Karadeniz, Akdeniz ve Okyanuslar. Aslında Rusya ve Batı çatışmasının özü budur. Yayılmak isteyen Rusya ve ona mani olmak isteyenler. Bu ideal Osmanlı’yı yedi. Ama kendisi de başarılı olamadı. Yıllar sonra bu defa Putin aynı yola gidiyor. Hedef Zelensky ama Ruslar bir gün kadim düşmanları Türkler ile yeni bir hesaplaşma yoluna gidebilirler. Aman dikkat.
UKRAYNALILAR
Savaştan kaçan Ukraynalı kadınlar bizim ülkeye gelirse…. Dedikodusu çok dolanıyor. Çok iğrenç ve basit bir yaklaşım bence. Kadını emanet olarak gören bir geleneğin evlatlarının bu hallere düşmesi içler acısı. Ama Ukraynalı kadınlar bizim ülkemizde zaten varlar. Farklı alanlarda diplomaları yüksek lisans, doktora, çift yabancı dil ne ararsan var. Bunlara rağmen soluğu ülkemizde almışlar. Maalesef pek çok yasadışı iş bu insanlar üzerinden yapılıyor. Kıssadan hisse çocuklarımızı diplomadan önce kişilik ve ahlak sahibi yapalım.
KARAVİRAN’DA BİR TABELA
Yakın zamanda Seydişehir Karaviran beldesine yolum düştü. Okulların arasında Halk Kütüphanesi yazılı bir tabela dikkatimi çekti. Bina hizmet veriyor mu bilmiyorum. Günümüzde insanlar ilçelerinde hatta okullarındaki kütüphanenin yerini bilmezken kasabadaki kütüphane ayrıca dikkatimi çekti. Kasabanın yakın geçmişte Konya’nın hatta Türkiye’nin en kültürlü yerlerinden biri olduğunu biliyordum. Konya’nın ilk atanan öğretmenlerin gittiği bir coğrafyaydı. Bir zamanlar ilçeliğe hazırlanırken şimdi göç nedeniyle eski günlerini arıyor. Kütüphanenin varlığı bile ayrıca memnuniyet verici.
Selam ve dua ile…
Mustafa AK
Tarih Öğretmeni
