و نهج سبيلي واضح لمن اهتدى
ولكنها الاهواء عمت فاعمت
Yüce Allah'ın yolu olan sırat- mustakîm, bu yolda yürümek, hidayet bulup son durağa ve son konaklama yeri olan Cennete varmak isteyen kişi için apaçık,kolay, muheyyâ, aydınlık ve dosdoğru bir yoldur, fakat insanların kötülüğü çokça emreden emmâre
nefislerinin dine uymayan arzuları o kadar çoğaldı ve yaygın hale geldi ki,bu heva ve hevesler İnsanları(bir kısmını) kör etti, bu dosdoğru yolu göremiyorlar.
Bu yol yüce Allah'ın : " De ki: Bu benim dosdoğru olan yolum'dur, bu yola tabii olun, başka yollara tabi olmayın ki o başka yollar sizi tefrikaya düşürür " En'âm suresi 153 ayetinde buyurduğu, ve bizim de namazda ve namazın dışında her gün onlarca kez "Bizi sırat-ı mustakime ( dosdoğru yola)hidayet et " Fatiha suresi 6 ayette istediğimiz yoldur.
Yol ve yordam belli, sırat-ı müstakim,bu yol Sevâd-ı a'zamın yani Allah'ın emrini uygulayan, O'na salât ve selâm olsun Rasulullah efendimiz'in sünnetine sımsıkı sarılan, Raşit halifelerin ve onlardan sonra hidayet üzere olanların yoludur, ona salat ve selam olsun Resulullah Efendimiz bu yolun yolcuları için şöyle buyurur : Ümmetimden hakkı yaşayıp yaşatacak ve ikame edip izhar edecek ve Yüce Allah'ın emri gelip çatıncaya kadar buna devam edecek bir taife mutlaka bulunacaktır Buhârî : 7311.
Hedefe giderken yanımıza neyi almamız gerekiyor o da bellidir, takva azığı, yolcu da belli, her birimiz,kime gidiyoruz, Yüce Allah'a, bütün bunlar belli de, bunları heva heves menfaat makam mevki, hırs,tama' perdeliyor, cinlerin ve insanların şeytanları ve şeytanların adına yeryüzünde fesat çıkaranlar ve daha başka şeyler de engelliyor.
Bütün bu engellere ve hakikati perdeleyen şeylere uyan bir insan aslında hevasına uyuyor, hatta puta tapan,ineğe tapan, şeytana tapan, güneşe ay'a ve yıldızlara tapan, paraya tapan menfaata ve kendisi gibi fani günahkar belki gayrimüslim insanlara tapan onlara değil hevasına tapıyor Çünkü nefsin hevası kötü arzuları ondan bunu istiyor.
Hidayet yüce Allah'tan olmakla beraber ahiret yolcusu olan ve inanıyorum diyen bir mümin iş işten geçmeden başını iki elinin arasına alıp kendini sorgulamalı ve kendini şunu sormalıdır : Beni yönlendiren, hareket ettiren, konuşturan, iş yaptıran, bana hakim olan, kalbimin tahtında olan ve oturan vahiy midir,kitap ve sünnet midir, yoksa nefsimin kötü arzu ve istekleri midir, bu sorgulamayı insaflı vicdanlı kapsamlı bir şekilde yapan ve buna devam eden kişiye doğru cevabı yüce Allah ilham eder ona yardımcı olur ve sırat-ı müstakime yönlendirir Çünkü nefsini büyük muhasebeden önce sık sık muhasebeye çeken inşallah kurtulur.
Allah'ım biri sıratı müstakimden paçık olan İslam yolundan hidayetten ayırma, emmare olan nefsimize hevamıza, bizi tehdit eden bu yoldan saptırmak isteyen görünür görünmez düşmanlarımıza bizleri gâlib eyle. Âmîn.
Ahmet ÖZKAN
11 Aralık 2020 Cuma