Çocukları anlatmak için bulunmuş en güzel niteleme gibi gelir bana ?Dünyanın en güzel çiçekleri?. Bir ömür onlarla hayat bulan bir öğretmenin son seferinde yanında olmasını istediği en değerli hazineler?
Bugün 23 Nisan Cuma.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı?
Camide hutbe okuyan imam düşürdü aklıma bu konuyu.
Peygamberimiz Hz. Muhammed?in çocuklarla kurduğu ilişkilerden örnekler sundu. Toplumların güçlü ailelerle, güçlü ailelerin de çocuklarını sevgiyle büyüten aile ferleriyle kurulduğunu dile getirdi.
Çocuklar, göz ve gönül aydınlığımız çocuklarımız?
Ne yazık ki gözlerimizin önünde büyüyüp gelişirlerken kıymetlerini gereği gibi takdir edemediğimiz ve toplumda en çok da istismara uğrayan canlar? Suyla dolan ve öylece her türlü tehlikeye açık bırakılan inşaat çukurlarına kaçan topunun peşinden koşarken düşüp boğulan fidanlar?
Gün geçmez ki haber bültenlerinden bu ve bunun gibi yürek parçalayıcı haberler duyulmasın. Memleketimiz maalesef türlü nedenlere bağlı çocuk ölümlerinin yüksek olduğu bir ülke. Halbuki geleceğimiz, yeşerecek umutlarımız, her şeyimiz onlar.
Dünyamız çocuklarla güzel; lakin Üstad Necip Fazıl Kısakürek?in deyişiyle ? Bir hayata çattık ki hayata kurmuş pusu?. Çılgınca tüketimin, karışık bulaşık ilişkilerin sabahtan akşama körüklenip durduğu çağımızda çocukluk günlerinin saflığı çabuk bozuluyor. Tertemiz duygular kısa sürede kirlere bulaşıyor, bencilikten canavarlığa kadar akla gelen tüm olumsuz merhaleler bir bir kat ediliyor.
Oysa özlediğimiz huzur ve mutluluk inanın geçip geldiğimiz ve bir daha dönüp bakmadığımız yerlerde kaldı. Tertemiz sevgilerde, kin ve nefretten, önyargılardan uzak ilişkilerde?
Çocuklarının kaderinin ellerinde olduğunu düşünen yetişkinlerin, anne babaların, eğitimcilerin, yöneticilerin hülasa hepimizin çocukluk dediğimiz bu kaybettiğimiz cennete zaman zaman dönüp bakmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Böyle bir düşünceye yardımı olacağı düşüncesiyle bizi bir anlığına o kutlu diyara adeta kanatlandırıp uçuracağını umduğum bir şiiri paylaşmak istiyorum.
Şimdi Çocuk Olmak Vardı
şimdi çocuk olmak vardı
bir köy okulunun bahçesinde...
çiçek çiçek açmak...
ayakları titreyerek, yüreği coşku dolu
çocuk bayramına şiirler okumak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
mavi gökyüzüne bakmak
uçurtmalar uçurmak, balonlar
bırakmak vardı gökyüzüne
bahar bahar açmak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
yüreğini avucuna alıp, haykırmak vardı
savaşları bitirip, barışı çocuk
dilinden söylemek vardı?
türküler söylemek
halaylar çekmek
horonlar tepmek
ağır ağır zeybekler oynamak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
çocuktan, doktor, öğretmen vali
çocuktan büyükler olmak vardı...
Çocukça iyi dileklerde bulunmak,
çocuktan büyüklere, gerçekleri haykırmak vardı...
masalların içinde yitip
öykülerin içinde filizlenip
romanların içinde kahraman olup
şiir şiir açmak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
çocuk çocuk açmak
çocuk çocuk gülmek
çocuk çocuk ağlamak
çocuk çocuk paylaşmak
çocuk çocuk yaşamak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
çiçek çiçek açmak vardı
kanat kanat uçmak vardı
yıldız yıldız gökyüzünden
barışı, sevgiyi, dostluğu saçmak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
köylü kızın elinden bir tas ayran içmek
efil efil esen rüzgarda
yemyeşil ovalarda, başak başak açmak vardı...
şimdi çocuk olmak vardı
çocuk saflığı kadar arı
çocuk yüreği kadar engin
çocuk aklı kadar hayalperest
çocuk hareketi kadar devingen
çocuk sevgisi kadar çıkarsız
almadan, karşısındakine vermek vardı...
ahh şimdi çocuk olmak vardı... Sevginaz İnal
Bugün yaşanılan huzursuzlukların temelinde unutkanlığımız olduğu kadar çocukluğumuzu özlenir kılan ilişkileri yeniden hayata geçirmenin artık işimize gelmiyor olmasının saklı olduğunu düşünüyorum.
Sevgiyle kalın. 24 Nisan 2010
Hacı Halim Kartal