Seydişehir’de 1970 yılından beri anlatılmaya devam edilen bir sıcak su hikayesi var. Bu hikaye, Sayın İbrahim Halıcı’nın belediye başkanı olduğu dönemde gerçeğe dönüşme aşamasına gelmiş ve 2008 yılında İller Bankasından gelen, jeoloji ve jeofizik mühendislerinden oluşan bir heyet tarafından Seydişehir’de ilk defa sıcak su araması yapılmıştı.
Ilıca Tepesi’ne vurulan kuyuda, sıcaklığı 38° C derece olan su bulunmasına rağmen, bölgenin sit alanı olması nedeniyle buradaki aramaya son verilip, Ketirağıllar Bölgesinde yeni kuyu açılması için izin alınıyor.
Bu çalışmalardan sonra, Ilıca Tepesi, Ketirağıllar ve Kavak Bölgesinin içinde olduğu arazilerde sıcak su bulunabileceği varsayımları üzerinde duruluyor. Belediye, Ilıca ve Ketirağıllar Bölgesinde sıcak su araması yaparken, bir başka çalışma ile de İller Bankası, Kavak Köyü Bölgesinde kuyu çalışmasına başlıyor. Yapılan çalışmada bu bölgelerdeki kuyulardan olumlu sonuçlar alınıyor, hemen bu suların ekonomiye kazandırılmasını sağlamak amacıyla ihale açılıyor ve 2009 yılında yapılan ihale sonuçlandırılıyor.
Hem belediye mücavir alanları içinde hem de, ilçe sınırları içinde hummalı bir sıcak su çalışması devam ederken, yerel seçimlerde belediye başkanlığının el değiştirmesi nedeniyle belediyenin yaptığı çalışmalara dört yıllık bir süreyle ara veriliyor.
Aradan geçen bu dört yıllık süre sonunda, yani 2013 yılında, şu an Bandırma İlçe Kaymakamı olan zamanın Seydişehir Kaymakamı Tuncay Sonel ve zamanın Seydişehir Belediye Başkanı Abdulkadir Çat termal su çalışmalarına hız veriyor.
Seydişehir'e yatırım yapmak isteyen firmalar ve termal su ile ısıtılması sağlanacak olan sera çalışmaları tıpkı bir önceki dönemde olduğu gibi, 2014 yılında yapılan belediye başkanlığının yeniden el değiştirmesi nedeniyle o çalışma da yarıda kalıyor.
Ancak, 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde, Seydişehir Belediye Başkanlığı tekrar el değiştiriyor ve bir başka şekilde konu yeniden ele alınıyor.
İçinde bulunduğumuz günler; 2016’nın sona dayandığı günler... İller Bankası kredisi ile açılan kuyuların akıbetini şu an herkes gibi ben de çok merak ediyorum.
Son günlerde gündeme gelen konular; jeotermal kuyu açma çalışması , Seydişehir Jeo Termal Otel ve seracılık gibi konular.
Şimdi can alıcı soru şu: Geçmişte açılan sıcak su kuyularına ne oldu?
Elde açılmış sıcak su kuyuları varken, 2009 yılında yapılmış ve sonuçlandırılmış bir ihale varken, biz ise şimdi yeni sıcak su kuyuları açma derdindeyiz. “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diye sormanın tam yeri ve zamanı değil mi sizce de?
Bizler yerel basın olarak, bu süreçte sürekli olarak su meselesini gündemde tuttuk. “İlçemize katkı sağlar” ümidi ile hep destek olduk. Konu ile alakalı olarak onlarca haber yaptık, onlarca köşe yazısı yazdık. Hep iyimser düşündük ama gelinen nokta ortada.
Ne diyelim; “görünen köy kılavuz istemez.”
Sonuçta geldiğimiz noktada konu; “Termal Hikayesi”nden çıkmış ve “Yılan Hikayesi”ne dönüşmüştür.