banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

İlkyazımın ardından bu meselenin II. Yani son bölümüne geldik. Bir önceki yazımda Ayasofya’nın yapılışı ve Bizans dönemi ile ilgili bölümden bahsettim. Şimdi ise kısa bir şekilde Bizans bölümünü kapatarak Osmanlıların Ayasofya’sına bakalım.

İmparator Justinianus’un yaptırdığı o fresk sonrası binanın özellikle üst katına baktığımızda birçok İmparatorun kendini binaya resmettiğini görebiliriz. Mesela Konstantin Monamakos buna örnek verilebilir. Bizans İmparatorları bu yapıda tahta çıkmaktaydı. Daha birçok siyasi meseleye ev sahipliği yapmıştı. Bu mabet 29 Mayıs 1453 yılına dek Romanın kartalını taşıyacak, sonrasında ise Osmanlının kutlu sancağını dalgalandıracaktı.

Birçok Osmanlı Sultanı tarafından kuşatılıp alınamayan İstanbul en sonunda II. Mehmet’in önderliğinde 29 Mayıs 1453 yılında feth edildi. Fatih Ayasofya’ya ilk girdiğinde halkın bu mabede sığındığını gördü. Halkı bağışlayarak yeni “Kayzer” Ayasofya ‘yı gezdi. Mimarlarına emir vererek Cuma namazına kadar Kilisenin camiye çevrilmesini emretti ve küçük bir minare ekletti.  Freskler kazınmadı, Roma’ya ait olan hiçbir şeye zarar verilmedi. Sadece bazı kısımları sıvayla kapatıldı. İstanbul Fatihi ilk cumasını burada kıldı. Peki Fatih Cuma namazını nerede kıldı? Hünkâr mahfili var mıydı? Fatih namazını elbette Hünkâr mahfilinde kılmadı. Şayet o zamanlarda Ayasofya’da bir hünkâr mahfili bulunmuyordu. O altın işlemeli mahfil I. Mahmut devrinde inşa edildi. E o zaman Fatih namazını nerede kıldı? Elbette mihrabın biraz gerisinde bulunan çıkıntılı bir bölümde. Zaten fetihten bir müddet sonra Fatih cami inşa edilecek ve Fatih Cuma selamlığına oraya gidecektir. Osmanlı Ayasofya’ya neler kattı?

Bu işlerin başında Ayasofya’nın ayakta kalması bile denilebilir. Ayasofya çok zor bir yapı. Sürekli tadilat lazım. Şayet Ayasofya Osmanlı zamanında yıkılma aşamasına gelmişti. Sultan II. Selim devrinde Mimar Sinan tarafından bu sorun tespit edildi. Sultanın emriyle koca Sinan Ayasofya’yı öyle tahkim etti ki Ayasofya’nın ömrünü uzattı. Peki bu restorasyon yetti mi? Elbette hayır. Şayet iki asır sonra I. Mahmut devrinde de Ayasofya tekrar tamir edilmişti. En son Osmanlı restorasyonu ise Sultan Abdülmecid tarafından olmuştu. Tabi bu restore zamanlarında yeni yapılarda inşa edilmişti.

Bu yapıların başında elbette I. Mahmut un eserleri başta gelir. Ama ondan önce başta Sultan II. Selim olmak üzere; III. Murad, III. Mehmet, Sultan İbrahim ve Sultan I. Mustafa bu caminin avlusunda yatmaktadır. Hepsini rahmetle yâd ediyorum. Biz eserlere dönelim. Ayasofya ya en çok yeni yapı kazandıran kişi I. Mahmut’tur. Başta Hünkâr mahfili olmak üzere; I. Mahmut Kütüphanesi ve I. Mahmut şadırvanı en önemlileridir. Aynı zamanda çeşitli padişahlarımız Ayasofya’ya farklı minareler kazandırmıştır. Sultan Abdülmecid devrinde ise Abdülmecid köşkü inşa edilmiştir. Bu küçük köşkün amacı Sultanın Cuma namazından önce burada dinlenmesi ve abdest alması içindir. Ayasofya da İmparatorluk izleri kabaca bu kadardır. Son olarak kısaca Cumhuriyet devrine değinmek isterim. 1930 lu yıllarda restore edilmeye başlanan cami 1934 yılında TBMM tarafından müzeye çevrildi. Yıllarca müze olan cami 2024 yılında tekrar ibadete açılmıştır.

Ayasofya’da İmparatorluk izleri yazım bitmiştir. Okuduğunuz için müteşekkirim.

MELÜT HAN ÇATALER

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.