banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

SUÇU VE SUÇLUYU BULMAK

         “Âdem evladı bıkmamış cidden

         Ne ezilmek, ne hakkı ezmekten”

T. Fikret

-Zulmün kaynağını buldum: tahakküm.

Çok kafa yordum bu uğurda.

Neden? Niçin? Nasıl? Ne Diye?

Buldum işte sonunda habis bir ur gibi toplumların yaşama sevincini yok eden melunu!

Kardeş kavgalarına bir bakın, sebep ne?

Bu benim, benim olacak işte!

Benim dediğim gibi olacak!

O kadarrr…!

Nokta!

***

Böyle düşünüp böyle söyleyen zorba kardeş, zayıf kardeşe ikinci bir yol, ihtimal, seçim bırakmaz.

Adam âşık… Sözde seviyor birini. Ama sevdiği için en başta ona tanıdığı hakka, layık gördüğü yaşam biçimine bir bakın: Ya benimsin ya toprağın!

Her şeyimizde bir ifrat veya tefrit… Orta yol yok veya olamaz.

Ya gözümüzün nuru, yarınlarımız olan çocuklarımıza karşı genel geçer yaklaşımımız?

Sus, otur, kalk, uslu dur; karışma, oynama, kurcalama, bakma!

Nasıl yetişiyor çocuğumuz?

Nasıl yetişecek, genellikle kendisiyle ve çevresiyle sorunlu.

İyi mi böyle?

Tabi ki hayır!

Sonra okul hayatı başlar. Okul da çoğumuz için, çocuklarımızla ilgili ertelediğimiz, ihmal ettiğimiz birçok sorunun çözüm yeridir; ancak eğitimde çoğunlukla kolaycılığı seçtiğimiz için çocuklarımıza demokrasi kültürü kazandıracak yerde onları emir-komuta ilişkisi içinde hareket eden tek tip, robot varlıklar olarak yetiştiriyoruz.     

- Sıraya giriniz!

- Yerlere tükürmeyiniz, çöpleri ortalığa atmayınız!

-Muslukları açık bırakmayınız!

-Gürültü etmeyiniz!

-Kopya çekmeyiniz!

Defalarca söylenir, söylenir.

Liseyi bitirinceye kadar 11, 12 yıl, üniversiteyi hesaba katarsak 15,16 yıl.

Değişen ne olur?

Gene tükürülür yerlere, gene atılır çöpler ortalığa, açık musluklar kapatılmaz, dağıtmaya devam edilir velhasıl.

Neden?

Arkasından birileri gelecek, çöpleri toplayacak, açık bıraktığı muslukları kapatacak, lambaları söndürecek çünkü.

Neden?

Birilerinin birilerine tahakküm ettiğini gördü, kendine tahakküm edildi çünkü. Bu nedenle o da yetişme biçimine uygun olarak atalarının, kendini yetiştirenlerin izinden gidecek yani tahakküm edecek.

Siyaset arenamızda durum nasıl?

-Bu sorunu biz çözeriz!

-İstikrarın adresi biziz!

-Yapamazsın, satamazsın!

-Hadi oradan!

Böyle geldi, böyle gidiyor. Bir türlü demokrat olamıyoruz.

“Ben bilirim, ben yaparım, gölge etme, otur oturduğun yerde!” tavırlarının kaynağı karşımızdakinin düşüncesine itibar etmeme, onu her yönüyle her şeyiyle hiçe sayma, varlığına tahakküm etme değil mi?

Fransız düşünür Voltaire’in bir tartışmada muhatabına söylediği şu sözü manidar bulurum hep: “Bayım, düşüncelerinize katılmıyorum; ancak katılmadığım fikirlerinizi savunabilmeniz için gerekirse canımı veririm.”

Gelişmenin ve ilerlemenin sırrı burada bence; yani konuşabilmekte, yani medenice tartışabilmekte, yani karşımızdakine tahakküm etmemekte…

Küskünlüklerimize bir bakın, suçlu: tahakküm!

Kavgalarımıza bir bakın, suçlu: tahakküm!

Dünyayı cehenneme çeviren savaşlar tarihine bir bakın, suçlu: Tahakküm, zorbalık, tahakküm!

Bu kafayla sadece geri kalmıyoruz, enerjimizi boşa harcıyor, hatta kan kaybediyoruz kan!

Suçluyu ebediyen demir parmaklıklar arkasına göndermenin bir çaresini biliyorum:

Kendimize ve karşımızdakine saygı… 

Hepimiz iddianamemizi kendi vicdanımızda hazırlayalım, bu mahkemenin savcısı da yargıcı da kendimiz olalım.

Bu mahkemede gerçek bir yargılama sonunda göreceğiz ki suçlu içimizde ve ne hazin ki onun azgın bir canavar haline gelmesinin yegâne sorumlusu da bizden başkası değil!

Neden?

Nedeni belli:

Kapılıp gittiğimiz hırslarımızla, herkese ve her şeye tahakküm etme fikriyle unuttuğumuz o en temel insani değeri hatırlamak bile istemememiz…

Hatırlayalım öyleyse.

Neyi?

Kendimize ve karşımızdakine saygıyı…

Lakin…

Suçu ve suçluyu bulmak çoğu zaman onu mahkûm etmeye yetmiyor yazık ki!

Selamların en güzeliyle…

H. Halim Kartal06. 04. 2024 (19.07. 2008)

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.