banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Kış artık ağır şartlarını iyiden iyiye hissettirmeye başladı.Bizler sıcak yataklarımızda ve evlerimize yaşarken yatarken deprem nedeniyle evleri yıkılan ve mağdur olan  milyonların üzerinde vatandaşımızın durumunu da düşünmeden geçemiyoruz.

    Ülkemizin büyük bir bölümünü etkisi altına alan deprem felaketinin üzerinde neredeyse bir yıla yakın bir zaman geçti.Önümüzdeki ayın altısı da bir yıl tamamlayıp ikinci yıla girecek. Şöyle bir hafızamızı yokladığımızzaman depremden hemen sonra yaşanan panik havası dağıldıktan ve enkaz kaldırma başlandıktan itibaren:Devletimiz depremzedelere ellerini uzatmış ve şefkati ve merhametiyle yaklaşarak sorunların çözümüne odaklanmıştı.

 O acılı günlerde söylenen sözler hatırlanacak olursa, Kasım ayına kadar konutların bir kısmının teslim edileceği ve deprem nedeniyle evleri yıkılan depremzedelerin tekrar evlerine kavuşacağı ifade edilmişti.Ayrıca deprem nedeniyle evleri ağır hasarlı olup ya da yıkılanların evlerindeki eşyaların kayıt altına alınarak zararların tazmin edileceği ve ödeneceği de belirtilmiş ve uygulamaya geçilmişti.

Bu beyanatlardepreme maruz kalmış vatandaşlarımıza çok büyük moral olmuş ve devleti yanında hissetmenin mutluluğunun yaşanmasına vesile olmuştu.  Çok güzel bir uygulama olan bu uygulama diğer yandan devletimizin sosyal devlet anlayışıyla örtüşen siyasi iktidarın kararlığını, tutumunu ve sürdürülebilir eylemlerinin önemini de bir kez daha öne çıkarıyordu.

Depremzedeler ilk etapta çadırlara daha sonra misafirhanelere ve sonrada kontenylara  yerleştirildi ve burada da şu ana kadar hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar.

 Yaklaşık bir yıla yakın bir süre dolmak üzere olan şu günlerde maalesef Kasım ayı arkasında Aralık ayı ve şimdi de Ocak ayı geçmek üzere. Bir yıl nerede ise dolmuş olmasına rağmen hâlâ depremzedeler için yapılan konutların kura çekimi maalesef yapılamadı.Zaten depremzedeler için yapılan konut sayısı da oldukça düşük oranda olup ihtiyacı karşılamakta da çok çok uzak.Böyle olmasına rağmen bile bu konutlar bugüne kadar teslim edilemedi her defasında açıklama yapılarak ay sonunda çekilişlerinin yapılacağı şeklinde beyanatlar verilse de bugünlere kadar gelindi herhangi bir kura çekimi yapılmış henüz değil.

Sadece bu da değil depremzedelerin karşılaştığı olumsuzluklar şu ana kadar yıkılan evlerin altında kalan eşyalarla ilgili de herhangi bir ödeme depremzedelere yapılmış değil.Bu vatandaşların zayi olan kırılan ev eşyaları kayıt altına alınsadaancak belirlenen bedel üzerinde herhangi bir ödeme de şimdiye kadar yapılamadı.

Bütün bunlar gösteriyor ki, depremzedelerin ihtiyaçlarını giderilmesinin maliyeti oldukça yüksek rakamlara meblağlara tekabül etmektedir. Bu kadar yüksek meblağları karşılayacak bütçenin oluşması ve kaynağın tedarik edilmesi de elbette ki kolay değildir.Bu  zorluklarla mücadele edildiğine de bütün kalbimizde kanaat getirmekteyiz.Ancak burada görülen eksiklikleri de belirtmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

İşlerin zamanında bitirilmemesi veya yapılmamasının bir nedeni dekaynak sıkıntısı ise ve gerekli kaynağın tedarikinde zorluklar yaşanıyor ise o zaman devlette gerekli tasarrufların yapılmasının uygun olacağı da aşikar ortadadır.

Yok eğer kaynakta sıkıntı yok ise neden gereği yapılmıyor yapılmadı şimdiye kadar. Tabi burada devletimizin  yaptıklarını inkar etmek nankörlük olur bunu ayrıca belirtmekte fayda var.  Bizim çabamız daha iyisi ve daha güzeline ulaşmak ve ulaştırmaktır. Bu nedenle devletimizin bütün dikkati, depreme maruz kalmış bu acılı bölgeye  odaklanmalı ve diğer bölgelerde yatırım yapma, bina yenileme yeni bina yapma gibi çok elzem olmayan ihtiyaçları sonra ya daha sonraya bırakmalıdır.

      Bu konuda siyasilersiyasetçiler kendi bölgelerine yatırım yapma yarışı içerisinde olacaklarına, deprem bölgesinin depremzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında Türkiye milletvekili,Türkiye’nin siyasetçisi kılıfınabürümelidirler. Tüm ülkeyöneticileribu noktayıkendilerine görev kabul etmelidir.

Ülkemizin deprem bölgesi olduğu ve diri fayüzerinde olduğu aşikardır.Gönül ister ki bütün konutların, kamu konutlarının yeniden inşa edilerek depreme dayanıklı olarak tesisini sağlanmasıdır. Ancak devletimizin bugüne kadar yapılmamış olan bu işlerin deprem bölgesinde elzem ve acil ihtiyaçları dururken bunlara odaklanılması ve bu noktada kaynakların tüketilmesi çok da doğru olduğu söylenemez.

Bunu şöyle bir örnekle de açıklamak gerekebilir se hastanenin acil servisinde görev yapan bir hekimin, aynı anda gelen bir yaralanmış ve kan kaybı yaşayan hastayla karnı ağrıyan  hastasını bakmak için tercihini kanaması olan hayatı tehlikesi bulunan hastaya olacağı akıl sahipliği olan her insanın söyleyecegi  yapabileceği bir iştir. Elbette ki diğer hastaya da tıbbi müdahale gerekir ancak kan kaybıyla her an ölebileceği ortada olan hasta bırakılarak diğer hastaya bakılması bunun izahı olamaz. Çünkü hayatımızın her safhasında yaşamda yaptıklarımız yapacaklarımız da her zaman öncelik sırası göre şekillenir. Böyle düşünüldüğünde  depremzede evindemahram olmuş evleri yıkılmış bu soğukta kontenyarlarda kalan insanların ihtiyaçlarının bir an önce giderilmesi bütün ihtiyaçlardan önce geleceği de hiç şüphesiz ortadadır.

 Bu konu üzerinde de hassasiyetle durulması bu soğuk da bu kış günü ağır kış şartlarında depremzede olmuş vatandaşlarımızın acılarının bir an önce dindirilmesi devletimizin siyasetçilerimizin yetkililerin en ulvi görevleri içerisinde yer almalıdır.

     Zira şu atasözü söylemeden geçemeyeceğim”Kurt kışı geçirir ancak yediği ayazı unutmaz” misali bu insanlar gün gelir bu çektikleri çileleri unutmadan  yetkilerinin yüzüne vurur da vurur.

 Bizden söylemesi

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.