Bugün, yarım saati aşkın TRT BELGESEL ’de “Belgesel” izledim. Elbette “Ne var bunda?” diyeceksiniz!
Belki yüzde doksan dokuzumuzun “İslâm” olduğunu söyleyen bir toplumda yaşadığımızı hepimiz biliyoruz.
Sayısını bilmiyorum ancak; Devletimizin eliyle Milletimizin vergileri ile işletilen birçok televizyon istasyonu vardır.
Hiçbir Müslüman’ın ajandasında; kimse’ nin zorla Müslüman edilmesi gibi bir kaygısıyoktur ve olamaz da. Çünkü İslam’da zorlama yoktur.
Ancak; herkesin birbirine saygılı olması dünyanın her yerinde geçerli bir kanun veya kuraldır.
İnanmak ayrı bir şey inanca saygı duymak yine ayrı bir şeydir. Olması gereken güzel davranış da bu olmalıdır.
Yüzde bir düşünülerek yüzde doksan dokuzu düşünmemek hiçbir kişinin, toplumun işi olmamalıdır.
Elbette Hükümetler idare ettikleri halkları içingerekli çalışmaları âdil bir şekilde yapmalıdırlar. İşin doğrusu budur.
Yüzde doksan dokuz, yüzde bir! Her toplumun kendisine saygı duyulduğu ortamlarda yaşatıldığı günlerin hasreti ile...
Gazze’de ki, masum çocukların, kadınların, erkeklerin dünya hayatında yaşama haklarının ellerinden alınmasının yanlışlığını çokça düşünerek geçirdiğimiz günlerdeyiz!
Ya özgürlük içerisinde hayatları karartılan; çocuklar, kadınlar ve erkelerin durumuna ne demeli...
İman ediyorum ki; Ebedi Âlem’ de her şey yerli yerinde olacak kimsenin kimseye söyleyecek bir sözü kalmayacaktır.
Hatta bugün yani şu dünya hayatında kötülükleri isteyen nefsi ve şeytanın yoluna girenlerin, yarınlarda şeytana bile söyleyecek sözü kalmayacaktır.
Belgesellerin çoğunun dıştan kiralananlar olduğu mazeretini söyleyerek işin içinden çıkamayız. Hele bu, bizim vergilerimizle yürüyen, yürütülen Televizyon İstasyonları ise...
Husûsen bu konuda sorumluların; başta TRT Genel Müdürümüz olmak üzere vazifelerine dikkat etmeleri arzu ve isteği ile. Benim de vergim alınarak hizmete sunulan programların doğru, düzgün ve âdil yapılması düşünceleri ile...
V e de Önce kendimin ve dahası, herkesin aklını başına alması temennileri ile...
İnsanlığa dosdoğru hizmetler için...
Ne güzel anlatış velâkin, yanlış
Bir yolda yürüyor şu belgeseller
Bekleriz gelecek geçince şu kış
Çağlayıp akacak baharda seller
Kışları yaşadık, kısası sözün
Kapladı gözleri bir garip hüzün
Ey kalbim, aşılmak sonu pürüzün!
Bir gün neşe bulur şu şirin diller
O ki her mahlûku getirir dize
Gelmeden girmeli en doğru ize
Allah’ı unutmak yakışmaz bize
Çâre yok yıkılır en güzel iller
Ellerim tutunun tam nurlu yola
Sakınıp gitmeyin bir sağa sola
Yakışanı olsun yakışsın kula
Geç de kalınmasın bitmeden piller
Nereden nereye yürürüm yine
Öyle kinliyim ki şu yersiz kine
Nedir şu düşmanlık ahlâka, Din’e
Savrulur o yana bu yana küller
CEYHÛNİ şaşırdı pusula yolu
Ayırt edemiyor sağı ve solu
Her varlık Allah’ın seçkin bir kulu
Lâkin beyinlerde kopmuş çok teller
09.01.2024
CEYHÛNİ