Haddi aşanlara öğütler...
Haddi Aşmak (Taşkınlık) Allah'ın insanlar için koyduğu sınırları yani ilkeleri, kuralları, emir ve yasakları ihlal etmek demektir.
Türkçede bu kavram aşırı gitmek anlamında kullanılmaktadır Haddi aşmak; iğretiliktir, yapaylıktır. İnsanın, fıtratından, doğal halinden, özellik ve yeteneklerinden uzaklaşması, başkalarına karşı aşırı kibri yüzünden haksız ya da hukuksuz davranışlarda bulunmak olarak izah edilebiliriz.
Haddini aşma kendini büyük görme emre uymama konusunda kuranın bize verdiği ilk örnek olarak “iblis”tir. Âdemle ilğili kuranda anlatılan kıssada iblis melekler birlikte saygı için secde etmesi istenir ama o aslını soyunu, makamını, mevkisini,üstünlüğünü öne sürerek haddini aşar kibirlenir ve aşağılanarak nimetlerden uzaklaştırıp kovulur.
İşte yeryüzünde tüm haddi aşanları n müstekbirlerin bu anlamda pirleri ustaları “şeytan”dır. Onlar şeytanın peşinde gitmekte olan şeytanın adamlarıdır.
Bilindiği gibi Karun, Musa ümmetindendi. Ama o, toplumda kendini bilmez bir bağî/taşkın oldu.
Biz ona öyle bir hazine vermiştik ki, onun anahtarları güçlü bir topluluğa ağır geldi. Kavmi ona demişti ki: “Şımarıp böbürlenme, Allah, taşkınlık edenleri sevmez. İyilik yap, Allah'ın sana verdiği ile dünyadan nasibini unutmadan âhiret yurdunu ara ve dünyada fesat çıkarmaya niyetlenme.
Allah, bozgunculuk yapanları hiç sevmez." (28/Kasas, 76–77) Haddi aşmak görüldüğü gibi, kendisine verilen mal mülk hazine makam mevki gibi nimetleri böbürlenerek taşkınlık ederek fesat çıkararak kullanmak.
Müstekbirleşmek (haksız yere üstünlük taslamak), meydan okumak yok etmek sindirmek kendisine mutlak itaat ettirmek, etmeyenleri. Tarihte bunun bir çok örnekleri var olduğu gibi günümüzde de tarihteki haddi aşanların takipçileri oldukça fazla. Dünyada örnekleri çok olduğu gibi ülkemizde hatta bölgemizde haddi aşanları rahatlıkla görebilirsiniz.
Elde ettiği gücü gereği gibi kullanmayan hak, hukuk, kural tanımadan bulunduğu makam, mevki ile hegemonya kurmaya çalışan bu tipler kendine haddi aşıyorsun, yanlış yapıyorsun, haddi aşma denildiği zaman hep yanlış anlamışlar.
Ve kendisi makamını korumak hiç kimseyi dinlemediği gibi karşısındakileri yok etmek için her türlü eylemi mubah kılarak gücünü ispat etmenin derdine düşmüş. Bunun içinde hiçbir kural tanımadan ben güçlüyüm ben ne dersem o olur lafımı dinlemeyen bana karşı çıkan muhalefet eden kim olursa olsun yok ederim yıkarım mantığından asla vazgeçmemiştir…
Milleten aldığı gücü haksız yere kullananlar astığı astık, kestiği kestik olan kudretli tiplerin başına gelenleri hep birlikte görmekteyiz. Dünün haddini aşanları elde ettikleri güç ile yağlı kazığa oturturuz mantığını güdenlerin başına gelenleri düşününün.
Bugünde aynı şekilde gücü eline geçirip de toplumda fitne fesat çıkaran ve kendine mutlak itaat etmeyenleri yok etmeye çalışanların başına pek farklı bir şey gelmeyecek. Eninde sonunda yalnız kalacaklardır…
Güç ellerinden gittiği zaman iş işten geçmiş olacak ama fayda etmeyecek.
Öyle değil mi Hz. Musa’ya karşı çıkan firavun onu yok etmek için gittiği kızıl denizde yanlış yolda olduğunu görüp vazgeçmek istediyse de hiçbir şey elde edememiştir.
Onun için herkes haddini bilsin… Benden söylemesi.