banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi hepimizin üzerine olsun kıymetli yarenlerim.

         Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise ateşten, azaptan kurtuluş vesilesi olan Ramazan-ı Şerif'in son günlerindeyiz. Bu müstesna günler, bazıları için ak, bazıları içinde kara gün olacaktır.

         Gelişiyle gönlümüzü, evimizi, nefsimizi şenlendirirken birde baktık ki; toparlanmış ayrılık hazırlığı yapıyor maalesef. Ancak bu hazırlıklar çerçevesinde simalarda seçiyor gibiydi. Mesala kızmayan, yalan söylemeyen, insanları aldatmayan olgunlaşmış oruç tutan müminleri gördükçe mutlu oluyor, hamd ediyordu Ramazan ayı. Gidiyordu gitmesine amma, bir Yahudi’den de aşağı olarak arzu ve isteklerinin peşinden gidenlere bakarak da üzülüyordu. müslümanım dediklerinden utanıyordu.

         Ramazan ayı; yetimlerin gülüşünde, düşkünün duasında, çocukların camilerde cıvıltılarında, kadınların Mushaf’ı ellerine alıp mukabele için camilere gitmeleri hülasa Yusuf (a.s.) misali edep ve hayâyı gördüm oruç tutanlarda. Ramazan ayında cennet sofrasındaki hakiki nimetlerinden Kevser suyunu ikram ediyordu oruçlu diri ruhlarımıza. Hatta oruçlu olanlara Reyyan yazılı olan biletleri gördüm. Birde baktım ki gönül kapısı açık olanlar birer bilet alarak o biletlerle yolculuğa yürüdüklerini gördüm Ramazan ayında.

         Bir kalkan bir de zırhı vardı, bunları şeytana karşı mücadele etmek için oruçlulara dağıttığı cihad teçhizatları gördüm.

         Altın gibi kıymetlinin yanında; paslı, çürük demire razı olanlar, cennet nimetlerini bırakıp, çürümüş, kokmuş yemekleri yiyecekler, kazancın, kurtuluşun, dünyaya gömüldüğüne inanıp otuz gün eğitim ve terbiye okuluna uğramayanlar, sizi gidi Ramazanı varlık nedeninizi, unutup heva ve heves denizinde boğulup giderken sizi kıyıya çekip helak olmaktan kurtarmak isteyen ramazan orucunun sentine uğramayan, sıratı müştekimden nefislerinin başlarına bağladığı yularla insanlıktan çıkmışlara verilen azap mükâfatlarına emin olunuz ki hiçte üzülmedim. Bunca bedbahtlara rağmen Darusselam yurdunu kazanan oruçlarını tutup, mukabelelerini okuyup, teravihlerini kılanların, nefis atının dizginlerini eline alanların Ramazan ayına bu geceden itibaren hüzünle veda edecekleri kesin ve nettir.

Öyle bir geceki; bin aydan daha hayırlı olan ve En emin beldenin en emini olan efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in “Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın.” Buyurduğu üzere;

    “Ey kara düşleri, aklayan gece,

Nurunda günahlar paklayan gece,

Ey içinde bin ay saklayan gece,

Sende nazil oldu, Hazreti Kur’an,

Kâinat görmedi böylesi ğufran...” Gecesini içinde barındıran günlerdeyiz.

Sözlükte kadir (kadr) kelimesi hüküm, şeref, güç ve yücelik gibi anlamına gelirken, dini literatürde ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılmaktadır.

Bu müstesna gece, unuttuğumuz değerleri hatırlatan, körelen vicdanlarımıza hayat sunan eşsiz bir gecedir Kadir gecesi. Allah Resulü (s.a.v.) bu gece için ümmetine “Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” İkazını yaparken, “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”Müjdesiyle de bu geceyi kıymetli kılan, o gecede indirilen Kur'an-ı Kerim’dir, kelamullahtır ki, o kelamullahın okunması ibadet olan zikirdir. Hak ile batılı, iyi ile kötüyü, eğriyle doğruyu birbirinden ayıran Furkan'dır. Öyleyse gelin bu geceyi yani ilahi lütuf ve ikram gecesini öyle ki 83 yıllık ibadeti içinde saklayan o gecedekim bir hayır işlerse, kim bir günün kaza namazını kılarsa, kim Kur’an-ı Kerimden bir cüz okursa, kim Sadaka verirse, kim bizatihi veya telefonla da olsa sılayı rahimde bulunursa, kim kırık bir gönlü tamir ederse, kim bir yetimin başını okşarsa, kim ümmeti Muhammed’in faydası için bir güzellik yaparsa kısacası,

“Geceler sultanı, Kadir Gecesi,

Yedi kat göklerde, kulların sesi,

Duydum ki; yerini, bulmuş nicesi,

Bir yer ver demeye, Sana yöneldim.” Temennisiyle o geceyi ihya ederse, o kul, o geceyi ihya eden müminlerle beraber Rabbimizin (c.c.)’nun vadettiği Firdevs cennetine varis olacaktır varis. 

Hz. Aişe (r.a.)’ha validemizin ey Allah`ın Resulü, Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim diye sorusuna Allah Resulü (s.a.v.) “Allahümmeinnekeafüvvüntühıbbü`l-afvefa`fuannAllah’ım sen çok affedicisin, affı seversin, beni affet’ diye tavsiye ettiği mükemmel duasını gelin af ve mağfiretimiz için bir kez daha tekrarlayalım; “Allahümmeinnekeafüvvüntühıbbü`l-afvefa`fuannAllah’ım sen çok affedicisin, affı seversin, benide affet, anne babamı affet, evlatlarımı affet, sevdiklerimi affet Allah’ım. Âminâmin diyerek “leyletü’l-Kadr” gecemizin Allah katında değerimizin, ibadetlerimizin, hayır ve hasenetlerimizin, kabul edildiği, bayrama affedilen kulları zümresine dâhil edildiği, tuttuğumuz oruçların, kıldığımız namaz ve teravihlerimizin kabul olunduğu, baki hayata göçmüş olan anne babamız, kardeşlerimiz, evlatlarımız ve sevenlerimizin mekânlarını cennet, makamlarını ali eyle Allah’ım. Evlatlarımızı Salih ve Salihalardan eyle Allah’ım. Hanelerimize huzur ve saadet ihsan eyle. Evimiz gül, gönlümüz gülşendareyn hayatımız cennet, şerefyab olacağımız bayramın “Can bula cananını, Bayram o bayram ola. Kul bula sultanını, Bayramın o bayram” olmasını bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, şekil veren, rızık veren, takvaca kimilerini kimilerinden üstün kılan, istediği zaman verme ve alma gücüne sahip olan Hz. Allah (c.c.)’dan niyaz ederim kıymetli dostlarım.

 

 

 

                                                                                        Yusuf ÇAKICI

                                                                           Seydişehir / KONYA

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.