Dünya için tehlike çanları çalıyor. Ne yazık ki gelinen noktaya bakınca hiçte iç açıcı bir manzara görünmüyor. Gerçi bir deyim var ya iş olacağına varır diye ama kaygılanmamak da elde değil.
Tabi ki savaşa hiç kimsenin razılığı olamaz. Buna tepki göstermek ve saldırgan devleti kınamak ve zayıfın yanında olmak hem adaletin hem insanlığın gereğidir. Buraya kadar kimsenin itirazı yok ve tüm kalbimizle de bunu destekliyoruz. Ancak şu batının Ukrayna için sergilediği takdire şayan duruşu da sorgulamadan duramıyoruz.
Neden acaba bu hassasiyet Orta doğuda, Asya’da, Afrika’da Türk ve Müslüman halk için, için kan ağlarken, kıyılırken, tecavüz edilirken, soğukta donarken, bir lokma ekmek bulamazken görülmüyor. Hatta o kadar ileri gidiyor ki yapılan zulüm sabi çocukların Allah’ a şikayet edeceğini, daha ölmeden feryada dönüşüyor. Tıpkı 100 yıl önce İsa’ ya yazılan açık mektup gibi.
Şimdi sorma sırası bu mazlumlar da değil mi? Bize uygulanan bunca zulümlerde sizler neredeydiniz? Başınızı kuma neden gömdünüz? Hatta sizler var ya siz Batı bu zulmün tam merkezinde siniz. İkiyüzlü demek sizi yükseltir. Sizin iki yüzünüz değil bin yüzünüz var. Her yüzünüzde de zerre kızarma yoktur. Rusya’ yı 5 günde günah keçisi ilan ettiniz. İsrail’ in 30 yıldır yaptığını görüyorsunuz ve alkışlıyorsunuz. Myanmar’da diri diri Müslümanlar yakılırken yine yoktunuz, Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü zaten görmezsiniz. Irak,Suriye, Libya, Yemen ve daha hangi İslam diyarında kan akıyorsa hep sizin parmağınız varda ondan akıyor bu kan. Akması sizi hiç ama hiç rahatsız etmez çünkü akan kan Müslüman kanı. Batsın sizin medeniyetiniz.
Süngünün ucu size döndüğünde, namlu bağrınıza yaslandığında nasıl da aslan kesildiniz. Tüm insanlığınız birden bire şahlandı. Acaba bu Ukraynalıların kanları kırmızı değil de başka bir renk mi ki bu batının bu denli insanlığı tuttu. Yoksa onlara çan sesi başka bir çağrışım yapıyor.
Şüphesiz yapıyor ve açıkça bu görülüyor. Ölen ve öldürülen zavallı Müslümanlar olunca nedense dünya, Birleşmiş Milletler de dahil tüm uluslar arası topluluklar, sivil kuruluşlar, dini dernekler de ölüm uykusu hasıl oluyor. Biz millet olarak her zaman olduğu gibi şu Rus işgalinde de yine mazlum olanın yanında yer alıyoruz ve acıma duygusuyla yaklaşıyoruz. Basında yer alan şu haberde göğsümüz kabardı. Ukrayna’ dan yurda getirilen ailelerin yiyeceklerini kolilerle Ukrayna da yetkililere teslim etmeleri, Yurdumuzdan Ukrayna için yardım gönderilmesi gibi insani ve vicdani davranışımız umarım batıya iki yüzlülere örnek olur inşallah.
Mazlum kim olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun mazlum, mazlumdur. Aziz Türk Milleti olarak biz hep böyle gördük ve görmeye de devam edeceğiz. Çünkü biz Peygamber Duasına nail olmuş aziz bir milletiz. Ne Mutlu Bize...