1-) BİRİNCİ DUVAR : "Duvara gelince o, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir define vardı; babaları da iyi bir adamdı.Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü yaşlarına erişsinler ve rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar.Ben bunları kendiliğimden yapmadım, işte hakkında
sabretmediğin şeylerin iç yüzü budur." Kehf suresi 82.Âyet.
Bu yazımızda, bu Âyet-i kerimenin sadece "duvarın altındaki hazine' den bahseden bölümüne yer verelim : yıkılan duvarın altından çıkan hazine maddi ve manevi idi, maddi oranı duvarın altından altın bir levha çıktı, manevi olanı bu levhadaki yazılı olan şu nasihatlar idi :
Kadere inandığı halde üzülene hayret ederim.
Rızkın Allah'tan olduğuna inandığı halde kendini yorana hayret ederim.
Ölüme inandığı halde bu dünyada) sevinene hayret ederim.
Hesap gününe inanıp da gaflete düşene(ve hazırlık yapmayana) hayret ederim.
Dünyanın vefasızlığını bildiği halde onun kucağına güvenle oturana hayret ederim.
La ilahe illallah muhammedun resulullah.
Hızır Aleyhisselam'ın yıktığı duvarın altından çıkan maddi ve manevi hazineler bunlardır.
2-) İKİNCİ DUVAR :
"Keşke (o helak edilen beldelerden) bir belde halkı iman edip te imanı kendisine yarar
sağlasaydı! Ama Yûnus'un kavmi hariç ( diğerleri böyle yapmadı) onlar iman edince dünya hayatındaki zillet azabını üstlerinden kaldırmış ve kendilerine belli süreye kadar imkan vermiştik" Yûnus suresi 98 Âyet.
Bu yazımızda bu Âyet-i kerimenin sadece "zillet azabı üstlerinden kaldırılmış" bölümüne yer verelim.
Kavmi sözünü dinlemediği için onlara kızıp onlardan ayrılan ve üç gün zarfında size azap gelecek diye va'deden Hazreti yunus'un kavmi simsiyah azab bulutlarını görünce tazarru ve niyazda bulundular dua ettiler ve tövbe ettiler.
Tefsir alimlerinin beyanına göre bir adam komşusundan izinsiz ve habersiz aldığı bir taşı kendi duvarının içine koymuşsa o taşın üzerinde altı yedi sıra duvar olsa bile, onları yıkıyor o taşı çıkarıp sahibine veriyordu ki tövbeleri kabul edilsin ve azap onlardan bertaraf olsun gitsin,öyle de oldu.
Dünyadaki iki milyara yakın müslüman biribirlerine karşı ördükleri zulüm duvarlarını yıkmadan, mazlumların hakkını vermeden, mevcut ve gelecek olan belalara ve sıkıntılara göğüs germek için gerçek bir tövbe etmeden, Kur'an'a dönmeden, öbür duvarın altındaki maddi manevi hazinelere ulaşamazlar ulaşsalar bile bu iğreti olur, bu servet ellerinden alınır ve küçük çocukların ağladığı gibi yakınıp dururlar.
İkinci duvarın yıkılması ve duvar sahibine ait olmayan taşın asıl sahibine verilmesi, sağlam bir tövbe ve belanın defi aslında birinci duvarın altındaki hazinelerden çok daha üstün bir hazine olduğunu söylemek abartı olmaz.
Allah'ım tövbelerimizi tazarru' ve niyazlarımızı, istiğfarlarımızı bu kabilden tövbe ve tazarru,bu kabilden istiğfar olarak kabul buyur bize dünya ve ahiret saadetini ve mutluluğunu nasip eyle şüphesiz ki sen her şeye kadirsin.Âmîn.
Ahmet ÖZKAN
8 Şubat 2021 Pazartesi