زهى ايوان كه كمتر بندگان آستان أو
زشاهنشاى روى زمينش عار مى آيد
"Zehî iyvan ki Kemter bendegâni âsitâni uv.
Zi şâhişayi-i rûyi zemineş âri mî âyed."
O'na salât ve selâm olsun Rasulullah efendimizin mübarek Münevver Pâk Ravza-i Mutahharasına hizmet edenlerden en düşük hallî birisine deseler ki : gel seni dünyaya padişah yapalım, o hizmetçi şunu diyecektir : Ben sizin bu teklifinizden utanıyorum ve hicap duyuyorum, dünya padişahlığı nedir ki, Yüce Allah'ın bana lütfettiği bu makam bu hizmet, bu nimet, hiçbir şeyle değiştirilemez.
Evet dünyada bu makamdan daha kaliteli bir makam olmadığı gibi, bu sözden daha kaliteli söz bulunur mu bilmiyorum.
Huzur ve saadeti şatafatlı makamlarda saraylarda dünyanın geçici ve fani lezzetlerinde ve iğreti makamlarda aramayan insanlar bunlar.
O günkü dünyanın büyük bir bölümünü idare eden bir Abbasi halifesi ölüm döşeyinde, makamları sarayları şatafatı kastederek şöyle diyor : Ey mülkün sahibi ve mülkü hiç yok olmayan malik ül mülk Yüce Allah, mülkü ve herşeyi elinden giden,eli bomboş kalan bu aciz kuluna merhamet eyle.
Sonun ve sonucun bu olduğunu bilen ve sonu baştan gören akıllı ve şanslı insanlar, Kur'an'a sünnete Rasulullah'a kabe'ye,Ravzaya mukaddesata dine hizmet etmeyi en büyük Şeref gördüler, aldatmadılar ve aldanmadılar.
Ravza-i mutahharaya hizmet mümkün değil ki şimdi nasıl hizmet edebiliriz diyen birisine şunu demek mümkündür : Halep oradaysa arşın buradadır buyurun Ravza- ı Mutahhara'nın sahibine inen kuran'a hizmet edin,O'nun parlak sünnetine hizmet edin, islam'a ve mukaddesata hizmet edin elinizden geliyorsa Allah'ın hükümlerinden bir ikisini uygulayın Rasulullah'ın bir iki sünnetini yayın neşredin bayraklaştırın sizin payınıza da bu düştü hadi buyurun.
Yağmur yağmadı kar gecikti susuz kaldık ne yapacağız diye sağa sola koşanlar yağmur bombası düşünenler şu hadis-i şerifi dinleyin :
اقامة حد بارض خير لاهلها من مطر اربعين صباحا
"Yüce Allah'ın bir haddini hükmünü hududunu bir yerde uygulamak O yerin halkı için kırk sabah gökyüzünün yağmur yağdırmasından daha hayırlıdır" Taberânî ,el Mu'cem us sagîr Hadis no :966.
Bu kısa yazımızı rağbeti ahiret olan Resulullah olan Cennet olan bir sahabenin talebi ve Resulullah efendimizin ona cevabı ile bitirelim,
Rabia bin ka'b el eslemî isminde bir sahabi der ki : Ben Rasulullah'ın abdest suyunu hazırlıyordum ona hizmet ediyordum bir gün bana dedi ki : Benden bir şey iste, dedim ki : cennette senin arkadaşlığını ve beraberliğini istiyorum, Rasulullah efendimiz buyurdu ki : Başka isteğin yok mu? Hayır dedim o zaman çok secde ederek(namaz kılarak) benimle olman için bana yardımcı ol,(yüce Allah'a dua ederim O da inşallah bunu kabul eder.)Nesâî Hadis no : 1137
Bu Sahabiye bütün dünyanın padişahlığını değil, bütün dünyayı verseler ne kıymeti var bu şerefli maiyyetin ve beraberliğin yanında ne hükmü var, dünyada da Rasulullah ile beraber ahirette de onunla beraber olmanın şerefi ile herhangi bir şey mukayese edilebilir mi?
Bu şeref ve imkan yalnız o ve benzeri sahabiler için değil Bizim için de müheyyâdır, müşteri olana tabii.
Haksız bir davada zirvede olmaktansa, haklı ve şerefli bir davada zerre olmayı tercih edebilmek ne büyük bir şeref.
Allah'ım bizleri ve bütün müminleri Firdevs cennetinde Resulullah efendimize komşu eyle şerefi ve izzeti senin
dininde,sana kullukta gören ve bunu yaşayan kullarından eyle.Âmîn.
Ahmet ÖZKAN
16 Ocak 2021 Cumartesi