banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Ak Parti, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi eğitim ve kültür alanında başarısız. Ak Parti hükümetleri, bugüne kadar eğitim arabasının kaportasını tamir etti, fren balatalarını yeniledi, pasta cila yaptırdı, motora dokunmadı.

Eğitimin motoru öğretmendir. Eğitim kalitesi öğretmenin kalitesini geçemez. Ak Parti öğretmen yetiştirme sistemi geliştirmedi. Eğitim fakülteleri 1982 model. Darbeci Kenan Evren’in kurduğu sistemle yürüyor.

Prof. İsmail Aydoğan “Eğitimde Kimlik Arayışı” kitabında yeni bir örnek öneriyor. Prof. Aydoğan diyor ki:

“Türkiye, Osmanlı’nın son dönemlerinden beri yüzünü ve gönlünü Batı’ya dönmüş, oraya meftun, her türlü miyarını orası belirlemiş. Bu anlamda Türkiye eğitim-öğretim tarihi bunalımlar tarihidir. Şurası bir gerçek ki şimdiki Türk eğitim sisteminde ne Türkiye var ne eğitim var, ne de sistem var. Eğitim sistemi ciddi bir kimlik bunalımında.” (s.47)

Eğitim fakültelerinde okutulan dersler, öğretilen metot ve teknikler Batı’yı örnek alıyor. Bizim kültür ve medeniyetimizle alakası yok, hatta düşman.

“1299’dan 1699’a kadar 400 sene Osmanlı eğitim sistemi ile yetişen insanlar toplumu yönetmiş, dünyanın en önemli ve tek söz sahibi ülkesi olmuş ve fetihler yapmış. Bilecik’in Söğüt ilçesinde kurulan Osmanlı, 1699 yılına geldiğinde üç kıtaya yayılmış, Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika’nın büyük bölümünü egemenliği altına almıştı. Elbette bu başarının altında mektepler, medreseler ve tarikatların yetiştirdiği dervişlerin büyük bir rolü vardır.” 

Avrupalılar, ortaçağda yaşadıkları kilise baskısından ve onun getirdiği geri kalmışlıktan kurtulmak için Rönesans dönemi başlattılar, kiliseye başkaldırdılar. 1453 İstanbul’un fethi ile Doğu Roma çöktü. Avrupalılar çaresizlik ile kendi dirilişlerine sarıldılar, insana yatırım yaptılar. Din adamlarının baskısından kurtularak sanayi, edebiyat ve sanata yöneldiler… Francis Bacon (1561-1626) din adamlarının tahakkümünden kurtulmak için bilgiyi öne çıkardı, pozitivizmin öncülüğünü yaptı. Galile, Kepler, Descartes modern akılcılığı ve aydınlanmacılığı savundular. Avrupa, Hıristiyanlıktan uzaklaşarak pozitivist bir yaklaşım (din dışı) sergiledi. Anlayış değişti; bilim, ticaret gelişti.

Ekonomi ve teknolojide ileri giden Avrupalılar sömürgeci politikalarla dünyayı istila ettiler, sömürge ülkelerin yer üstü ve yer altı kaynaklarını kendi ülkelerine taşıdılar, zengin oldular. (s.51)

“1800’den itibaren eğitimde yapılan değişiklikler Batı paradigması doğrultusunda gerçekleştirildi. Batının pozitivist, isyancı, aşırı yenilikçi, aydınlanmacı, rasyonel ve seküler bilim anlayışı benimsendi.”(s.59) 

Batıcı anlayış, bizi dünya devleti yapan değerlere savaş açtı.

“Medreseler, tekke ve zaviyeler, ulema, âlim, halifelik, padişahlık vb. genellikle cahillikle, kötülükle, gelişmemişlikle ilişkilendirilerek öğretildi. Buna karşı yapılan devrimler övgüyle dillendirildi. Bunlar ders kitapları, öğretmenlerle ve basınla halka öğretiliyordu. 

Bugün eğitim fakültelerinde okutulan Türk eğitim tarihi kitaplarında da bu anlayış sürüyor. Sadece öğretmen yetiştiren fakültelerin müfredatı değil, okullardaki derslerde özellikle inkılap tarihi ve Atatürkçülük derslerinde bu anlayış devam ettirilmektedir.” (s.59)

Batı aydınlanmayı, Hıristiyan papazlarının baskısını kırarak gerçekleştirdi. Yeni bir kimlik kazandılar. Onlar kimlik kazandı, biz onları taklit ederek kimliğimiz kaybettik. 

Hıristiyanlığın yerine İslamiyet kondu, papazın yerine imam.

Hâlbuki ortada çok önemli bir fark var. İslamiyet ilmi, okumayı, ilerlemeyi teşvik eder. İslam medeniyeti kitap ve ilim medeniyetidir; ahlak ve adalet temeli üzerine kurulmuştur. Müslümanlar Kur’an’dan aldıkları ilhamla bin yıl dünyaya hükmettiler, adalet ve ahlak medeniyeti kurdular. Batılılar gibi sömürmediler, katliam ve soykırım yapmadılar.

Prof. Aydoğan, Batı taklitçiliğinin eğitim kimlik krizine soktuğunu vurguluyor ve şu öneride bulunuyor: “Eğitim sistemi İslam ile barışmalı. Doğunca kulağına ezan okunan yavrularımızın okulda da ezanla barışık olması gerekir. Onlara para için değil, ibadet olduğu için çalışması gerektiği öğretilmeli.”

“Eğitimimizin kimliği Türk kültür ve geleneklerine uygun olmalı. İslam’ın insan, hakikat, tabiat, bilgi kavramlarını bilmek ve ona göre anlayış üretmek gerekir.

Pozitivizmin önerdiği bilim mantığının, kültürümüzün bilgi mantığıyla örtüşmediğini hatta çeliştiğini ortaya koymalı.

Din ahlaktır, kültür bu ahlakın yaşantısını ortaya koyar. İlim öğrenmek farzdır, öğrenmenin adabını kültür ortaya koyar. Türk kültürü İslam’ın emrettiği alışkanlıklardan başka bir şey değildir. (s.62-63) 

“Milli Eğitim Şurası oluşturulmalı. Sağlık Bakanlığı’na bağlı bilim kurulu oluşturulduğu gibi.

İslam ile barışacak, ahlaklı insan yetiştirmeyi esas alan, Anadolu kültürüne uygun öğretmen yetiştirecek Eğitim Üniversiteleri kurulmadı. 

Ders müfredatları pozitivist ve dinsiz anlayış yerine İslam inancına uygun olarak yeniden yazılmalı.”(s.63)

Ayasofya açıldı, 15 Temmuz’da vesayet sisteminin kalesi darbeci anlayış yıkıldı.

Ak Parti, eğitim ve kültür alanında başarılı olmak için Akif’in tarif ettiği öğretmenler yetiştirmeli. Geç kalındı, daha fazla gecikirsek Kuzey Kıbrıs’a döneriz. 

“Muallimim diyen olmak gerekir imanlı;

Edepli, sonra liyakatli sonra vicdanlı!”

Beyin Vitamini: Eğitimin Kimlik Arayışı isimli kitabı Ak Parti eğitim kollarına, öğretmenlere tavsiye ederim. (Pegem Akademi; [email protected]; 0312- 430 67 50)

 

Yazarın önceki yazıları:

Kimliğini yitiren eğitim, Milli Eğitim Bakanı olacak adam

Azerbaycan yüreğimde atardamardır

MEB’den beklenen ve İslam esaslarını ispat ederek anlatma

Eğitimde hedef belirleme ve ikna etme sanatı

Fransa’ya beyin devşiren okullar

YORUMLARA GÖZAT (11)

DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

GÖNDER

Yorumlarınız incelendikten sonra yorum kurallarına uyması halinde yayına alıncaktır.

2020-10-08 01:56:00Kimliğini yitiren eğitim, Milli Eğitim Bakanı olacak adam

 - 

Bakan Ziya Selçuk’un “eğitim vizyonu” Batı’ya yetişmek ve benzemek hedefini amaçlıyor. Adı üstünde eğitiminvizyonu. Eğitimin hedefleri denmiyor. Programı okursanız, yıllardan beri tutulan öğrenci dosyaları “portföy” olmuş. Daha önceki bakanların özenle müfredat programlarına yerleştirdikleri “değerler eğitimini” Ziya Selçuk telaffuz bile etmiyor. Bakanın kıble kabul ettiği Batı’nın değerleri, kesinlikle milli ve manevi değerlerimizle uyuşmuyor çünkü.

Ak Parti’nin en iyi icraatı olan seçmeli Kur’an, Siyer ve Temel Dini Bilgiler; İngilizce ve matematiğe yenildi. Bakan bu dersleri ağzına almıyor, ona şirin gözükmek isteyen kimi idareciler bu derslerin seçimi için gayret göstermiyor.

Prof. İsmail Aydoğan, EĞİTİMİN KİMLİK ARAYIŞI isimli her eğitimcinin okuması gereken ve üstüne kafa yorması gereken bir eser kaleme almış. Eğitimin kimliğini kaybettiğini söylüyor; eğitime ruh verecek “ahlak eğitiminin benimsenmesi ve önemsenmesi” gerektiğini anlatıyor ve eğitim sisteminin yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunuyor. 

Dr. Nurettin Topçu’nun izinde yürüyor Prof. Aydoğan. Eğitimin ruh, vicdan, ahlak omurgası üzerine inşa edilmesi gerektiğini anlatıyor. Önemli teklifler öneren kitaptan aktarmalar yapacağım:

“Mevcut eğitim sistemi Batı’dan kopyalanmıştır. Önce Fransız, sonra İngiliz, sonra da Amerika eğitim sistemleri tercüme edildi ve uygulandı. Batı eğitim sistemi; pozitivist, maddeci; manayı inkâr ve reddediyor. Evrensellik girdabında boğuluyor.

İthal eğitim sistemleri, milli kültür için tehlike. Makine gıcırtısı ilahileri susturdu.

Eğitim sistemi kimlik arıyor, çözümü dışarıda arıyor. Kendi tarih ve inancımızdan koptuk, amaç ve ideal yokluğu yaşıyor.

Fransız ve İngiliz sistemleri eğitimin kimyasını, Amerika eğitim sistemi biyolojisini bozdu.

Eğitimin merkezine ahlakı koymak gerekir. Eğitimde asıl olan ahlaktır. 

Ahlak, Hz. Peygamberin (sav) ifadesiyle; kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamaktır. Hz. Muhammed (sav), İslam güzel ahlaktır, buyurur.

Eğitim; insanı, vicdanının emrine sokma gayretidir. 

Eğitim sistemi ciddi, ahlaklı, samimi, merhametli, sorumlu insanlar yetiştirmeli. O zaman ülke bağımsız olur. 

Bizim medeniyetimiz ahlak merkezlidir. İnsanın gönül, kalp ve aklını öne çıkaran, yerli ve milli bir eğitim sistemi inşa edilmeliyiz. 

Eğitim, kişiyi değerli hâle getirmeli. İdeali olmayanın değeri olmaz.

Ülke eğitimle, eğitim öğretmenle, öğretmen idealiyle var olur.

İdealist, ahlaklı, becerikli, meziyetli, bilgili öğretmeni olmayan eğitim sistemi, medeniyet inşa edecek insanlar yetiştiremez.

Öğretmenin sahip olması gereken özellikleri Mehmet Akif şöyle dile getirir:

“Muallimim diyen olmak gerekir imanlı;

Edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı!”

Eğitim Fakülteleri böyle nitelikli eğitimci yetiştirecek şekilde tanzim edilmemiştir. İdeal öğretmen olmazsa idealist insanlar yetişmez.

EĞİTİM ÜNİVERSİTESİ KURULMALI

Prof. Aydoğan, Ak Parti’nin bugüne kadar yapmadığı ve mutlaka yapması gereken çok önemli bir teklifte bulunuyor. 

Ahlaklı, liyakatli, bilgili, becerikli öğretmen yetiştirecek eğitim fakülteleri kurulmalı.

Mevcut eğitim fakülteleri yerli değil, İslam kültür ve medeniyetinden beslenmiyorlar, yönü Batı’ya dönük. Öğretim görevlileri Batılı dergilerde makale yayınlayarak doktor, doçent, profesör oluyorlar.Ne kadar yabancı kaynaktan faydalanırlarsa o kadar itibar görüyorlar. İngilizce makale yayınlayarak akademisyen oluyorlar. Batılı ölçü ve kriterleri yerine getirerek unvan ve makam kazanıyorlar. 

Özgün bir düşünce biçimine geçilmesi lazım. Ahlak özgürlüktür, ahlakı olmayanın özgürlüğü olmaz. Ahlakın sağladığı özgürlük, özgünlüktür. Öğretmenin ahlaklı olması, özgür olması; özgür olması, özgün olması demektir.

Ahlakı olmayanın öğretmen olması engellenmeli. Öğretmende asıl olan ahlaktır. Elbette bilgili, becerikli olmalı; dersini iyi öğretmeli, öğrencilerini başarılı yetiştirmeli, sınavlara iyi hazırlamalıdır. 

Dünya ile yarışabilecek erdemli nesiller yetiştirebilmek için öğretmenlerin nitelikli yetiştirilmesi şart. Ahlaksız ve beceriksiz kişiler öğretmen olamamalı. 

Öğretmen olacakların ailesi iyi araştırılmalı, hayat tarzı gözlemlenmeli; anlama ve kavrama kabiliyeti, mesleki yeterliliği ölçülmeli; fizik ve konuşmasının düzgün olmasına dikkat edilmeli.

Fakültelerde okutulan eğitim psikolojisinde sadece Piaget, Kohlberg, Maslow gibi Batılılarıngörüşleri değil; “Ben sadece muallim olarak gönderildim” buyuran Hz. Peygamber (sav) ile İslam kültür ve medeniyetinin harcını yoğurmuş Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Ahmet Yesevî, Mevlâna, İbn Haldun gibişahsiyetlerin eğitim anlayışı öğretilmelidir. (Eğitimde Kimlik Arayışı, s.40-45)

Prof. İsmail Aydoğan; yerli, milli ve İslam ahlakını temel alan bir eğitim modeli öneriyor. Tam Milli Eğitim Bakanı olacak adam. 

Değerli Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN’a milli değerlere bağlı bir ilim adamını bakan yapmasını âcizane tavsiye ederim.

Taklitçi ve kopyacılarla bir yere varılmaz. Yusuf Kaplan’ın dediği gibi, kralın emirlerini yerine getirerek dünyaya kral olamazsınız, kralın soytarısı olursunuz. Taklitçilikle milli ve manevi değerlere bağlı nesiller yetiştirilemez. 

Medeniyetimizin köklerine bağlı, ahlaklı, dindar ve medeniyet inşa edecek bir nesil yetiştirmek için Prof. Aydoğan gibi bir bakana ihtiyaç var. 

Beyin Vitamini: Eğitimin Kimlik Arayışı isimli kitabı bütün eğitimcilere tavsiye ederim. (Pegem Akademi; [email protected]; 0312- 430 67 50)

 

YORUMLARA GÖZAT (31)

DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

GÖNDER

Yorumlarınız incelendikten sonra yorum kurallarına uyması halinde yayına alıncaktır.

Yazarın önceki yazıları:

Kimliğini yitiren eğitim, Milli Eğitim Bakanı olacak adam

Azerbaycan yüreğimde atardamardır

MEB’den beklenen ve İslam esaslarını ispat ederek anlatma

Eğitimde hedef belirleme ve ikna etme sanatı

Fransa’ya beyin devşiren okullar

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.