Kuran’ın baştan sona Zulmü, küfrü, zalimi mahkûm eden mesajı, hangi gerekçeyle olursa olsun zulmü meşrulaştırmak isteyen herkesin suratında kıyamete kadar çarpacak olan İlâhî bir tokattır.
Bu tarz tarihî olayların, geçişte ve pek çok değişik zaman ve mekânlarda farklı isimler arasında olduğu gibi, bugün de yaşanmaya devem ettiği ve kıyamete kadar da yaşanacak olması kaçınılmazdır... Netice de insanlık tarihi tekerrürden ibarettir… ve önemli olan şey, bu tarihî karşılaşmada kimin kimlerin yanında kimlerin karşı safında yer aldığıdır.
Hz. Hüseyin'in şahadeti, bir masal olarak değil, kökeni ta eskilere dayanan ve kıyamete kadar da devam edecek olan iyilik ve kötülüğün saltanat ile nübüvvet arasındaki mücadelenin bir simgesidir. Kerbelâ olayı hem 'nübüvvet' hem 'saltanat' için bir semboldür. Bu nübüvveti temsil eden 'Hüseynî' ile saltanatı temsil eden 'Yezidî' olarak ayrılmış çizgilere sahiptir.
Hz. Hüseyin mazlumiyeti, muhacereti, fedakârlığı, adaleti, şahadeti, cesareti, izzeti ve kıyamı temsil ederken; Yezid, saltanatı, zulmü, hileyi, alçaklığı, dini kisve adı altında karanlığı zulme müstekbirliği, şeytanı oyunları temsil etmektedir. Bu ezelî mücadele de herkes kendisine yakışan yeri almaktadır.
Hz. Hüseyin’in yaşadığı dönemde haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı başkaldırarak bu uğurda katledilmesi aradan 1400 yıl geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi sıcaklığını korumaktadır. O gün nasıl yürekleri yaktıysa bugünde aynı şekilde yüreklerimizi yakmaktadır.
Hz Hüseyin efendimiz haksızlığa karşı hakkın, çıkarcılığa karşı vefakârlığın, zulme karşı adaletin ve hakkaniyetin sembolüdür. O, hiç bir hesap peşinde koşmadan kendisini Hakk'a adayan gerçek ve örnek Müslüman karakterinin sembolüdür.
Dünyanın en kıymetli serveti olan İslam’ın yüce değerlerini müdafaa etmek, bu serveti korumak uğruna canını, malını, evladını, geleceğini ve çok sevdiği değerleri ortaya koyabilmek bu yolda kendinden sonra gelenlere sembol olmak, peygamber ikliminde İslam’ın tertemiz kaynağından sulanan erlere yakışan bir davranıştır. Ancak o zaman içinde kalmasını yeterli görmek İslam’a uygun bir bakış açışı değildir.
Bugün bizlerin Kerbela Kıssasından alacağımız dersler “Kerbela’nın şahadet; zulme, haksızlığa, adaletsizliğe karşı dik durarak her türlü fedakarlıkta bulunmak tır. Kerbela edebiyatı yaparak ağlanıp sızlanma, duygu sömürüsü modunda, sırça saraylarda yaşamaya devam etmek değildir. Rabbim bizleri Hz Hüseyin efendimiz gibi yaşamayı, onun gibi mücadele eden Müslümanlar dan eylesin.
Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri rahmetle anıyoruz.