1991 yılında Maybach ve Daimler tarafından icat edilen Mercedes ve Benz’in üretim hikâyesini yazmıştım. İki mühendis, 1883’te uykularını feda etmiş, rahatlarını terk etmiş, gece gündüz çalışarak araba motoru yapmışlar. Atölyede geceleri şangır şungur gürültü yaptıkları için komşuları, sahte para basıyorlar diye onları polise şikâyet bile etmiş; araba yola çıkınca da alkışlamışlar.
Selçuk Bayraktar ve ekibinin havaya uçurduğu insansız hava aracı AKINCI’nın hikâyesini anlatan filmi seyrederken çok duygulandım.
Hepsi de genç Türk mühendisleri: Sakallı, başörtülü, baş açık, tıraşlı, uzun saçlı…
Senelerce okula gelen öğrencileri kılık kıyafet kontrolünden geçiren, kravatı olmayanı, okul forması giymeyeni, saçı uzun olanı kapıdan çeviren öğretmenler adına utandım.
Kışla mantığı ürünü okul formalarının öğrenmeye, okumaya, bilgi sahibi olmaya, bildiklerini uygulayıp teknolojiye dönüştürmeye hiçbir katkısı yokmuş meğer.
Mühendislerimizin hepsi serbest kıyafette.
Önemli olan kafanın içi. Hangi bilgilere sahip, üretici fikirleri var mı?
Ekibin başı Selçuk Bayraktar, işin başında hayal kuruyor:
“İnsansız hava aracını uçurursak İHA alanında dünyadaki ilk üç ülkeden biri oluruz!..”
Ekibi kurmuş, kafaya takmışlar…
Bir hayalin peşine düşmüşler. Hedef belirlemişler.
Kafa kafaya ve el ele vermişler, kolları sıvamışlar. Hepsi alanında uzman, iyi yetişmiş, idealist, çalışkan yiğitler.
Hangar inşa etmişler, çalışma başlamış. İHA tasarlamışlar, teknoloji üretmişler, 40 bilgisayarı birbiri ile koordineli bir şekilde çalıştırmışlar.
Önce motor ve yazılım programları, sonra parçalar… Nihayet havada uçacak İHA kanatları…
Bilgiyle, heyecanla, merakla ve gece gündüz çalışarak…
Gecede bir-iki saat uyumuşlar… Günlerce, aylarca hatta yıl boyu…
Kablolar, elektronik yazılımlar, bilgisayar bağlantıları, yapay zekâ ürünü programlar…
Aksamalar olmuş, arızalar çıkmış ama kimsenin moralini bozmamış, kimse vazgeçmeyi düşünmemiş, yeni bir gayretle çalışmışlar.
5.5 tonluk insansız hava aracını hangarda inşa etmişler, motorunu çalıştırmışlar.
Nihayet gün gelmiş, Çorlu’ya gidip pistte ilk uçuşu gerçekleştirmek istemişler.
Ve uçuş anı…
Haydi Bismillah!.. Ekipte heyecan dorukta. Bütün gözler İHA’nın üzerinde.
Nefesler tutuldu. Kalp atışları gümbür gümbür…
Araç havalanıyor.
“Aman Allah’ım!..”
İşte beklenen an. Gurur, mutluluk, sevinç… Tarif edilmez duygular.
Azim, inanç, ideal, tutku, bilgi ve alın terinin zaferi.
Vecihi Hürkuş’un yaptığı uçak Hürkuş’a yapılan suikastın intikamı…
Nuri Demirağ, 26 Mayıs 1944’te ilk yerli uçağı İstanbul’dan Ankara’ya uçurmuş, CHP yönetimi sabote edip başarısızlığa mahkûm etmişti. İhanete uğrayan uçak projesinin ihyası…
İHA uçtu, gökleri fethetti ve nihayet piste döndü.
Selçuk Bayraktar ve ekibi Yahya Kemal Beyatlı’nın anlattığı akıncı ruhuyla çalışmış, şairin akıncı ruhunu anlatan mısralar dillerinde:
“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün deve gibi bir orduyu yendik!”
Selçuk Bayraktar’ın sesi:
“Hayırlı uğurlu olsun! Başardık. Hepinizi tebrik ediyorum.”
Mühendisler birbirlerini tebrik ediyor, tokalaşıyor, kucaklaşıyorlar.
Semalarımızda Türk mühendislerinin uçurduğu İHA’larımız var artık.
Afrin’de, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı Harekâtlarında destan yazan SİHALAR kendi mühendislerimizin eseri.
Libya’da, darbeci Hafter’i hezimete uğratan, sömürgeci Fransızların hayallerini yerle bir eden, Yunanistan’ın Akdeniz petrollerini, Darbeci Sisi ve Katil İsrail ile anlaşarak Avrupa’ya pazarlama hayallerini mahveden SİHA’lar bizim mühendislerimizin eseri.
Yeni bir devir başladı: Artık bizim insanımız da icat, keşif, buluş yapıyor.
Hans, Abraham, Yakop, Josef, Marya, Eva, Salomon’un yaptığını Hasan, İbrahim, Yakup, Yusuf, Meryem, Havva, Selçuk da yapabiliyor.
Uyuyan dev uyandı, çok şükür. Yeni destanlar yazıyor, destanları yeniden yazacağız.
Yeni bir devir başlıyor Allah’ın izniyle.
Selçuk Bayraktar yeni hedefler belirliyor:
Sırada Cezerî uçan araba var, insansız hava uçağı var.
Arkasında annesinin duası, milletimizin dua ve desteği var.
Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkacağız. Genç mühendislerimize gözümüz gibi bakacağız. Onları kurda kuşa, Gladio’nun satın alabileceği üniformalı canilere kaptırmayacağız.
Medeniyet yürüyüşümüz başladı