banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Konya Milletvekili eğitimci Halil Etyemez, ülke problemleri ve bu problemleri çözecek insan yetiştirme ile ilgili eğitim şurası teklifinde bulunuyor.

Halil Bey’e katılıyorum ve destekliyorum. 

Reis, acilen eğitim şurası düzenlemeli.

Corona virüsü ve dünyadaki etkileri gösterdi ki ülkeler acil durumlarda içe kapanıyor ve kendi sorunlarını çözmeye odaklanıyor, başka ülke ve insanların problemlerine gözlerini yumuyorlar.

Terzi kendi söküğünü dikemez hâle geliyor. İtalyan’ın ısmarladığı sağlık malzemelerine Almanya el koyabiliyor, ABD daha fazla para verip alabiliyor. 

Batı’da insanlık ve ahlak yerlerde sürünüyor.

Dünya henüz corona hastalığının yayılmasını önlemek için çalışıyor. Hastalığı önlemek için alınan kısıtlama tedbirlerinin yol açacağı ekonomik problemlerle tam olarak yüz yüze değiliz.  İleriki günlerde ekonomik problemlerle yüzleşeceğiz. Bunun başında gıda ve beslenme gelecek.

Kendi kendine yeten ülke olmak zorunda. Özellikle tarım, ziraat, gıda üretimi, hayvancılıkyazılım, teknolojik gelişmeler, programlama alanında ihtiyaç duyacağımız kalifiye elemanları eğitmek ve yetiştirmek zorundayız. 

Bakan Berat Albayrak’ın bir milyon yazılımcı projesi Milli Eğitim Bakanlığı ile projelendirilmeli.

Mevcut eğitim sistemi üretimi değil, tüketimi körüklüyor, insanları şehirlere topladık, köylerdeki nüfus oranı % 8’e indi. Eğitimde 2023 vizyonu Anadolu liselerini merkez alıyor. Bakan üniversite hocası, TED Koleji modelini biliyor. Kolej modelini merkeze alan sistem gençlere meslek öğretmez, onları üniversite kapısına yığar. Ülkenin ihtiyacı kolej ve Anadolu lisesi değil, meslek lisesi

Geçen yıl üniversite sınavına girenlerin % 34’ü bir yere yerleşebildi. Daha fazla liseli üretmenin faydası nedir?

Meslek yüksekokulları ve bazı üniversiteler fonksiyonel değil. Mezunlarına meslek, beceri ve hüner kazandırmıyor. Diplomalı işsiz üretiyorlar. Suşehri KYK’da seminer verdim, sağlık meslek lisesi öğrencileri ağırlıktaydı. Meslek yüksekokulu kazandığı için mutlu olan var mı diye sordum. Kimsenin eli kalkmadı. Çoğu yüksekokullar, üniversite sınavına girmek için bekleme istasyonu. 

Anadolu’yu geziyorum. Ekilmeyen araziler var. Tarım ve hayvancılık babadan görme usullerle yapılıyor. Birçok il ve ilçede tarım meslek lisesi yok. Açılan tarım meslek liselerine rağbet yok.

Tarım üniversitesi kurmak, gıda ve beslenme konusunda kendi kendimize yetmeyi hedeflemeliyiz. 

Yurdun bazı yerlerinde hayvancılık yapılıyor. Çoban Afganistan, Özbekistan, Kırgızistan’dan geliyor. Gençlerimiz işsiz. Eğitim bunu mu amaçlıyor? İş beğenmeyen işsiz yetiştirmek hüner mi?

Sanayide ustalar çırak arıyor, kalfa yetişmiyor diye dövünüyor.

Nitelikli teknik eleman arayan bulamıyor.

Hayvancılık babadan görme usullerle yürüyor.

Ziraat fakülteleri anfide ders işliyor. Çiftlik, arazi, besi damı yok.

Köyler boşaldı, tarlalar ekilmiyor. 12 yıllık mecburi eğitim köylerin boşalmasına yol açtı, tarım arazileri yatıyor.

TOKİ durmadan yeni şehirler kuruyor, köy ve kasabalar buralara taşınıyor.

İşsizlik oranı % 13.8, genç işsizlerin oranı % 23.

Milli Eğitim Bakanlığı yangına körükle gidiyor, Anadolu liselerinin kontenjanları artıyor, meslek liseleri kan kaybediyor.

Prof. Osman Çakmak “Üniversite hocaları İngilizce yayın yaparak kariyer ve unvan kazanıyorlar, İngilizce makalenin ABD ve İngiltere’ye faydası olur, bu ülkeye değil” diyor.

Üniversite hocaları proje yaparak, ülkenin problemlerine çözüm üreterek, sanayi ve tarım sektörü ile birlikte çalışıp üretimi ve zenginliğimizi artırarak unvan ve kariyer kazanmalı.

Ülkemize hizmet etmeliler, ABD ve İngiltere’ye değil.

Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, MEB, Tarım Bakanlığı, Eğitim Sendikaları, YÖK, Sanayi odaları, ziraat odaları, TOBB ve diğer meslek kuruluşları, eğitim yazarlarını bir araya getiren bir Eğitim Şurası toplanmalı. Yeni dönemde eğitime yön verecek ve ülke problemlerini çözecek bir eğitim sistemi geliştirilmeli. 

İbn Haldun, meşhur Mukaddime’sinde “Mağluplar, galiplerde kendilerinde olmayan meziyetler olduğunu vehmeder, onları taklide başlarlar, asıl o zaman yenilgiye uğrarlar” der.

Türkiye; İstiklal Savaşı kazanmamış gibi bir eğitim ve ekonomik kalkınma modeli takip etti, ediyor. Selçuklu, Osmanlı, İlhanlı, Harzemşahlar, Altınordu Hanlığı gibi dünya çapında devletler kurduğumuzu ve bin yıl medeniyeti temsil ettiğimizi unuttuk, Batı taklitçiliği yapıyoruz.

Taklitçilik bizi kalkındırmadı, dünya ile yarıştırmadı, onları geçmemizi sağlamadı.

Kendi kültürümüzü, medeniyetimizi, dinimizi ve töremizi unuttuk hatta onlara düşmanlık ettik. Geriye dönüp baktığımızda Batı’nın bilim ve teknolojik üstünlüğünü dünyayı sömürme ve Batılılaştırma yolunda kullandığını görürüz. 

Batı emperyalisttir ve geldiği yer imrenilecek bir yer değilJaponya, Güney Kore, Çin, Singapur örnekleri gösteriyor ki Batı geçilebilir.

Eğitimde yeni bir yol haritası çizilmeli. Kendi kültür, medeniyet ve değerlerimizle barışık bir sistem geliştirmeye mecburuz. 

Hak ve adaleti gözetecek, vicdanlı, hünerli, erdemli, dünya ile yarışacak nesiller yetiştirmeyi amaçlamalıyız.

Sütununda, ekranında laf ile dünyaya nizam verip kaçak villalar yapan Portakal, Y.Özdil, Can Dündarlar nereden yetişiyor? Sorgulamamız lazım.

Halil Etyemez’in teklifi çok yerinde ve doğru bir tespit.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.