Avrupa’da bir belediye otobüsünün arkasına kocaman harflerle yazmışlar:
“Bıçak İsmail’i kesmedi.
Ateş İbrahim’i yakmadı.
Balık Yunus’u yemedi.
Deniz Musa’yı boğmadı.
Çünkü onlar Allah’a teslim oldular. Gelin sadece Allah’a teslim olalım.”
Allah virüs belasını başımıza neden sardı? Çünkü isyan ettik ve asi olduk:
1. Zinayı suç olmaktan çıkardık, genç yaşta evliliği suç sayan yasalar çıkardık. Homo evliliklerine ses çıkarmadık.
2. İslam’ın üç ay olarak belirlediği nafaka süresine beğenmedik, ömür boyu nafaka yasaları ithal ettik.
3. Aile reisi erkeği, kadının beyanını esas alarak bayanların iki dudağı arasına hapsettik. Kaprisli kadın ve kızların beyanıyla reisleri evlerinden kovduk.
4. Fahişe, homoseksüel, lezbiyenlik yapan arsızların sokağa taşmasını engellemedik.
5. Yeme, içme, gezme, gösteriş modalarına kapıldık; açları, yoksulları, fakirleri görmedik.
6. Giyinme, takı, süslenme, gösteriş modalarına uyduk; tevazu ve edebi kaybettik.
7. Fen bilgisi, biyoloji, fizik, kimya, hayat bilgisi, coğrafya kitaplarından Allah’ın adını sildik. Allah’ın eserlerini doğaya, tesadüfe havale ettik, kendiliğinden oluyor, dedik.
8. Kötülüklere ses çıkarmaz olduk, görmezden geldik, kanıksadık. İyiliği emretmez, tavsiye etmez, tavsiye edenlere kulak asmaz olduk.
9. Allah’ın emir ve yasaklarını hiçe saydık; zengin olma uğruna suyu, toprağı, havayı kirlettik; diğer canlıların kitlesel ölümlerine göz yumduk.
10. Müslümanlar kardeştir, zulmetmeyiniz, birbirinizin boynunu vurmayınız, haksızlık etmeyiniz emirlerine kulak tıkadık. Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta, Afganistan’da, Nijerya’da kardeş kavgalarını körükledik, engel olmak isteyenlere dünyanın 5 büyüğü engel oldu.
11. En büyüğü ve en önemlisi zulme seyirci kaldık. Suriyeli çocuk, ÖLÜNCE HER ŞEYİ ALLAH’A ANLATACAĞIM, dediği zaman tüylerimiz diken diken olmadı.
12. Aylan bebek, Akdeniz’in sularında boğulup cesedi kıyıya vurduğunda boğazımız düğümlenmedi.
13. Vatanlarında iç savaş çıkartılan, evlerini ve yurtlarını terk edip botlara binerek Avrupa yollarına düşen mazlum sığınmacıların botlarını batırdık, Akdeniz sularında boğuldular, seyrettik. Boğulanların hâli kalbimizi titretmedi.
14. İsrail her gün Filistinli öldürdü, masumların evlerini başlarına yıktı, ses çıkarmadık.
15. Amerika ve Avrupa vampirleri; Irak, Afganistan, Suriye, Libya’yı işgal edip sömürdükleri zaman putlaştırılan demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü kimsenin aklına gelmedi.
Şair ne kadar doğru söylemiş:
“Hak sillesinin sedası yoktur;
Bir vurdu mu devası yoktur.”
Allah imhal eder (mühlet verir) ama ihmal etmez.
“Göklerin ve yerlerin orduları Allah’ındır. Allah çok güçlü ve hikmet sahibidir.”(Fetih, 7)
Allah, görünmez ordularından minicik bir virüsü gönderdi: Barları, pavyonları, zina evlerini, kahvehaneleri, içkili lokantaları, baloları kapattı. Savaşlar durdu. İslam ülkelerinde savaşlar çıkartıp Müslümanları birbirine kırdıran zalimlerin silahları ellerinde kaldı, bankalara istif ettikleri paralar işe yaramıyor.
Biz kendimizi düzeltirsek virüs orduları vazifesini yerine getirmiş olur.
Gelin kaderin attığı virüs taşlarının sesini duyalım, kötülüklerden vazgeçelim.
Silah satmak, petrol ve doğal kaynakları sömürmek için savaş çıkarmayalım. Barış ve adaleti sağlayalım.
Allah; bütün bütün belamızı vermeden kendimize gelelim, tövbe edelim, ona teslim olalım.
İsmail aleyhisselam gibi O’nun emirlerine boyun eğelim.
İbrahim aleyhisselam gibi O’na güvenelim.
Musa aleyhisselam gibi O’ndan yardım isteyelim.
Yunus aleyhisselam gibi tövbekâr olalım.
Muhammed aleyhisselam gibi O’na sığınalım, dünyamız Sevr Mağaramız olsun.
Zulümlere, haksızlıklara, kötülüklere son verelim.
Fatih’in emaneti Ayasofya’ya vurulan kilidi kıralım. Avrupa’nın ithal kanunlarını bırakıp Mecelle’ye dönelim. Allah’ın emirlerini baş tacı edelim, haramları terk edelim.
Tövbe arınmaktır; kirden, pisten, çirkinliklerden, ruhumuzu kirleten günahlardan temizlenmektir. Yeni ve tertemiz bir başlangıç yapmaya niyet edelim; adalet ve merhamet medeniyeti kuralım.