Her gün okuduğum, kıymetli yazar Ali İhsan Karahasaroğlu, dün yazısına “YAZIKLAR OLSUN BİZE” başlığını atmış ve Ak Parti iktidarının iş başına getirdiği Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin işlerini iyi yapıp yapmadıklarını sorgulamış, EBA’da 3. sınıf öğrencilerine “tırnağı ojeli, göğsü dekolte” bir bayanın ders anlattığını belirtmiş ve iki önemli tenkitte bulunmuş:
1. Bitkilerin Yaşam Döngüsü konusunu öğretmen, “Yaratanı” akla getirmeden anlatıyor. Her şey döngü sonucu kendiliğinden oluyor şeklinde sunuyor.
2. Canlıları, bitkiler ve hayvanlar olarak ikiye ayırılıyor. İnsan, canlı türü sayılmıyor, hayvan sınıfına sokuluyor.
Ali İhsan Bey ateist bakış açısına itiraz ediyor:
“İslam’ın eşref-i mahlûkat olarak tanımladığı insan, ilkokul 3.sınıf öğrencisine, hayvan olarak tanıtılıyor. Biz bunu eleştireceğimize, ateistlerin saldırılarına cevapla vakit harcıyoruz. Onun için yazıklar olsun bize diyorum!”
Yazar yerden göğe kadar haklı. MEB’in hazırladığı fen bilgisi, biyoloji, kimya, fizik, coğrafya, sosyal bilgiler kitapları “YARATANI” ağzına almaz, Allah demez. CHP dönemlerinde konulan ateist prensiplere sıkı sıkıya bağlıdır.
Dersi EBA’da milletin gözü önünde anlatan öğretmen de “ateist disipline” uyar. Allah dese dersi EBA’ya koymazlar Talim Terbiye Kurulu ve MEB yetkilileri.
Müsaadenizle öğretmenlerin takip ettiği Fen Bilimleri 3. sınıf kitabından örnek vereyim:
Işık kaynaklarını ikiye ayırır:
1. Doğal Işık Kaynakları 2. Yapay Işık Kaynakları
“Doğal ışık kaynakları kendiliğinden ışık yayarlar. İnsan etkisi olmadan, doğada kendiliğinden bulunurlar” der. S.129
MEB ders kitabını okumaya devam edelim:
“Canlı ve cansız varlıkları birbirlerinden ayıran iki temel özelliğin kendiliğinden hareket edebilme ve beslenme olduğunu öğrendiniz.”
“Cansız varlıklar ya doğada kendiliğinden bulunurlar ya da canlı varlıklar tarafından üretilmişlerdir.Örneğin hava, su, göl, toprak, taş ve güneş gibi cansız varlıklar doğada kendiliğinden bulunurlar. Saat, bilgisayar, kalem ve bisiklet gibi cansız varlıklar ise insanlar tarafından üretilmişlerdir.”s.162
“Kırmızı balık ve Balıkçı Hasan bütün canlı varlıkların sahip olduğu, kendiliğinden hareket etme özelliğine sahiptir.” S.161 (Fen Bilimleri 3, Anadolu Yayıncılık, Yazan Erhan Yiğit)
MEB, NEDEN DİNSİZLİK SATAR?
Pozitivist, ateist, Darwinist ilkelere bağlı fen bilimleri kitapları yazdıran MEB yetkilileri, yaratıcının varlığını neden saklar?
Konuyu bu sütunda ve Akit’te daha önce de dile getirmemize rağmen, inkârcılıkta neden ısrar ederler?
Ders kitabında kendiliğinden oldukları söylenen Güneş ve Dünya’nın mükemmel bir sistem içinde hareket ettiklerini anlatayım. Böylesine mükemmel bir sistemin kendiliğinden olup olamayacağına siz karar verin.
“Dünya’nın Güneş’e uzaklığı 150 bin km’dir. Güneş, 1300 Dünya büyüklüğündedir. Dünya, Güneş etrafında dönerken elips şeklinde bir yörüngede hareket eder, 4.800.000 km’lik değişken bir eksen çizer.
Her sene iki kere çok riskli bir şekilde Güneş’e yaklaşan Dünya, o korkunç çekim kuvvetine kapılıp Güneş’e yapışması gerekirken yapışmaz, çekim gücünün en çok olduğu bir zamanda birden Güneş’ten uzaklaşmaya başlar.
Dünya’nın ekseni 23.5 derece eğiktir, bu eğim sayesinde mevsimler oluşur. Bu eğim tesadüfen olamaz.
Dünyamız saatte 1670 km hızla döndüğü halde, (bir otomobilden 16 kat hızlı) dış yüzeyinin % 70’ini kaplayan denizler, göller, nehirler, cisimler ve insan uzaya savrulmaz.
Dünya 3 ayrı ve düzenli hareket içindedir:
1. Kendi etrafında döner, bu hareketiyle gece ve gündüz meydana gelir.
2. Aynı anda gezegeni Ay ile birlikte Güneş etrafında 108.000 km (otomobilden 1080 kat hızlı) hızla döner; yıl ve mevsimler meydana gelir.
3.Güneş sistemi içinde Samanyolu spiraliyle birlikte döner, hızı saatte 720 km’dir.
Yaklaşık 200 milyar yıldızı içinde bulunduran Samanyolu Galaksisinin uzay içinde yüzme hızı saatte 946.800 km.
Acaba kâinattaki bu hassas düzeni kim kurdu? Milyarlarca yıldan beri kim idare ediyor?
Arabaya yapan mühendisler var. Arabayı süren şoför var.
Elbette Dünya, Güneş, Samanyolu, Vega burcu sistemini yaratan, boşlukta yüzdüren MUHTEŞEM BİR KUDRET var.
“Güneş kendine mahsus bir yörünge içinde akıp gider. Bu, Aziz ve Âlim olan Allah’ın takdiriyledir. Ay için de yörüngeler takdir ettik ki git gide kurumuş hurma dalına döner. Ne Güneş’in Ay’a yetişmesi mümkündür ne de gece gündüzü geride bırakabilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.” (Yasin, 38-40) (Evrenden Mesajlar, Raif Öztürk, s.15-17. Kitabı okuyucularıma hararetle tavsiye ederim.)
MEB ders kitapları gerçekleri saklamaktan ve ateizm propagandası yapmaktan ne zaman vazgeçecek?