Gelecek seneden itibaren sınıfta kalma sistemi geliyor. Öğretmenlerin eli güçlenecek. Sosyal medyada sevinç çığlıkları atan öğretmenleri görünce notun silah olarak kullanılma ihtimalini düşündüm, içim “CIZ” etti. Meslek hayatımda yeterince kaprisli ve notu silah olarak kullanan insan gördüm.
Bilenle bilmeyen, çalışkan ile tembel, gayret eden ile yan gelip yatan bir tutulmamalı.
Tembeller ve dersi kaynatanlar, yeni şeyler öğrenmek isteyen öğrencilere engel olur, zarar verir, öğretmenin enerjisini boşa çıkarır, ders anlatma isteğini yok eder. Bu sebeple dersi öğrenemeyen öğrenciler sınıfta kalmalı.
Sınıf seviyesine uygun bilgi sahibi olmayan öğrenciler “uyum öğrencisi” adı altında okula devam etmemeli. Almanya’da kaldığım yıllarda “Sonder Schule” (özel okul) adı altında devlet okulları vardı, öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler bu okullarda eğitilirdi. Bu okullarda öğretmenlik yapacak öğretmenler 6 sene eğitim görürdü, sınıflar 15 kişiyi aşamazdı. Öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler daha küçük sınıflarda daha itina ile hayata hazırlanırdı.
Esas yanlışlık Liselere Giriş Sınavı’ndaki % 10 barajında. Dershaneye ihtiyaç kalmasın, herkes mahallesindeki liseye gidebilsin diye Milli Eğitim Bakanlığı liselere giriş sınavını kaldırmak istedi. Son anda LGS kondu ve ortaokulu bitirenlerin % 10’u fen, sosyal bilimler ve proje okullarına girmeye başladı.
Geçen sene 2.5 milyon öğrenci üniversite sınavlarına girdi ve öğrencinin % 34’ü bir yüksekokul veya üniversiteye yerleştirildi.
LGS’de öğrencinin % 10’u seçiliyor, geriye kalan öğrenci için de % 26’lık bir dilim daha üniversite ve yüksekokullara girme şansına sahip, yani yarış devam ediyor.
Alman eğitim sistemi akademik eğitim görecek öğrencileri ilkokuldan sonra öğretmen notuyla seçer. Bizde Bakanlık, öğretmene bu yetki ve sorumluluğu hiçbir zaman vermedi.
SBS sınavları yapılırken okul notunun % 30’luk etkisi vardı, LGS’de o da kaldırıldı, okul notu etkisizleştirildi.
Her şeyi merkezi sınavlar belirliyor. O zaman da dershaneye, kursa giderek lise sona kadar yarış sürüyor, sınav sistemi dershane ve kurs sistemini körüklüyor.
SEKİZİNCİ SINIFTAN SONRA AKADEMİK
EĞİTİM YAPACAKLAR KESİN AYRILMALI
LGS’de öğrencinin en fazla % 40’ı akademik eğitim için ayrılmalı. Üniversite okuyamayacak öğrenci Anadolu liselerine gitmemeli, meslek liselerine yönlendirilmeli, öğrencinin boşu boşuna 4 yılı harcanmamalı.
Akademik eğitim yapabilecek öğrenciyi 8. sınıf sonunda okul notlarına ve okuldaki başarı durumuna bakarak sınıf öğretmenler kurulu karar vermeli. Öğretmenlere sorumluluk verilmeli ve yetkilendirilmeliler. Üniversite okuyamayacak öğrenci Anadolu lisesine gidememeli.
Meslek liselerinde bir yıl teorik eğitim yapılmalı, geriye kalan 3 senede uygulama eğitimi verilmeli. Öğrenci; mesleği iş yerinde, ustadan öğrenmeli. Son sene, haftada üç gün uygulamaya giderek hiçbir meslek öğrenilmez.
Meslek liseleri 4 sene olmamalı, öğrenci berber ve marangoz, tesisatçı olacaksa 3 sene yeter.
Meslek lisesinde okuyup da kariyer yapmak isteyenlere, meslek yüksekokullarına gidebilmeli. Bu okullar tam donanımlı, uygulamalı olmalı ve mesleğe göre süresi değişmeli.
Bugünkü meslek yüksekokullarının çoğu atölye ve uygulamadan mahrum. Askerliği erteleme ve yeniden üniversiteye hazırlanma yeri. Meslek yüksekokullarının pek azı gençlere bir meslek öğretiyor.
Meslek öğreten okullar yeniden ele alınmalı ve reforma tabi tutulmalı.
Bir ay önceydi, bir ilçede eğitim semineri verdim, KYK yurdunda meslek yüksekokulu öğrencileri ile sohbet ettim. Sohbet sırasında yüksekokulu kazandıkları için hayatından memnun olanlar elini kaldırsın, dedim.
Hiç kimse kaldırmadı.
Yaklaşık 200 öğrencinin bulunduğu bir salonda hiçbir öğrenci meslek yüksekokuluna gittiği için memnun değil.
YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı bu kadar net bir tabloyu görmeli ve meslek yüksekokullarını derhal masaya yatırmalı. Bu okullara meslek lisesi öğrencileri alınmalı. Bir mesleği iyi derecede öğretir niteliğe kavuşturmalı.
Gençleri hayata hazırlamayan, bir meslek öğretmeyen, üniversite önünde bekleme salonu işi gören okullar kapatılmalı.
Sınıfta kalma sistemi getiren Bakanlık; İstanbul, Diyarbakır, Van, Gaziantep, Konya, Mersin, Adana gibi kalabalık sınıflarda eğitim yapan illerde sınıfların daha da şişeceğini göz önüne almalı, eğitim seferberliği başlatmalı. 2019 yılında ikili eğitime son verilecekti, hükümetin seçim vaadini hatırlatayım.
Esas mesele meslek liselerinde gençlere bir mesleği adamakıllı öğretebilmek. Meslek liseleri cazip hâle getirilmeli. Bu yapılamazsa üniversitenin önünde yığılma devam eder.
Gençler arasında işsizlik oranı % 24. Bu durum, meslek eğitiminin kalitesizliğini gösterir.