Bu sabah öğrendim vefat haberini
Doğduk, öleceğiz; buna imanımız tam.
81’in ikinci dönemi tanışmıştık Beyşehir İmam Hatip Lisesi’nde. Aynı okulda aynı okullardan mezun olarak aşkla, şevkle çalışan üç arkadaştınız ve ilk kez duyanların bencileyin şaşırdığı gibi birbirinize ‘Amcaoğlu’ diye hitap ediyordunuz. Çok geçmedi ben de katılmıştım bu muhabbete maddi bakımdan Nasreddin Hoca Türbesine benzeyen bu okulda. Bu benzetme okulun doğu cephesinde inşaatın devam etmesi sebebiyle tam kapatılamamış kısımlarının olmasındandır. Sade arkadaş değil, akraba olduğumuzu sanırdı yanımıza gelip halimizi görenler.
O zorluklarla dolu; lakin başarı yönünden her zaman gıptayla andığımız bereketli yıllarımızı, bu yıllarda kazandığımız dostları ve kurulan dostlukları canlı tutmak için en fazla çabayı senin gösterdiğini kabul etmeliyim. Bu bakımdan Amcaoğlu sen var ya sen, dostlara ve dostluklara giden yolları sürekli açık tutmak için gecesini gündüzüne katan bir yol işçisi gibiydin gözümde.
Emekliliğini güzel yurdumuzun neresinde geçiriyor olursa olsun kimin düğünü var orada oldun, kimin bir yakını vefat etmişse yanlarındaydın. Mezun olup gitmiş kimi doktor, kimi öğretmen, kimi avukat, kimi imam, kimi esnaf kimi amir, kimi memur olarak kendilerine teslim ettiğimiz bayrağı şerefle dalgalandıran vefalı öğrencilerimizin neredeyse hepsiyle iletişimi hiç koparmadın. Zihninde o kadar ismi kabul etmeliyim ki senin kadar canlı tutabilenimiz yoktu. ‘Dostluklar emekle yaşatılır.’ derdin her zaman. Dostların ikramı için de zarif bir gerekçen vardı: Onların sevap kazanmalarına vesile olmak…
Az sonra seni seven dostlarınla son yolculuğuna uğurlamak için Konya’ya gideceğim. Musalla Mezarlığı’na.
Doğduk, öleceğiz elbette; lakin dilime şair Yahya Kemal’in ‘vatan’ teması bağlamında ifade ettiği kederin düşmesine mani olamıyorum.
“Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor/ Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor”
Sonra bir başka şairin o çok tanıdık mısraları katılıyor korteje:
“Hayata beraber başladığımız/ Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir/ Gittikçe artıyor yalnızlığımız” diyor ya Cahit Sıtkı. Onun hissettikleri gibi bir şey boğazımıza düğümlenen be Amcaoğlu.
Bizden yaşça büyük bir abimize, Mustafa Doğan Hoca’ya ara sıra söylediğin ‘Abdullah gel de bizi bir topla!’ deyişini hatırladım seni uğurlamak üzere toplandığımız cami önünde. Baktım o da gelmişti. Ona bu sözünü hatırlattığımda ‘Topladı işte!’ deyiverdi be Amcaoğlu, deyiverdi de kastettiği toplamanın böyle olacağı kimsemizin aklına gelmezdi.
Ve toplandık…
Büyük bir toplantıydı bu Amcaoğlu!
Beyşehir’den, Akşehir’den, Seydişehir’den başta olmak üzere cennet yurdumuzun birçok yerinden her yıl bir defa toplamak için günlerce uğraşıp durduğun okul arkadaşların, sevgili öğrencilerin; eğitim camiasından, spor camiasından, siyaset camiasından, diyanet camiasından kadir bilir birçok insan katılmıştı bu büyük toplantıya.
Toplantının gündemi çok hazindi. Hazin olduğu kadar yaşarken bir türlü toplanıp hasret gideremeyişimizin boşluğunu veya açlığını hatırlatır gibiydi nisyan ile malül hafızalarımıza.
Gerek cami avlusunda, gerek kabristanda aylardır, belki yıllardır bir araya gelememiş, birbirinin isimlerini ve simalarını hatırlayamaz olmuş insanlar bu hazin buluşmayı fırsat bilerek mazide kalan beraberliklerindeki izleri, ayrı kaldıkları onlarca yıldan beri nelerle meşgul olduklarını anmaya ve araştırmaya koyuluyorlardı. Belki bir daha aramayacakları numaraları kaydediyorlardı akıllı telefonlarına.
Manzara hazin ve fakat ne yazık ki senin de bildiğin hakikatimiz bu olmuştu son zamanlarda be Amcaoğlu! Buluşma günlerini toplum olarak ikiye kadar indirmeyi başarabilmiştik: Cenazeler ve düğünler…
Tabutunun bize bakan tarafında ismin ve unvan olarak da son anına kadar her fırsatı değerlendirerek icra etmekten büyük bir zevk aldığını bildiğimiz kelime yazılıydı: Abdullah Gencer ‘eğitimci.
Ve eğitimcilerin her zaman anlatacakları olurdu yaşadıkları topluma.
Bizi topladığın bu büyük toplantıda da dostluğa, vefaya, hesabiliğe değil hasbiliğe, fedakarlığa ve azme dair ne varsa anlattın son bir kez.
Umarım ders alırız.
Ders alırız da diriliş vesilemiz olur gidişin.
Mekânın cennet olsun Amcaoğlu! Rabbim rahmet eylesin!
Hacı Halim Kartal