Mucize doğar doğmaz başlıyor. Bebek doğunca annesinin memesinde süt hazır.
Kâinatta tesadüfe tesadüf edilemez, diyor Sokrates.
Belli ki bebeği bebekten iyi tanıyan merhametli bir güç var, devreye giriyor, her şeyi programlıyor.
Doğum sırasında bebek, bifido bakterilerini annesinden yüzüne sıvanmış olarak alır. Bakteriler ağızdan geçerek bağırsaklara yerleşir, yiyecek bekler ve tabi ki besinler çarçabuk gönderilir.
Anne sütü; yağlar, proteinler ve laktozların (süt şekeri) yanı sıra çok özel oligasaccaride (basit şeker) bulundurur, aksi hâlde sindirim sisteminin çalışması mümkün olmaz. Bu maddeler bifido bakterileri içindir, onları besler.
Bebeğin minicik bedeni bu özel şeker enerjisi sayesinde bağışıklık sistemini ve hastalıklara karşı savunma sistemini geliştirir.
Her anne çocuğunu emziremeyebilir. Anne sütünde bulunan özel basit şekeri(oligasaccaride) vücut almazsa birçok bifido bakterisi yok olur, onların yerini zararlı bakteriler alır.
Anne sütüyle beslenenlere göre anne sütü içmeyen bebeklerin daha sık karnı ağrır, daha çok ishal olur ve alerjik hastalıklara maruz kalır.
Vücudu birçok hastalığa karşı koruyan bifido bakterilerini, anne, baba veya bebek yapamaz, yaratamaz. Bebeğin sağlığını onlardan iyi düşünen bir yaratıcı var.
İlk yemekten itibaren kural şudur:
“Aldığımız gıdalar, bağırsaklarımızdaki bakterileri, onlar da sağlığımızı etkiler.İçimizde yaşayan bu mikroplar topluluğu vücut sisteminin işlemesinde ve sağlıklı kalmamızda önemli etkilere sahip.”
Yulaf ezmesi, buğday kabuğu, fındık, keten tohumu, siyah ekmek, sebzeler, lifli yiyecekler; insanın hazmedemediği polysaccaridler (çok elementli şeker) bakterileri beslemek içindir. DİYET LİFİ insanın hazmedemediği besinlerdir, bunlarla bakteriler beslenir.
Vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan Mikrobiyota denilen 100 trilyon kadar bakteri var. Toplam ağırlıkları 2-3 kg. Sayıları vücut hücrelerimizden 10 kat daha fazla.
Araştırmacılar, damarlardaki bifido bakterilerini uzun zaman önemsememiş. Şimdi farkına vardılar ki bu bakteriler, kötü beslenmeden dolayı vücudun hastalanmasında çok önemli role sahipler.
Bu şaşırtıcı gelişme, sağlıklı beslenmede yepyeni bir bakış açısı geliştirmeye sebep oldu.
İnsan belirli hastalıklara tutulmamak ve uzun yaşamak için bağırsaklarındaki bakterileri doğru beslemeli.
“Beslenmede yeni bir döneme giriyoruz. Sağlıklı besinlerle beslenerek vücut sağlığımızı koruyabiliriz. Doktorlar bugüne kadar şeker ve yağlara odaklanarak bifido bakterilerinin önemini göremedi. Eğer lifli besinlerle bakterilerimizi beslemeye dikkat edersek birçok hastalığa yakalanmaktan kurtuluruz” diyor Lüksemburglu mikrobiyolog Mahesh Desai. (Der Spiegel, 20.6.2019)
Bilim dergisi Lancet’in yazdığına göre araştırmacılar 40 yıldır yürüttükleri 243 araştırmanın sonuçlarını açıkladılar:
İnsan büyük lifli diyet uygulayarak beslenirlerse hastalıkların yol açtığı ölümler % 30 oranında azalıyor. Koroner kalp hastalıkları, felç, diyabet hastalıkları, bağırsak kanseri önemli oranda azalıyor. Yulaf ezmesi ile beslenen 1000 kişide 13 ölüm olayı daha az görüldü. (s.98)
Araştırmalar gösteriyor ki bağırsak bakterileri ne kadar iyi beslenirse faydaları o oranda artıyor. Kim küçük sağlıkçıları kendisi için çalıştırmak istiyorsa özellikle onları besleyen gıdaları tüketmeye önem vermelidir.
Bifido bakterileri, et ve sebzelerdeki kompleks moleküllerin parçalanmasına yardım ederler. Bakteriler olmaksızın yediğimiz besinlerin sindirilmesi mümkün değildir.
Mikrobiyota beynin çalışmasını da etkiliyor, bu sebeple bağırsaklara ikinci beyin deniyor. Uykuyu düzene koyan, insana özgüven veren serotonin sıvısının % 70’i bağırsaklarda üretiliyor. Beynimizin sağlıklı olması için bağırsaklarımızın sağlıklı olması şart.
Bifido bakterileri şu yiyecekleri seviyor:
Sırasıyla psilyum tohumu, kabuklu buğday, keten tohumu, mercimek, bezelye, yulaf ezmesi, badem, fıstık, ceviz, nohut, armuz, brokoli, karnabahar, lahana, beyaz ekmek, patates, elma.
Bakteriler bu gıdalarla beslemezse onların yerini istenmeyen bakteriler alır ve bağırsak salgılarını tüketir, hastalıklar baş gösterir.
Antibiyotikler ve paketlenmiş gıdalar bifido bakterilerini öldürür. Bunlardan uzak durmak lazım.
Spiegel yazarı Jörg Blech, bakterilerin anne vajinasından bebeğine yüzüne sıvanıp oradan bağırsaklara inip yerleşmesini tabiat istiyor, demiş.
MEB’in fen bilgisi, hayat bilgisi, biyoloji, fizik, kimya, coğrafya kitapları da Jörg Blech’in bakış açısı ile yazılmış. Ateistlerin bakış açısından ders kitapları ne zaman kurtulacak?
Tabiat, kâinatta gördüğümüz varlıkların hepsinin adı. Jörg Blech, doğadaki hangi varlığın bu minnacık bakterileri bağırsaklara yerleştirdiğini ve vücudu hastalıklardan koruma işini ona kimin öğrettiğini söylememiş. Bebeğin etrafındaki varlıkları sayalım: Anne, baba, dede, ebe, güneş, ay, dünya, hava, su, dağ, taş, bitkiler, hayvanlar vs.
Bunlardan hangisi bifido bakterilerini tanır, onları bağırsaklara yerleştirip vücudumuzu hastalıklardan nasıl korunacağını onlara öğretebilir?
Hiçbiri akıllı, şuurlu, bilgili, irade sahibi, mikrobik varlıklara ders öğretecek yetenekte değil.
Bu hikmetli işleri bizi tanıyan, bakterileri yaratabilen ve bütün kâinata hükmü geçen yaratıcı yapabilir.
Doktorların yeni keşfettiği, bizim hiç tanımadığımız minnacık bakterilerle; bedenimizi felç, kanser, ishal, alerji ve daha birçok hastalığa karşı koruyan Allah’a sonsuz şükürler olsun.