Demokratik Toplum Partisi genel başkan yardımcısı Selahattin Demirtaş, Ergenekon?un PKK?yı yönetmesini ?çok spekülatif? bulmuş, ?Gerçekten Erenekon?sa PKK?yi yöneten, devlet ortaya çıkarsın bunu. Eğer öyle olsa bile yine Kürtlerin demokratikleşme meselesini değiştirmez. Kürtler, PKK?ya bakış açısını değiştirirler.?demiş.
Demirtaş, devletin savcısının konuya el attığını ve Ergenekon?un PKK ile görüştüğünü, işbirliği yaptığını bilmek istiyorsa Ergenekon iddianamesine bakmalı. Mesela iddianamede şu ifadeler yer alıyor:
?Ergenekon dokümanının ?terör? başlığı altında, "terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gereğinde ?naylon terör grupları? oluşturularak, terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır.? denilmektedir. "Panzehir" dokümanında, PKK terör örgütü ile işbirliği yapılması kararlarının alındığı anlaşılmaktadır. Dosyamızdaki mevcut delillerden şüpheli Doğu Perinçek, Ferid İlsever ve Hayati Özcan'ın PKK kamplarında PKK elebaşısı Öcalan'la birçok fotoğrafının bulunduğu, buradan da şüpheli Doğu Perinçek'in Ergenekon terör örgütünün kararlarına göre teori ve planlama dairesi başkanlığı bünyesinde terör örgütleri ile irtibat konusunda da görevli olduğu anlaşılmaktadır.? (İddianame, 1.dosya, s.104)
Yine Selahattin Demirtaş, Ergenekon sanıklarından emekli Org. Hurşit Tolon, Doç. Ümit Sayın, Gürbüz Çapan ve şimdilik Ergenekon sanığı olmayan, 28 Şubat süreci mimarlarından emekli Org. Çevik Bir?in adaya gidip Öcalan?la görüştüğünü bilmiyor olamaz. İstiyorsa bendeki gazete kupürlerini kendisine gönderebilirim.
PKK- Ergenekon işbirliğine ve Öcalan?ın Ergenekon üyesi olduğuna dair bilgi edinmek isteyen, Emniyet İstihbarata Dairesi eski başkanı Bülent Orakoğlu?nun İhanet Çemberi kitabına bakabilir, orada bol bol birinci elden kaynak var. Ayrıca Orakoğlu?nun ?PKK elebaşısı Ergenekon üyesiydi.? şeklindeki açıklamaları medyada yeterince yer aldı.
Ergenekon sanıklarından Hikmet Çiçek?in flash diskinde ve İşçi Partisi basın bürosundaki bilgisayarda bulunan "Protokol" isimli word belgesi içersinde; "Protokol Önerisi - 06 Haziran 2000" başlığı altında, Abdullah Öcalan'ın avukatı ile Özel Kuvvetlerde çalıştığı öne sürülen Oğuz'un konuşması var. Konuşmanın bir yerinde Oğuz şunları söylüyor:
?Semdin Sakık'la da ilişkimiz vardı. Çok iyiydi. Yeşil kanalıyla silah alış verişi yapanlar da vardı. Öcalan sıkıştırdığı için Kuzey Irak'a geçip Barzani'ye teslim oldu.
Öcalan yakalanmasaydı, TSK içinde büyük sorun çıkacaktı. Çünkü komutanlardan bir grup, PKK'ye silah sattı, uyuşturucu trafiğini birlikte yürüttü. Siz belki bilmiyorsunuz, ama Barzani ve Talabani'ye verilen 3 bin kaleşnikofun Osman Öcalan'a verileceğini biliyorduk. Ayrıca başka bir parti silahın teslimatı için bir ekip Şam'a ve Bekaa'ya gitti. Silopi Tugay Komutanlığı, bu işbirliğini belgeledi. Gece görüş dürbününe varıncaya kadar askeri malzeme satışı yapanlar ortaya çıkarıldı. Abdullah Öcalan bunları iyi bilir. Size bunları söylemiyor. Nasıl yakalandığını da anlatmıyor. Öcalan gözlerini açtığında uçakta ona "Memlekete hoş geldin." diyen de Pilot Necati idi. Başından beri girdiği ilişkileri biliyoruz. Örgütü kursun diye Öcalan'a 10 milyon lira verildi. Biz bunları bilerek konuşuyoruz. Ancak Öcalan?a biz siyasilerden elçi gönderdik, onları tartakladı. Cemil Bayık'la birlikte Melik Fırat'ı küfürle, tartaklayarak geri yolladı.?
Selahattin Demirtaş ve DTP?liler, PKK?ya bakış açılarını değiştireceklerse Ergenekon iddianamesini ciddi bir şekilde etüt etmeliler.
Demirtaş, TDP?nin solcu bir parti olduğunu söylüyor. Öte yandan DTP milletvekili Emine Ayna seçim konuşmalarında ?Ey Kürtler? diyerek ırkçı bir söylem taşıyan sözler sarf ediyor. Bu durumda DTP, ?nasyonel-sosyalist? bir partiye dönüşmüş oluyor. Hem solcu hem ırkçı. Hitler?in partisi gibi.
DTP?liler ırkçılığın çıkmaz sokak olduğunu, solculuğun temelinde evrensellik ilkesinin ve insan haklarının yattığını bilmeleri gerekir. Irkçı söylemleri olan sosyalist bir pati, Türkiye?nin ve insanımızın sorunlarına çözüm üretemez.
Demirtaş, Zaman gazetesinden Nuriye Akman?ın sorularına verdiği cevapta (1.12.08 Zaman) cevapta ?demokratikleşme ve insan hakları?ndan söz ediyor.
Kürt sorunu, insan hakları ve demokratikleşme bazında ele alınırsa çözüm için ortak payda bulunmuş olur. Ama bunun için DTP?nin Ergenekon?la bağlantısı kesin olan PKK?yı dışlaması, terörü reddetmesi gerekir.
DTP?liler, bu bağlamda PKK yerine AKP ile ortak payda arama çabasına girmeliler. Türkiye?nin AB girme çabalarını desteklemeliler.
Emekli Albay Necabettin Ergenekon?un ?Türkiye?de milli bir derin devlet yok. Veli Küçük dâhil, bu insanların tamamı birer piyon. ABD ve İsrail güdümünde Siyonist bir derin devlet vardır. Bu, kendilerine Ergenekon diyen örgüt de bunun bir uzantısı olabilir.? sözleri unutulmamalıdır. Gladio benzeri Ergenekon?un CIA organizasyonu olduğu ve Avrupa Birliği?nin kurulmasından sonra Avrupa?da tasfiye edildiği, biz de ise 1999 yılında evrim geçirip Ergenekon?a dönüştüğü bilinen bir gerçek. Ergenekon, çözüm üretmiyor, aksine halkın seçtiği iktidarları terör yoluyla terbiye edip iktidarını sürdürmek istiyor.
Not: CIA, Ergenekon, Pentagon, PKK ve PKK?yı Yöneten Türkler konusunda daha fazla bilgi edinmek isteyenlere Bülent Orakoğlu?nun Timaş yayınları arasında çıkan İhanet Çemberi isimli kitabını tavsiye ederim.