Eğitim Bir-Sen?in Ankara?daki Başkent Öğretmenevi?nde düzenlediği Eğitim Felsefesi Kongresi?nde konuşan İngiliz bilim adamı Robert Bidelux, son küresel ekonomik krizin aynı zamanda Batılı değerlerin krizi olduğunu söyledi. Kapitalizm, finans ve banka sistemi yoluyla kendi değerlerini dünyada hâkim kıldığını ve bütün dünyaya dayattığını vurgulayan İngiliz bilim adamı, Batılı değerlerin duvara tosladığını ve yeni değerler sistemi bulunması gerektiğini anlattı.
Kapitalizm merhametsiz ve sömürgecidir, kapitalin ve zenginlerin çıkarlarını esas alır. Fakirler için bir çözüm önerisi yok.
Hâlbuki dünya insanının çoğu fakirdir. Zenginlerle fakirler arasında zekât ve yardımlaşma köprüsünün kurulması gerekir. Dünyadaki en korkunç uçurum, zenginlerle fakirler arasındaki uçurumdur. Kapitalist sistem, sahip olduğu değerler sistemi sonucu fakirleri göz ardı etti. Batı ülkeleri dışındaki ülkeleri sömürülecek memleketler olarak gördü. Dünya ekonomisi banka ve finans sistemine göre düzenlendi ve bu sistem çöktü.
İnsan merkezli bir sistem üşünülmeli. Hayatın merkezine kapitali değil, insanı almalı. İnsanlar arasında yardımlaşma köprüleri kurulmalı.
Bu sebeple Mehmet Akif?in düşünceleri bugün de aktüel. Akif, Batı?yı emperyalist olarak gördü ve İstiklal Marşı?nda ?canavar? olarak niteledi. Batı medeniyetinin insanî nitelikleri olmadığı için medeniyet olmadığını ifade etti.
?Medeniyet denilen maskara mahlûku görün,
Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün.
Medeniyetin bir maske olduğunu ifade etti. Batılı güçler 1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu?yu işgal etmek için Çanakkale?ye gelince Akif, maskenin yırtıldığını söyledi:
?Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz,
Medeniyet denilen, kahpe, hakikat, yüzsüz.?
Akif, sadece Batı?yı ve Batılıları eleştirmedi. Büyük şair, Batı ile ilim ve teknoloji yarışına girmeyen, geleceğe ümitle bakmayan, çalışmayan Müslümanları da kıyasıya eleştirdi. Üstünlüğün bilim ve teknoloji alanında ileri gitmekle sağlanacağını vurguladı Safahat?ında.
?Okumak bahsini geç, çünkü o defter kapalı,
Bir redif zabiti mektepleri debboy yapalı.
Sıtma, fuhuş, içki, kumar, türlü fecayi salgın?
Sonra söylenmeyecek şekli de var hastalığın.
Kaç hakiki Müslüman gördümse makberdedir,
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir.?
Halbuki milletlerin geleceği ilim ve teknolojik gelişmelere ve ahlakî erdemlere bağlıdır. Sadece ekonomi ve bilimsel gelişme, insanlığın mutluluğunu temin edemez.
?Çünkü milletlerin ikbali için evladım,
Marifet, bir de fazilet? İki kudret lâzım.
Marifet ilkin ahaliye saadet verecek
Bütün esbabı taşır, sonra fazilet gelerek
O birikmiş duran esbabı alır, memleketin
Hayr-ı ilasına tahsis ile sarf etmek için.? (Safahat, Asım, s.441)
Akif, bilim ve teknolojik gelişme olmazsa sadece faziletin milletin saadetini sağlayamayacağı kanaatindedir.
Akif, Batı karşısında Müslümanların seçici davranması gerektiğini söyler. Batılıların ahlak ve insanlık anlayışını hiç beğenmez. Onların insanlığının ?canavarlık? olduğunu ifade eder, ama Batı?daki ilim ve teknolojinin alınması gerektiğini de vurgular.
?Sade Garb?ın yalınız ilmine dönsün yüzünüz.
O çocuklarla beraber, gece gündüz didinin;
Giden üç yüz senelik ilmi tez elden edinin.
Fen diyarında sızan nâmütenahi(sınırsız) pınarı,
Hem için hem getirin yurda o nafi (faydalı) suları.? (s.443)
İnsanlara ve milletlere üstünlük sağlayan bilim ve teknolojik ilerlemelerdir. Ama insanları mutlu eden insanî erdemler, inanç ve değerler sistemidir. Akif bunun farkındadır, onun için marifet ve faziletin şart olduğunu söyler. Batı, bilim ve teknoloji alanında Doğu?yu geçmiştir. İlmin vatanı ve memleketi olamaz, insanlığın ortak malıdır. Müslümanların gözüyle ilim ve teknoloji hikmettir. Hikmet, müminin yitik malıdır, nerede bulursa gider alır. Bunun için de çalışmak, rakiplerimizle yarışmak şarttır. Bu konuda Akif, son derece ciddi bir tavır sergiler. Çalışkanlık onun birinci seciyesidir.
?Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası;
Dostunun yüz karası, düşmanın maskarası.?der.
Akif, ahlak ve fazilet alanında olduğu kadar işini yaparken de yarışmadan yanadır. İşini en iyi yapmak taraftarıdır. Hasan Basri Çantay, Hamdullah Suphi Tanrıöver?e İstiklal Marşı yazma sözü verince Akif, hemen Çantay?ın elindeki kalem ve kâğıdı alır.
?En güzel marşı biz yazmalıyız.?diyerek çalışmaya başlar. Yarım yamalak, iyi kötü iş yapma taraftarı değildir. Günlerce gözüne uyku girmez, çalışır ve terler, sonunda aşılamayacak değerde bir İstiklal Marşı yazar.
Batılı ekonomi ve değerler sistemi çöktü. Müslümanların Akif?i örnek alarak yeni değerler sistemi geliştirmeli; bilim ve teknolojide dünya ile yarışmalı. Mehmet Akif, bu alanda iyi bir model. İstiklal Marşı?nın kabul yıldönümünde yeniden Safahat?ı etüt etmeliyiz.
Not: Okuyucularıma Vehbi Vakkasoğlu?nun yazdığı Genç Akif, Türkiye Yazarlar Birliği?nin yayınladığı Genç Safahat, Mustafa Özçelik?in yazdığı Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı eserleri tavsiye ederim.