banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Eskiden her hangi bir kaza olduğu zaman kuma kaptırmış lafı çok kullanılırdı.. O zaman kum olan şeyin adı şimdi mucur olmuş.  Ve sonuç ne? Sonuç  yurdum insanı  mucurlu yollarda heder olup gidiyor!.  Bir yerlerde bir yanlışlık olduğu kesin. Çünkü ortada uzun yıllardan beri çözülemeyen kuma- mucura kaptırmadan dolayı yaşanan kazalar ve ölen  insanlarımız.. 

Bu köşeden kangren olan bu konu ile ilgili zaman zaman yazılar okuyorsunuz!  Ama yapacak bir şey yok; bu ülkede insan hayatı  en  degersiz şeydir..   Bu ülkede  butür işlerin  yürüyüşü  üç aşagı beş yukarı bellidir. O da işi al yap  nasıl olursa olsun ,çürükmü ,saglammı standartlara uygunmu , bunlar çok fazla önem arzeden şeyler  degildi,  biz önce kap kaç misali bir şekilde  işi bitirip  paramızı bir alalım   ondan  sonrası  malum ... teslim edilmeden yıkılan inşaatlar, bitirilmeden çöken yollar vs vs...

Geçen yıl son baharda Konya -Seydişehir arasında dökülen asfaltı hepimiz biliyoruz ve yaşanan o çilenin izleri hala sürücülerin  zihninde  tazeliğini korurken , asfalt mevsiminde yine acı haberler duymaya başladık.

Geçtiğimiz günlerde Seydişehir -Akseki arasında korkunç bir kaza oldu. Genç bir insan feci şekilde hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden kişiyi hiç tanımam, ne iş yaptığını, kim olduğu, ne görüşte olduğu, ne kadar ünlü biri olduğu beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren sadece onun insan olması.

 Böyle bir kaza Türkiye de araç kullanan her insanın başına gelebilecek bir durum.  Türkiye?nin herhangi bir yolunda standart diyebileceğimiz suratla giderken  normal yoldan  yeni  mucur dökülmüş  yola giriveriyorsun hem de gecenin karanlığında!. Hiçbir trafik işareti, ne bir uyarı levhası konulmuş. Gündüz başlayan kaplama çalışmaları o noktaya kadar getirilmiş o noktaya mucur dökülmüş ve akşam saatleri olduğu için öylece bırakılış.   Sürücüler ise hiç bir şeyden habersiz normal yoldan giderken bir anda yeni mucurla karşı karşıya kalıveriyor.  Süratinde biraz fazlaysa akıbetin hayrola Sonuç sen sağ ben selamet.

Pekâlâ, sorumlu kim bunun hesabını kim verecek; Suçlu kim?  ihale kanunumu, yoksa ihaleyi alan firmalar mı? Yoksa bu işi kontrol eden yetkililer mi! diyeceğiz yoksa ucuzculuğa kaçıp ağır gitseydin canım sendemi diyeceğiz.

Suçlu belli herkesin yaptığı yanına kar kalıyor. Herkes yaptığı işin hesabını versin bakalım insan hayatı bu kadar ucuz olur mu? Logar kapağını unut çocuk düşsün,5 şiddetinde sarsılsın devlet binaları yıkılsın, sen günde kırk bin aracın geçtiği yollara kafana göre kaplama yap sürücüler uçurumlara yuvarlansın öylemi?.

 Geçen gün bir yazarımız bu mesele Ergenekon kadar önemli diyordu katılmamak mümkün değil!

Kat sayı adeletsizligi son buldu.

12 yıldır devam eden katsayı zulmü nihayet sona erdi. Üniversiteye giriş sistemini değişti,  her öğrenciye eşit yarışma şansı getirildi. Yapılan şey, aslında bir yanlışı düzeltmekten ibarettir.
YÖK, 12 yıl önce meslek liselilerin ellerinden alınan bir hakkı, yeniden onlara iade etmiştir, bu kararla bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat ürünü bir uygulamaya son verilmiş olmasıdır.
Katsayı uygulamasının mimarları o zamanlar imam hatip mezunları üniversite sınavlarında %80-90 lara varan başarı elde ediyor, hem de çok yüksek puanlar alıyorlar Böylece mezunların tamamına yakını en üst seviyede fakültelere yerleşerek diğer okul öğrencilerinin önüne geçecekler gerekçesi ile bu kararı aldılar. Pekâlâ, 12 yıldır mağdur olan gençlerimize kim hesap verecek kim? 

Düşünün, 18-20 yaş civarında üniversite kapısına gelen bir genç, katsayı engeline takılarak 12 yıl boyunca üniversiteye giremiyor.
Ve şu anda 30 yaşın üzerindeki bu gençlerin bir kısmı evlenip çoluk çocuğa karışmış, lise mezunu olarak asgari ücretli bir işte çalışıp ailesini geçindiren sade bir vatandaş konumunda.  Böyle bir yanlıştan dönülmesi toplum adına sevindirici bir gelişme birde üniversiteye başörtülü olarak girmeye çalışan kızlarımızın mağduriyeti giderilirse  sivilleşme adına  büyük mesafe almış oluruz.

 Öte yandan Katsayı sorunu yaşanmadığı dönemde Seydişehir İmam Hatip Lisesi?nde binden fazla örgencinin olduğu ben çok iyi hatırlıyorum. Sırf Gevrekli Ketenli kasabalarından otobüsler dolusu örgenci Seydişehir İmam Hatip lisesine akardı. Kat sayı diye bir set koyup bu okullarda örgenci sayısını 150 ye kadar indirerek bu okulları kapanma noktasına getirdiler. 12 yıl süren bu hata düzeltilmiş oldu, bu sürede mahzun olan bu okullar ilgi bekliyor. Özellikle İmam Hatip lisesi  mezun ve mensuplarına bugünden  sonra  daha  büyük görev düşüyor..

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.