banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bugün bir mail düştü adresime. Güya; ?Türk Bayrağına Türk Polisi tarafından yapılan saygısızlığı? anlatıyor.

 

            Birkaç gün önce hava alanına gittiğini, aracını park sahasına park ettiğini, döndüğünde ise aracının başında iki polisin beklediğini anlatıyordu mailin sahibi. Yanlarına yaklaştığında; ?beyefendi araç sizin mi?? diye sormuşlar. O da ?evet benim, bir problem mi var memur bey?? diye karşılık vermiş. Polis de ?evet bir problem var. Plakanın üzerindeki kırmızı çıkartmayı sökmeniz lazım? demiş.

 

            Polisin  ?kırmızı çıkartma? dediği şey meğer bayrağımızmış. ?Çıkartırsın, çıkartmazsın? diye bir müddet tartışmışlar. Araç sahibi; ?siz benden Türk Bayrağı?nı çıkartmamı nasıl istersiniz?? diye hiddetlenerek mukabelede bulunmuş. Tartışma ilerlemiş. Daha sonra polisler bir yerleri arayarak olay mevkiine iki yıldızlı bir komiserin gelmesini sağlamışlar.  Tartışma onunla da bir müddet daha devam etmiş. Sonunda komiser, bu konuda bir genelgenin bulunduğunu, plakaya orijinal mavi şekil ve normal düzeninden başka herhangi bir madde yapıştırılamayacağını?  izah etmeye çalışmış.

 

            Araç sahibinin düşüncesine göre bu durum; ?hükümetin, bayrağımıza karşı takınmış olduğu bir tutumun eseriymiş. Bu durum bir hainlikmiş, bu durum Türk Milleti?ne ve Bayrağımıza karşı yapılan bir saygısızlıkmış.?

 

            Değerli okuyucularım, biraz insaf ölçülerinin dışına çıkılmış olmuyor mu sizce de? Haktan yana, hukuktan yana, adaletten yana, vicdandan yana tavır alarak lütfen bir düşünün. Böyle bir yorum, böyle bir serzeniş hangi değer ölçülerine sığmaktadır? Burası bir aşiret devleti midir? Burası herkesin kafasına göre hareket edebileceği, istediği yere istediği yazıyı yazabileceği, istediği yere istediği resmi koyabileceği bir çadır devleti midir?

 

            Geçenlerde bir haber ajansına düşen bir haber izledim. Sanırım hepiniz izlediniz. Mersin?de bir apartmanın çatısında dört bir yandan görülebilecek ölçülerde Atatürk portresi asılıymış. Bir gün, fırtına bu portreyi yerinden sökerek aşağıya düşürmüş. Meğer apartmanın çatısında Atatürk portresinin bulunmasının sebebi oraya konulan bir telefon şebekesinin baz istasyonunun gizlenmesi amaçlı imiş. (İnternetten aranınca bu haberi bulmak mümkündür.)

 

            Bir başka konuda, mesela izinsiz yapılan bir grev, boykot ya da gösteri sırasında polis, bu olaya müdahale edince gösteriye katılanlar hemen esas duruşa geçerek İstiklal Marşımızı söylemeye başlıyorlar. Polis de onlara uyarak Marşımıza saygı göstererek bu koroya iştirak ediyorlar. Bence bu da sağlıklı bir durum değil. Bir taraf İstiklal Marşımızı, izinsiz yaptığı eylemin bir parçası olarak kullanıyor, diğeri ise İstiklal Marşımıza saygının gereğini yerine getiriyor. Ama burada amacını gerçekleştirmek için İstiklal Marşımızı kullananlar karlı çıkıyor.

 

            Bir aracın plakasının düzeni, kanun ve yönetmeliklerle belirlenir. İsteyen istediği yere bu değerleri de başka nesneleri de gelişi güzel yapıştıramaz, ekleyemez. Araçlara; ?vatan sağ olsun?, ?aramasın gözlerin, o şimdi asker?, ?babam sağ olsun?,  ?vatan bizim canımız, feda olsun kanımız? şeklinde slogan yazıları yazılmaktadır. Araç muayenesi için gidildiğinde bu yazılar söktürülmekte ve muayene testini ancak geçebilmektedirler. Şimdi o yazıları sökenler, ya da söktürenler vatan haini mi oluyorlar?

 

Her fırsatta birilerini kötülemek adına bu tür olayları bahane ederek görevliler aleyhine propaganda yapmak, saflık değilse cehaletten kaynaklanan hadiseler değil midir?

           

            Araç plakasına yapıştırılan ve orada bulunması yasak olan şeyler içinde Türk Bayrağı?nın da bulunması, ?Bayrağımıza yapılan saygısızlık mıdır?? yoksa kanunlara ve nizamlara uyma konusunda gösterilen hassasiyetler midir?

 

            O araç, yarın bir kazaya ya da suça karışsa? Sırf plakaya yapıştırılan nesnelerden dolayı plakanın okunamaması durumu gerçekleşse ve o araç da olay yerinden kaçıp kurtulmuş olsa bunun vebalini kim ödeyecek?

 

            Kaldı ki ?Türk Bayrağı Kanunu? diye bir kanun var. Bizim bayrağımız saygınlığına gölge düşürülmeyecek her yere, kanun ve nizamlar dairesinde asılabilir. Ancak mesela bir parti yönetimi; ?Türk Bayrağını çok seviyoruz. Bayrağımızı partimizin amblemi yapacağız? diyemez. Çünkü bu durum kanunlarla yasaklanmıştır.  Ne, bu parti böyle davranmakla diğerlerinden daha çok milliyetçi, ne de buna müsaade etmeyenler ?vatan haini? olmazlar.

?22.9.1983 Tarih ve 2893 Numaralı Türk Bayrağı Kanunu Madde 7: Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasî parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Bu Kanuna ve tüzüğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır? denilmektedir. 

Kanunun bu maddesinde de görüleceği üzere Bayrağımızın gelişigüzel kullanılamayacağı güzel bir şekilde açıklanmıştır. Şimdi kanun koyucuyu; ?bayrağı sevmeyenler? olarak mı niteleyeceğiz?

Artık biz Türk Milleti?nin fertleri olarak böylesi hamaset konularından sıyrılıp, gerçek vatanseverler olma yolunda ilerlemeliyiz. Milliyetçiliğimiz göstergesini plakaya yapıştırdığımız çıkartmalarla ve benzeri eylemlerle göstermeye çalışmaktan vazgeçmeliyiz.

 

            ?Bu memleketi en çok sevenlerin, bu memleket için en çok çalışanlar? olduğunu unutmamalıyız.

 

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.