?Tarih geçmişi aydınlatır, geleceğe ışık tutar.?
Kim ne derse desin, 1980 öncesinde Türkiye?nin kaderine hükmeden iki büyük partinin lideri Sayın Süleyman Demirel ve Merhum Bülent Ecevit?in, son günlerin moda tabiri olan ?uzlaşma? tabirinin yanına bile yaklaşmak istememeleri yüzünden beş bine yakın genç fidan heder oldu gitti. Benim yaşımdaki ve benim yaşımdan daha büyük yaşlarda olanların o dönemin canlı şahitleri olması nedeniyle neler yaşandığını bire bir gözlemlemiş, olayların içinde bulunmuş insanlarız.
Adalet Partisi Genel Başkanı Sayın Demirel demeç verir ertesi gün olaylar azalacağına, artarak devam ederdi. Hemen ardından, bu defa Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Ecevit demeç verir, olaylar yine artarak devam ederdi. Her olayda günlük olarak ortalama 10?15 genç kara toprağı boylardı. 1970 ile 1980 yılları arasında bu şekilde tam tamına darbe hükümeti hariç 12 hükümet kurulup yıkılmıştı. Yani o dönemde bir hükümetin ortalama ömrü sekiz buçuk ay sürmüştü. Burasını tekrar tekrar ve sindire sindire yeniden okumak lazımdır. ?Sekiz buçuk ayda bir hükümet yıkılmış, yerine yenisi kurulmuştur.? O dönemde tam 5000 (beş bin) genç insan ölmüştür.
Kaçınılmaz olarak da 12 Eylül 1980 tarihinde TSK yönetime el koymuştur. Gerekçe ne olur ise olsun, ?olayların ihtilale hazırlık amaçlı yapıldığı?, ?ihtilale zemin hazırlamak için beklendiği? şeklindeki yaklaşımlar öne sürülürse sürülsün, neticede 12 Eylül İhtilali yapıldığı tarihten itibaren anarşiyi bitirmiş, ölümleri durdurmuştur. O zaman TSK?ya ve 12 Eylül liderlerine övgüler düzenlerin şimdilerde hepsinin idamını istediklerine bakmayınız siz. O tarihlerde gık?ı bile çıkamayanların hepsi şimdilerde birer küheylan kesilmiş ?kaya kekliği? gibi ötmektedirler.
Ecevit ile Demirel bir masanın etrafında toplanıp el sıkışmış olsalardı ne 12 Eylül?e gerek kalacaktı ne de beş bin insanın heder olması gerçekleşmiş olacaktı.
Gelelim şimdiki vahim duruma. Bu defa sekiz buçuk aylık hükümetler değil, sekiz buçuk yıldır hüküm süren bir iktidar var karşımızda. Buna rağmen bir ayda 57 şehit vermişiz.
Terör sanki son 8 yılın gerçeğiymişçesine; bütün partiler terörü kınamayı bırakmışlar, PKK?yı bırakmışlar, dış güçlerin ülkemiz üzerinde oynadıkları Siyonist ve emperyalist oyunları bırakmışlar, dahası düşmanı bırakmışlar, kendilerine AK Parti hükümetini hedef seçmişlerdir. Sanki yarın öbür gün bu silahların tamamının kendilerine yönelmeyeceğini garanti ediyorlarmış gibi, ?ben gelirsem bütün dertler son bulacak? diyorlar. Biz bu filmleri daha önceleri de defalarca izledik, özetini çıkardık hâlbuki?
Bir muhalefet partisi üyesi ?bu hükümetin yerinde Yunan Hükümeti olsa daha iyiydi? diyebilmektedir. Bir haberin altına yorum yapan vatandaşın birisi; ?11 erin alnından giren kurşun böyle bir başbakanın alnından girseydi daha iyiydi? (internet) diye yazabiliyor. Türk Milleti?nin başbakanını, Türk Milleti?nin seçtiği bir hükümeti ?ihanet içinde olmakla? suçlayabiliyorlar.
1984?te terör hareketlerinin başladığı tarihten bu yana AK Parti hükümetleri de dâhil olmak üzere 15 adet hükümet kurulmuş ve yıkılmış. Bu dönemde 40 bine yakın insan ölmüş. 350 milyar dolara yakın ekonomik kayıp var. 30 yıldır Türkiye?nin paçasından çekiliyor. Bundan dolayı meydana gelen zararları hesap edersek trilyon dolarları bulacağı abartılı bir tespit olmaz.
Yakın geçmişimizde yaşanmış olayların üstüne bir sünger çekip sırf son 8 yılın üzerinde durulması ve bunu yapanların geçmiş yıllardaki iktidarların lider ve yönetici kadroları olması çok manidardır.
Ben diyorum ki; AK Parti haricinde ne kadar parti varsa, ne kadar muhalefet grupları, kurumları, medya, sivil toplum örgütü v.s varsa, terör olaylarının müsebbibi olarak AK Parti hükümetini ve onun başbakanını görüyorlarsa eğer demek ki bunda bir isabet vardır. Hükümet ellerini kaldırmalı, teslim olmalı ve derhal istifa ederek erken seçime gitmelidir. Zaten muhalefette bunu istemektedir. Daha da ileriye giderek şunu da ilave etmek gerekmektedir: ?Yapılacak bir erken seçimde AK Parti ve onun başbakanı ve kadroları kesinlikle seçime katılmamalıdır. Çünkü seçime girmesi halinde yeniden iktidara gelme ihtimali vardır ki bunun da önerdiğimiz çözüme katkısı yerine zararı olacaktır. Bu erken seçim istenmesinin asıl amacına ket vuracaktır.? Böyle düşünenler vardır ve bu düşüncelere itibar etmek lazımdır.
Yakın geçmişimizde; ?Türkiye?de 4 kişiden başka siyasi liderliğe layık kimse yok mudur ki, 50 yıldır hep bu dört kişi siyaset sahnesindedir?? denilirken, şimdi de şöyle demek sanırım yanlış bir ifade tarzı olmaz: ?AK Parti?den ve onun liderinden başka parti ya da lider yok mudur ki, 8 yıldır onun etrafında dönülüp durulmaktadır??
AK Parti hiç olmazsa geçici bir dönem siyaset sahnesinden çekilmeli, ?bir dönem dinlenmeli? böylelikle memleketimizin ve milletimizin yetiştirdiği diğer cevherler ortaya çıkmalı, anaların neler doğurmuş olduğu yedi düvele gösterilmelidir.
Bakın o zaman ne terörden eser kalacaktır ülkemizde ne de kurumlar arası çatışmalardan?
Böylelikle; eşit haklara sahip vatandaşların birlikte yaşadığı ?huzurlu ve müreffeh bir ülke? nasıl olurmuş herkes görecektir. Milletimiz ve dünya; ?kaynakların herkese eşit olarak nasıl dağıtıldığını, eğitimde fırsat eşitliğinin? nasıl sağlandığını, ?herkese iş, herkese aş?ın nasıl temin edilebildiğini örneklerini görecektir.
Anaların yüreği yanmayacaksa, kan duracaksa, herkes evladını gönül rahatlığıyla askere gönderebilecekse ?hükümet istifa?, ?derhal erken seçim!?
Huzurlu ve mutlu bir vatandaş olmanın özlemiyle yanıp tutuşuyor ve ben de; ?hükümet istifa?, ?derhal erken seçim!? diyorum.
Vallahi deli değilim, aklım başımda?