Belâ, musibet ve felaketten uzak kalmaya afiyet denir. Allah?ın (C.C.) insanlara verdiği nimetlerin en hayırlısı afiyettir. Peygamberimiz (S.A.V.) dualarında af ve afiyet diler, ashabına da Allah?tan afiyet dilemelerini tavsiye ederdi. Afiyet içinde ömür sürmek her insanın arzu ettiği bir şey olmakla beraber, belâ ve musibetlerin de hayatın bir parçası ve kaçınılmaz gerçekleri olduğunu kabul etmek gerekir.
Peygamberimiz (S.A.V.): ? Mümini üzen, ona eziyet veren her şey musibettir.? buyurmuşlardır. Belâ ve musibet bazen inançlara musallat olur. Dinsizlerin elinden ağır sıkıntılar çekilir. Bazen insana ansızın gelir, canını, malını telef eder. Bazen yeryüzüne isabet eder: Okyanuslar çalkalanır, volkanlar patlar, yer beşik gibi sallanır, nice mamur saraylar yıkılır, nice hayaller söner ve insan acılara, kederlere boğulur.
Musibetler Allah?ın (C.C.) takdiri ile olur. İnsanın hatalı davranışı ilahi kurallara uymaması, Allah?ın (C.C.) verdiği nimetlere nankörlük etmesi dinimizde musibetlerin sebepleri olarak anlatılır. Bunun yanında Allah (C.C.) sevdiği kullarının samimiyetini ölçmek için zaman zaman belâ ve musibetlerle imtihan eder. Kur?an-ı Kerim?de (Bakara Suresi 155.Ayet): ? Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele.?buyurulur.
Allah (C.C.) sınamaya tabi tutupta musibetler karşısında sabır ve metanetini kanıtlayanları yüceltmiş, onlara iltifat ve şeref vadetmiştir.
Musibetler günahlara keffaret olur (günahları bağışlatır).
Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurur: ? Müslüman?a fenalık, hastalık, keder, hüzün, eza, can sıkıntısı arız olmaz. Hatta vücuduna bir diken batırılmaz ki Allah (C.C.) bu musibetler sebebiyle onun günahlarını bağışlamış olmasın.?
Önlenebilir musibetlere katlanmak, can, mal, vatan, inanç gibi yüksek değerlere gelen zararlara tepkisiz kalmak sabır değildir. İnsan belâ ve musibetler korunma yönünde önlem almak, başa gelen felaketlerden kurtulmak için her türlü çabayı göstermek, buna rağmen kurtulma imkânı bulunmaması halinde durumu sabır ve metanetle karşılayıp Rabbimizin takdir ve himayesine sığınması gerekecektir.
Peygamberimiz (S.A.V.), belâ ve musibete uğrayanları Bakara Suresi 156.ayetinin: ?İnnâ Lillâhi ve innâ ileyhi râciûn?( Biz Allah?a aidiz ve muhakkak ona döneceğiz.) kısmını okuyarak teselli etmelerini Müslümanlara öğütlemektedir.
Belâ ve musibete duçar olup, hayatın ağır sıkıntı ve meşakkatleri karşısında tahammül gücü gösteren mümin kardeşlerimize sabr-ı cemil, insanlığın şeref ve haysiyetini, inançlarını, vatanlarını ve diğer yüksek değerlerini koruma uğruna canını feda eden bütün şehitlerimize de rahmet diliyoruz.
?İnnâ Lillâhi ve innâ ileyhi râciûn?