Yahya Kemal?in Süleymaniye?de Bayram Sabahı adlı şiiri muhteşem bir şiir fakat yaşadığımız kimi olayların etkisiyle olsa gerek kaç gündür dilime Tevfik Fikret?in aşağıdaki dizeleri takılıp duruyor. Bir konuda oluşan duygusallıkla zaman zaman herkeste olur böyle şeyler. Bazen bir şarkıdan bir nağme, bazen da bir şairin o andaki duygularınızla kesişen birkaç dizesi?
HALUK?UN BAYRAMI
?Baban diyor ki: 'Meserret çocukların, yalnız
Çocukların payıdır! Ey güzel çocuk, dinle;
Fakat sevincinle
Neler düşündürüyorsun, bilir misin? ... Babasız,
Ümitsiz, ne kadar yavrucakların şimdi
Siyah-ı mateme benzer terâne-i îdi!
Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir;
Çıkar, biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin;
Biraz güzellensin!
Şu ru-yı zerd-i sefalet... Evet, meserrettir
Çocukların payı; lâkin sevincinle
Sevinmiyor şu yetim, ağlıyor... Halûk, dinle!? Tevfik Fikret
Meserret: Sevinme, sevinç
Terâne-i îd: Bayram şarkıları, nağmeleri
ru-yı zerd-i sefalet: Sefaletin sarı yüzü
Şükür, bir bayrama daha yaklaştık.
Siyaset soslu ramazan günleri geçip gitti bir bir.
Kıyısından köşesinden anayasa tartışmalarına kulak verdik. Meydanlarda düşüncelerini bangır bangır bağırarak anlatan siyasi liderleri dinledik. Mübarek ramazan günlerinde gecelerinde televizyon ekranlarında ilahi sesleri ile siyasetçilerin Kırkpınar cazgırlarını aratmayan sesleri birbirine karıştı.
Rakiplerin birbirlerini alt edebilmek için sergiledikleri türlü oyunlar gördük. ?İnat? oyunu vatandaş olarak görebildiğimiz en önemli figürdü bir türlü yenişemeyen bu pehlivanlardaki. Bu yıl, başından sonuna maalesef bayram günlerini de içine alan biraz siyaset soslu bir ramazan yaşadık velhasıl. Artık iş halkın hakemliğine kaldı.
Ağustos ayının en sıcak günlerinde başladığımız ramazan ayına Pakistan?da yaşananlar damgasını vurdu. Kurtuluş Savaşı?mız başta olmak üzere başımızın sıkıştığı her zaman yanımızda olan bu memleketteki sel felaketi bu ramazan ülkemiz dışında meydana gelen olayların en elem verici olanıydı.
Neredeyse bir ay dolmak üzere. Ülkemizde kimi yardım kuruluşlarının çalışmaları ve halkımızın yardım kampanyalarına ilgisi çok güzel; ancak bu ülkeye gidip de felaketin yol açtığı tahribatı görenler, daha çok yardım yapılması gerektiğini söylüyorlar.
Şimdi nerdeyse üçte biri çamura bulanmış, binlerce insanını kaybedip milyonlarcası evsiz barksız kalan bu ülkede, her şey bir tarafa, bir yudum temiz suya bile muhtaç nice çaresiz var! Çok geç olmadan imkânlarımız el verdiğince oradaki kardeşlerimizin yaralarına merhem olacak bir duyarlılığı sergilememiz lazım.
Önümüz bayram. Bayramı nasıl anlayıp nasıl değerlendirdiğimizdir önemli olan. Demem o ki, bayram günlerini ?Nerede eski bayramlar!? nostaljisi yaparak geçireceğimize, bir süreliğine Osmanlı?nın son yıllarında savaşların ve yıkımların her türlüsüyle karşılaşmış olan Tevfik Fikret?in, yukarıya aldığım şiirindeki pencereden bakalım etrafımıza, içinden geçip gittiğimiz zamanın farkında olalım. Biz, yaşadığımız bu günlerde ne yaptığımıza bakalım; çünkü zamanı anlamlı kılan insanın kendisidir. Nasıl yaşıyorsak hayatımız onunla anlam kazanacak.
Kara Afrika?nın gıdasızlıktan bir deri bir kemik kalmış insanları; harabeler arasında yarı çıplak, yüzüne konan sinekleri bile kovalamaya mecali kalmamış çocuklar, sahip oldukları her şeylerini bir anda kaybetmiş yardım bekleyen aç sefil insanların dertleri biraz da bizim derdimiz olmalı derim. Özellikle bayram günlerinde? Çocuklarımızın yeni görüp sahip olmak istedikleri çok fonksiyonlu cep telefonunu almayı bir süreliğine erteleyebiliriz mesela, şimdilik?
Köyümün kentimin memleketimin güzel insanları!
Bayramınız mübarek olsun!