banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Uzunca bir süredir Pazar günleri aksatmadan aldığım gazetenin bende iyice tiryakilik etkisi yaratmaya başladığını düşündüğüm ekindeki bir röportaj haberin başlığı dikkatimin bir anda gazetenin asıl önemli olan sayfalarından önce ekine kayması için yetti. Başlık şuydu: Ayfer Tunç, bugünün tutunamayanlarını yazdı.

 

         Merak ettim. Gerçi Oğuz Atay?ın Tutunamayanlar adlı bir romanı vardı hatırladığım kadarıyla; ama bugünün tutunamayanları kimler ki? derken bir resim ile resmin karşısına yerleştirilen ve haberi ilgi çekici hale getiren özeti merakımı giderdi.

         Murat Tokay?ın röportaj haberi ilk sayfadan şu cümlelerle duyuruluyordu:

Ayfer Tunç, yeni romanı Yeşil Peri Gecesi?nde bir düş hikâyesini anlatıyor. Tutunamayan, oradan oraya savrulan genç ve güzel bir kadının şahsında, toplumdaki çürümeye, riyakârlığa ayna tutuyor. Tunç, ?Kendimi çaresiz hissediyorum. İnsani değerlerin içi boş klişelere indirgenmesinden, hatta gülünçleştirilmesinden, zihinsel sığlaşmadan rahatsızım. Yazıyorum; çünkü rahatsızlığımı paylaşmak istiyorum.? diyor.

 

?Yazıyorum; çünkü kendimi çaresiz hissediyorum.?

 

Bu söz beni bir anda bulunduğum zaman ve mekândan alıp bir bağ bozumu zamanı koparılırcasına götürüldüğüm Konya?daki yatılı okul yıllarıma götürdü. Bir arkadaşımın ballandıra ballandıra tanıtıp okumam için elime tutuşturduğu ?Var Olmak Kavgası? kalınca bir romanın ilk sayfasında şu cümle vardı hiç unutmam:

?Canım sıkıldığı için yazdım.?

Demek can sıkıntısı, yalnızlık veya bir kötü gidişten etkilenip de Ayfer Tunç?un kendini çaresiz hissetmesi gibi duygular yazma nedeni olabiliyor.

Neden olmasın, pek ala oluyor işte.

 

         Murat Tokay tarafından gerçekleştirilip19 Eylül Pazar günü Zaman gazetesinin ekinde yayımlanan bu röportajda adı geçen roman bağlamında yazara sorulan ?Ülkem kötüye mi gidiyor? Sorusuna Ayfer Tunç?un şu cevabını oldukça ilgi çekici buldum. Özellikle bir gün içinde dinlediğim şu birkaç haberden sonra:

? Bir TRT çalışanı eşinin gözleri önünde trafik magandaları tarafından darp edildi. Olayda bir gözünü kaybeden mağdur, ?Eşimin gözleri önünde bu hale düşmekten utanç içindeyim.? dedi. 

 

? İkinci haber Ağrı ilimizden. Bir köy korucusu su meselesinden tartıştığı muhtarı, oğlunu ve iki yeğenini kaleşinkof marka silahla öldürüp jandarmaya teslim oldu. Katilin, öldürdüğü şahıslarla akraba olduğu belirtildi.

 

? Son haber yüksek yargıda görev yapan bir üyeye ait. Bir yerde yaptığı konuşmada referandum sonuçlarını değerlendiren yüksek üye, ?Evet? oyu verenlerin (% 58) gaflet, dalalet ve hıyanet içinde olduklarını söyledi.

 

         İşte Yeşil Peri Gecesi adlı romanın yazarının bir soru üzerine söylediklerini dikkate almamı gerektiren sözleri:

 

         Ayfer Hanım diyor ki: ? Ahlaki karakterimiz açısından kötüye gittiğimiz kanısındayım. Ama bu çürüme sadece bize özgü değil. Pek çok ülkede olduğu gibi, bizde de dünya nimetleri üreten devasa endüstriler, ruhumuzdaki türlü açlıkları sömürmek için yeryüzünde bir cennet vaat ediyor. Yeni hayat anlayışı var oluşumuzun amacını hayattan kam almak olduğu fikrini işliyor. Keyif endüstrisi bütün gücüyle maddi hayatı reklam ediyor ve bencilliğin hakkımız olduğuna bizi inandırmaya çalışıyor. Fazla iddialı olacak ama Marx?ın bile tahayyülünü aşan bir sınıfsal çılgınlık çağı yaşıyoruz. Her gün bir soylu değeri daha gömüyoruz. Bu düşüş ve insani değer kaybı o kadar bariz ki örnek vermek bile içimden gelmiyor artık.?

 

         İşte böyle.

         Bencilliğin, bir değere tutunamamanın insanı getirip bıraktığı yerlerin görüntüleri?

         Doğrusu bende yazarı da eserlerini de tanıma isteği uyandırdı bu röportaj.

        

Son olarak, Ayfer Tunç bunu yazarak neye işaret ediyor? sorusuna yazarın sizlerle paylaşmak istediğim şu cevabı üzerinde doğrusu biraz durulup düşünülmeli derim:

   

 ?Kendimi çaresiz hissediyorum. ?Benimo? bisküvisi elindekini kimseyle paylaşma derken, bir otomobil reklamı merdivenden düşecek adamı değil, arabanı kurtar derken; paylaşmanın erdemli bir davranış olduğunu, insanın yüce bir değer olduğunu kime ve niye anlatmak gerektiğini bilememekten, insani değerlerin içi boş klişelere indirgenmesinden, hatta gülünçleştirilmesinden, zihinsel sığlaşmadan rahatsızım. Rahatsızlığımı paylaşmak istiyorum.?

 

         Ben de bu kitabı hemen okumak istiyorum.

          

       

        Selam ve dua ile?

 

          Hacı Halim Kartal

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.