Prof. Manfred Spritzer?in tahminlerine göre her insanın beyninde ortalama 120 milyar sinir hücresi var. Allah herkese mucize ve harikulade yetenekli bir beyin vermiş. Zeki, akıllı ve başarılı dediğimiz insanlar da daha başarılı olanlar da aynı donanıma sahipler.
Alman bilim adamı Prof. Herald Hüter, beynin her tarafını araştırdık, beyinde zeki, aptal, bağımlı hücreye rastlamadık, der.
Her şey insanın beynine verdiği emre, kendi kendine aldığı karara bağlı. Zekâ geliştirilebilir, herkes aklını ilim, sanat ve beyin sporları ile geliştirip daha verimli kullanabilir.
Donanım fark olmamasına rağmen, beyni kullanma becerisi sayesinde kimi insanlar başarılı olurken kullanmayanlar da başarısız oluyor.
Hans da insan Hasan da.
Abraham?ın sahip olduğu donanım ve kapasiteye İbrahim de sahip.
Yakop da 100 milyar nörondan oluşan bir beynin sahibi Yakup da?
Hans, Yakop, Abraham, Eva ve Marya?nın yaptığını Hasan, Yakup, İbrahim, Havva ve Meryem de başarabilir.
1.5 milyar Müslüman; Amerika, İsrail, Almanya veya Batılıların Müslümanlara zulüm ve haksızlık yaptığından şikâyetçi. Amerika, Afganistan ve Irak?ta çıkardığı yangına benzin dökmeye; İsrail, Filistin?i kana bulamaya devam ediyor.
Amerika ve İsrail?i üstün hâle getiren sahip oldukları ilim ve teknolojidir.
İlim ve teknolojiyi yasaklayan veya haram sayan tek bir ayet ve hadis yok.
Tek tek hepimizi işimizi en iyi yapmalı ve başarılı olmalıyız.
Başarı hepimizin istediği bir şeydir.
Başarı ter kokar ve bedel ister.
Hiçkimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.
Müslümanlar, ilim ve teknoloji yarışına girmeli ve üstün olmanın yolunu aramalıdırlar.
Emperyalistlerin zulümleri karşısında sızlanmanın, şikâyet etmenin faydasızlığını Mehmet Akif Ersoy 100 yıl önce haykırmıştır. Akif, Batı?nın ilim ve teknolojik üstünlüğü sebebiyle İslam ülkelerini ve dünyayı işgal edip sömürdüğünü görmüş, Müslümanların ilim ve teknolojide Batı ile yarışması gerektiğini Safahat?ında ifade etmiştir.
Batı ile yarışma konusunda Japonları örnek gösterir. Japonlar; Batı?yı taklit etmemişler; ilim ve tenolojiyi almışlar fakat kendi kimliklerini korumuşlardır. İlmin ve sanat, insanlığın ortak malıdır. Vatanı ve milliyeti yoktur.
Akif yapılması gerekenleri şöyle sıralamıştır:
?Alınız ilmini Garb?ın, alanız sanatını.
Veriniz mesainizi de son sür?atini.
Çünkü kabil değil artık yaşamak bunlarsız;
Çünkü milliyeti yok sanatın, ilmin yalnız.
İyi hatırda tutun ettiğim ihtarı demin:
Bütün edvar-ı terakkiyi yarıp geçmek için,
Kendi mahiyet-i ruhiyeniz olsun kılavuz.
Çünkü beyhudedir ümmid-i selamet onsuz.?
Bedizzaman Said Nursi de şöyle der:
?Zaman neden herkese terakki dünyası olsun da Müslümanlara tedenni (geri kalma) dünyası olsun? Şu kışın devamını ihtimal verebilir misin? Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir gündüzü vardır.?
Şair Yavuz Bülent Bakiler ise şöyle haykırır:
?Bir dev gibi bir dağ gibi doğrulacağız
Yeni bir ruha doğacak toprağımızdan.
Dünya yeniden tanıyacak bizi heyecanla
Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.?
İletişim çağındayız. Müslümanlar olarak medyayı verimli ve faydalı bir şekilde kullanmak zorundayız. Meydanı, ilim ve teknolojiyi kendi çıkarları doğrultusunda veya psikolojik savaş aleti olarak kullananlara terk edemeyiz. Her alanda başarılı olmaya gayret etmeliyiz.
Müslümanlar ancak bu sayede yeni bir medeniyet kurabilirler, yoksa Batı?nın ?tek dişli? yamyam medeniyeti devam eder.