10 Ocak, ?Çalışan Gazeteciler Günü? münasebeti ile Seydişehir Erkânı, Kuğulu Park Sohbet Sofrasında buluştular.
Program, katılanların konumları açısından anlamlı bir görüntü sergilemesine rağmen, sonuç bakımından aynı şeyleri söylemek pek de mümkün olmadı.
Seydişehir Gazeteciler Cemiyeti yönetimindeki değerli arkadaşlarımızı, öncelikle böyle bir program tertipledikleri için kutluyorum.
Programın sunuculuğunu yönetim kurulu üyesi Hakkı Balcı yaptı. Yazılarını takip edenler çok iyi bilir ki Hakkı Beyi; Seydişehir?in birliği ve beraberliği noktasında şimdiye kadar en çok yazı yazan ve konuyu gündemde tutan bir arkadaşımızdır. İnsanın; özel olarak yaşadığı şehirde, genel olarak da ülkesinde, birlik ve beraberlik istemesinden daha güzel ve doğal bir şey ne olabilir ki?
Programın hemen başında mikrofonu eline alan Hakkı Bey!in, zoraki bir araya gelmiş ve aynı masada oturduğu halde yanındakilerle bile konuşma isteği bulunmayan topluluğa; ?fırsat bu fırsat? deyip birlik ve beraberlikten bahsetmesi ise iyi niyetli bir davranış olmaktan başka nasıl açıklanabilir?
Birlik ve beraberlik, öyle birkaç iyi niyetli sözcükle beş dakika içinde sağlanacak bir şey olsaydı memleketimin her köşesinde dört mevsim çiçekler hiç solmazdı.
Hele hele Seydişehir gibi, bünyesinde virüs taşıyan bir memlekette, bu virüs temizlenmeden bu çiçeklerin dört mevsim canlı kalmasını sağlamak asla mümkün değildi.
Diyojen; ?gölge etme başka ihsan istemez" demişti lafın bir yerinde? Tam da bu laf mevcut durumumuza denk düşmekteydi.
Malumunuz veçhile, meşhur zatı muhterem ?gerçek?, diğerleri ?gölge?ydiler. Her şeyi o yapar, şehri o yönetir, müdürleri ve muhabirleri o atar, temizlik işçisini o alır, duble yolları o yapar, teşkilatı o kurar, belediye başkanını (eğer becerebilirse) o seçer, hülasa aklınıza gelen her şeyde onun imzası vardır. Kim sebep olmuşsa olmuş, kim sessiz çığlıklarıyla asil bir tavır ortaya koymuş, tutum ve davranışlarıyla bu memlekete taş üstüne bir taş koymuş olsa bile, hepsini ama hepsini o yapmıştır. Diğerlerinin ağırlığı, onun gölgesi mertebesindedir.
Gölgeler soldaki sıfırlar gibidirler; hepsini toplasan ?bir? bile etmezler. Onun için de, ?asıllar? şu ezeli taktiği uygularlar. ?Dam?a çık, merdiveni çek, çek ki; senden sonra kimse senin çıktığın yere çıkamasın.? Ondan sonrası kolaydır. Bir yandan; "hadi aslanlarım, koşun, benim gibi düşünmeyenleri, sözümü dinlemeyenleri fikirlerime uymayanları, ?yandaş? olmayanları, ?candaş? olmayanları elerim? taktikleri, bir yandan da; "beni geçenleri, benden daha iyi bilenleri, benden daha zeki olanları, ezerim? tehditleri?
Seydişehir?in asıl sorunu da budur işte. ?Her şeyi ve her şeyin iyisini ben yaparım, öbürleri ?gölgedir? mantığı.
Bu ?gölge? hikâyesinden, bu Arsitokrat yaklaşımdan kurtulmak için Seydişehir?in önünde çok büyük bir fırsat vardır ve bu fırsatın kullanılması için zaman çok kısadır. Allah?ın verdiği akıl nimeti iyi kullanılırsa; Seydişehir ve Seydişehirliler kaybolan enerjilerini sinerjiye çevirip daha faydalı politikalar üretebilirler.
Zira ?ben? mantığı bitmiş, ?biz? mantığı günümüzde daha geçerli ve prim yapar bir duruma gelmiştir. ?Bencillikten?, ?bizciliğe? geçilmediği müddetçe, birlik ve beraberlikten bahsetmek asla mümkün değildir. Çağımız, ?takım çalışmalarının? her alanda daha başarılı olduğu bir çağdır. Patronun tek başına kararlar aldığı, ?dediğim dedik, çaldığım düdük? dediği zamanlar çok gerilerde kalmıştır. Bu mantıkla işleyen işletmeler, bu mantıkla yönetilen ülkeler; nal toplamaya, ?takım çalışmasının? yapıldığı yerler ise ilerlemeye, yükselmeye, büyümeye, her alanda, her ortamda söz sahibi olmaya devam etmektedirler.
Tek kişinin verdiği kararların hata riski daima vardır ve risk de çok yüksektir. Bu durum, şahıslarla da ilgili değildir, kafa yapısıyla ve modern çağın özellikleriyle ilgilidir.
Bütün sorunlar; insan kumaşının kalitesinden kaynaklanmaktadır. Kumaşı kaliteli insanları, siyasete taşırsanız; ?kaliteli siyaset? üretirler, hiçbir zaman ?ben? mantığı gütmeyecekleri için de çağın gerisinde kalmaları imkânsızdır.
Akıl süzgecini faaliyete geçiren insanlar, hayatlarında daima sağlıklı kararlar alırlar.