Askerlik tarihimizde kimi zaman ?bedelli askerlik? uygulaması yapılmış, ?bedel? vermeye gücü yetmeyenler ise evladını askere göndermiş, şehit olunca da bunu ağıtlarda şöyle dile getirmiştir.
?Yemen Yolu çukurdandır
Karavanam bakırdandır,
Zengimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir.?
Son günlerin en tartışmalı konusudur ?Bedelli Askerlik?. Demek ki bu tartışma, ağıttan da anlaşılacağı üzere bugünün konusu da değilmiş.Yıllar yılı askerliğe canını, kanını, uzuvlarını, kısaca dünyadaki öz varlığı olan bedenini ?bedel? olarak ortaya koyanlar olduğu gibi, imkânı olanların da devletin çıkardığı kanunların verdiği haklardan yararlanarak, askerliğin bedelini para ile ödedikleri görülmüştür.
Kim ne derse desin Türk Milleti; askerliği kutsal bir vazife olarak görmüş, vatan söz konusu olunca; canını, kanını, malını harcamaktan hiç bir zaman geri durmamıştır. Ne var ki, yine tarihsel süreç içinde; ?askerlği hep fakir çocuklarının yaptığı, zenginlerin ise bir yolunu bulup, kimi zaman sağlık problemlerini bahane ederek, ?sağlığı askerliğe elverişsiz? raporu almak suretiyle askere gitmekten muaf tutlduğuna, kimi zaman da sağlık sorunu bulunmayanların bir yolunu bularak daha risksiz bölgelerde ve kıtalarda görev yapabilmelerini temin için ?torpil müessesi? diye bir olgunun işlediğine? inanılagelmiştir.
?Zenginimiz bedel verir/Askerimiz fakirdendir ?
Zenginlerin bedel vererek ya da ?torpil müessesi? diye bir olgu sayesinde daha risksiz bölgelerde askerlik yapıp yapmadıkları konusunun tartışılması bir yana, devletin, imkân olanlara tanıdığı bu hakkı kullananlardan alınacak olan bedelin, kesinlikle; canını ve kanını bedel olarak ortaya koyan Mehmetçiklere maaş olarak ödenmesi gerekir. Kutsal askerlik görevlerini yaparken şehit olanlar, gazi olanlar ve halen askerlik vazifesini ifa edenlere, fakir zengin ayırt edilmeden en az asgari ücret tutarında maaş olarak ödenmelidir.
Yıllardır bu konu ortaya atıldığında; ?madem bedel alınıyor, bu bedel askerlik vazifesini bedeniyle ifade edilenlere maaş olarak verilmeldir? düşüncemi her defasında savunmaktayım.
Bundan başka SGK primleri de kesinlikle ödenmelidir. Emeklilik yaşı yaklaşan bir vatandaşın gün sayısını ve prim tutarlarını hesap ederlerken, ?askerde geçen sürelerinin prim tutarlarının kendileri tarafından ödenmesi halinde emekliliği hak edecekleri? hussundaki sohbetlere hepimiz şahitlik etmişizdir. Bundan daha adaletsiz, bundan daha hakkaniyetsiz bir başka konu olabilir mi? Kimileri askerlik görevininin bedelini para ile öderlerken, kimileri canını ve uzuvlarını, kısaca bedenilerini ortaya koyuyorlar ve iş yerlerinden ayrılarak, oradan kazanacakları paralardan vaz geçerek, orada hak edecekleri SGK primlerinden bile imtina ederek, en sevdikleri insanları, belki de evin geçimini sadece kendisi sağladığı halde, kendisi çalışmadığında bakmakla mükellef olduğu kişilerin mağdur olacağını bile bile vatan sınırlarını ve topraklarını korumak üzere canını ortaya koyacak ve sen kalkacak bu insanın SGK primlerini kendisine ödettireceksin.
Bu yanlışlıktan bir an önce dönülmesi ve ?bedelli askerlikten? elde edilecek kazanımların, er ve erbaşlara en az asgari ücret tutarında maaş olarak ve ayrıca askerlik görevi süresinde geçen günlerin prim tutarlarının tamamının devlet tarafından ödenmesi, hem çağın gereği hem de sosyal adaletin sağlanmasının gereğidir.
MHP?nin bu yönde vereceği kanun teklifi çok isabetli bir tekliftir.
?Zengimiz bedel verirse, askerimiz de o bedeli almalıdır.?
Tayyar YILDIRIM
Köşe Yazarı