banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Sivil duruşu, militarizme karşı çıkışı ve medeni cesareti ile tanıdığım Mümtazer Türköne, durup dururken imam hatiplerin fonksiyonu bitti deyiverdi.

                İmam hatip liseleri din eğitimi veren okullardır. Dinin fonksiyonu hiçbir zaman bitmez, imam hatiplerin fonksiyonu ebed-müddettir.

                Türköne, dini öğreten sivil toplum örgütleri var, diyor.

                Yok.

                İmam hatip liseleri ne yazık ki alternatifsiz. Dinî bilgileri fen bilimleri ile birlikte veren örnek kurumlar olan imam hatipler, bilim ve teknoloji çağında çok iyi bir model.

                Osmanlılardaki Ahi-Evran teşkilatları gibi toplumda dini cemaatler var ama bunlar kurumsal dini eğitim vermiyor, dindar insanları bir araya getiriyor, onların dini inançlarını kuvvetlendiriyorlar. Dini eğitim veren Çarşamba Cemaati ve Süleyman Efendinin talebeleri gibi sivil toplum örgütleri, Türkiye’nin dini eğitimine cevap verecek genişlikte değiller. Fethullah Hoca’nın talebeleri eğitim konusunda çok iyiler fakat açıp yönettikleri okullar, müfredat bakımından milli eğitimin okullarından farksız. Bu okullar, öğretmenlerin inisiyatifiyle öğrencilere ahlak öğretiyor fakat temel din eğitimi vermiyor.

                DEVLETİN VERDİĞİ DİN EĞİTİMİ

                Bir konu var ki Türköne yerden göğe, gökten yere kadar haklı:

“Devlet din eğitimi vermemeli. Devletin verdiği kadar din eğitimi gerçek din eğitimi olamaz.”

Devletin ideolojisi vardır. Eğitimi kendi ideolojisine payanda yapmak ister.

Laik devlet din eğitimi veremez. Devlet her din ve inançta insana eşit yaklaşmalıdır.

Din eğitimin dini temsil eden bağımsız kurumlar vermelidir.

Avrupa devlete bağlı kilise yoktur. Papazlar, devletin memuru değildir.

Din eğitimini oralarda kiliseler verir. Kiliseler bağımsız kurumlardır.

DİYANET BAĞIMSIZ OLMALI

Diyanet evvela yönetim bakımından bağımsız olmalı. Diyanet’teki Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri din adamları tarafından seçilmelidir.

Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri kendi aralarından veya dışarıdan bir diyanet işleri başkanı seçmeli.

Diyanet ekonomik bakımından da bağımsız olmalı.

Din eğitimini muhtevasına Diyanet belirlemeli ve din eğitimini Diyanet verdirmelidir.

Almanya ve Amerika’da okullarda, hastanelerde, hapishanelerde, orduda dini eğitimi kiliseler verir.

Okullarda din eğitimi veren öğretmenleri kilisenin onay vermesiyle devlet atar. Devlet öğretmenlik formasyonu yönünden bu öğretmenleri denetlediği gibi, kilise de dinî ehliyeti yönünden denetime tabi tutar.

DOĞRUDAN DİN EĞİTİMİ VEREN OKULLAR DİYANET’E

İmam hatip liseleri ve ilahiyat fakülteleri, Diyanet’e devredilmeli. Diyanet, toplumun dini öğrenme ihtiyacını karşılayacak din eğitimini Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile işbirliği yaparak yürütmeli.

Devletin verdiği kadar veya devletin izin verdiği kadar din eğitimi çalışması son bulmalıdır.

EĞİTİM REFORMUNDAKİ EKSİKLER

4+ 4+4şeklinde özetlenebilen kesintili eğitim reformu gayet yerinde bir icraat. Esasen kesintisiz eğitim, 28 Şubat ürünü, askerî bir dayatmaydı. Pedagojik ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak ortaya konmadı. Din ve meslek eğitimini baltaladı.

Sadece imam hatip liselerinin orta kısmının açılması yetersiz.

Dil ve din eğitimi, zihin gelişimi yönünden erken yaşta verilmeli. Din ve dil eğitimi ne kadar erken verilirse zekâ gelişimini o kadar olumlu yönde etkiler. Zekâ bilgiyle gelişir.

Bu sebeple fen liseleri ve Anadolu liselerinin ortaokul kısmı olmalı ve dil eğitimi erken yaşa alınmalı. Din dersi eğitimi ilkokul birinci sınıfta başlamalı. Din kültürü ve ahlak dersi, ilkokul birinci sınıftan lise sona kadar iki saat olmalı.

Mümtazer Türköne’den beklediğim yazı askerî okullar ile ilgili. Bu okullar ne zaman seçilmişlerin kontrölüne girecek? Askerî okullar ne zaman darbeci yetiştirmez olacak? Milli Eğitim Bakanlığı, ne zaman bu okulları denetleyebilecek? Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri bu? Bir orduda 80-100 subay askerî sırları fahişeler yoluyla satmaktan tutuklanıyorsa orada problemin daniskası var demektir. Türköne, cesur kalemini bu konularda oynatsa çok iyi olur.

Beyin Vitamini: Kayıp İstasyon, Mehmet Nuri Yardım’ın biyografik eseri. Gayretli bir yazar olan Yardım, edebiyat ve sanat dünyamızın yıldızlarının unutulmasını istemiyor. Özellikle yaz günlerinde zihin vitamini ve bilgi birikimi olarak Kayıp İstasyon’u, Nihat Sami Banarlı, Ziya Osman Saba, Bahaeddin Özkişi gibi usta kalemlerin düşünce ve sanat dünyalarını tanımanızı tavsiye ederim. Anonim Yayıncılık tarafından neşredilen kitap, 0212. 520 07 40’tan veya kitapçılardan istenebilir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.