Okullar açıldı. Dersler başladı. Kimi öğrenciler okula ve derslere ısınma modunda kimisi tam gaz yüklendi. Yeniden öğrenci olsaydım 15 yıl öğrencilik, 35 sene öğretmenlik tecrübesiyle neler yapardım diye düşündüm ve öğrencilere tecrübe incileri sunmaya karar verdim.
1. Gözümü okulu bitireceğim güne diker, okul bitince ne olacağım sorusunu kendime sorar ve bu soruyu aklımdan çıkarmazdım. Yüksek bir hedef belirlerdim, hedefimi düşünerek derslerime yüklenirdim. Zira hedefi olmayan yelkenliye hiçbir rüzgâr yardım etmez.
2. İşlerimi öncelik sırasına göre yapardım. Bir öğrencinin en önemli işi dersleridir. Hiçbir işin, derslerdeki başarımı engellemesine izin vermezdim.
Bir hafta önce Adanalı öğretmen arkadaşımın oğlu Samet’le sohbet ettik. Samet, hukuk fakültesini 30. olarak kazanmış. Çok zeki ve çalışkan bir öğrenci. İkinci sınıfın ortasında okuldaki öğrenci kulübendeki arkadaşlarıyla Anayasa taslağı hazırlama merakına kapılmış. Bir anayasa hazırlamışlar, Meclis’e göndermişler. Meclis başkanı çok beğenmiş, Ankara’ya gelip anayasalarını avunma ve tanıtma çalışması yapmalarını istemiş. Samet Ankara’ya gitmiş, oralarda epey koşturmuş. Sonra Fransa’da Ermeni tasarısı Meclis’e gelmiş. Öğrenci kulübü bu işe de el atmış, Dışişleribakanlığından da yardım alarak Fransa’ya gidip kulis çalışmaları yapmışlar. Epey bir zaman da orada geçmiş. Okula döndüğünde ders yılının yarısının geçip gittiğini görmüş. Derslerin yarısı yatmış. Öyle olunca burslar kesilmiş. Samet tek maaşlı bir ailenin çocuğu. Geride liseye giden kardeşleri var. Onların dersane parası vs. Aile ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya, Samet’in psikolojisi bozulmuş.
Duygusal Zekâ isimli kitabında Daniel Golaman duygusal zekânın önemini anlatan çarpıcı bir örnek verir. Harward’ı birincilikle kazanan bir öğrenci bu okulu 10’da bitirmiş. 3.5-4 yılda bitebilecek bir okulu zeki bir öğrenci neden 10 yılda bitirir? Duygularını yönetemediği için, işlerini öncelik sırasına koymadığı için, kendisini başarıya ulaştıracak doğru metotları takip etmediği için… Önem sıralamasını doğru yapsaydı dersleri aksamazdı.
3. Etki alanım ile ilgi alanımı ayırırdım. Vaktimi, dikkatimi, enerjimi etki alanımda kullanırdım.
Her insanın bir etki ve bir de ilgi alanı vardır. Dersler, kitaplar, bazı arkadaşlarımız bizim etki alanımızdadır. Öğretmenler, okul idaresinin kararları, Milli Eğitim Bakanlığının aldığı kararlar, hükümet, Suriye’deki kargaşa öğrencinin ilgi alanındadır. İlgi alanı çekicidir, cazibelidir. Dikkatimiz kendine çeker, zamanımızı yutar fakat o alanda bizim değiştirebileceğimiz bir şey yoktur. Etki alanımızda başarılı olursak etki alanımız, ilgi alanımıza doğru genişler. Dünün ilim adamı Prof. Ahmet Davudoğlu, bugün Türkiye’nin dış politikasını yönlendiriyor. Etki alanımızda başarısız olursak ilgi alanımıza ileride de hiçbir katkımız olmaz. Bizi başarılı kılacak olan ve bize itibar kazandıran etki alanımızda yaptıklarımızdır.
4. Plansız başarı olmaz, yeniden öğrenci olsaydım 3-3.4 saatlik bir çalışma planı yapardım. Günlük olarak yemek yeyip bedenimi beslediğim gibi ders çalışarak beynimi beslerdim. Birinci saati sabah kahvaltısı, ikincisini öğle yemeği, üçüncüsünü akşam yemeği sayardım. Yarım saat de ikindi üzeri çay içip kek yediğimiz gibi kitap okur, zihin jimnastiği yapardım. Plan yapmayan zamanı verimli kullanamaz. Zamanı verimli kullanırsak başarılı oluruz. En verimli vaktimi ders çalışmaya ayırırdım, kalan zamanımda spor yapmaya ve ailemle vakit geçirmeye önem verirdim.
5. Derslerinde başarılı ve iyi ahlaklı arkadaşlar seçerdim.
Prof. Sefa Saygılı, ilkokul yıllarında sınıf birincisi olduğunu, lisenin ilk yılında ise derslerinde başarısız olduğunu anlatmıştı. Dersler kötüleşince evde ve çevresinde Sefa Bey itibar kaybetmeye başlamış. Kendi kendini sorgulamış, neden derslerinin kötüleştiğini aramış. Sonuçta arkadaşlarının derslerle ilgilenmediğini fark etmiş. Onları terk ederek sınıf birincisi ile arkadaş olmuş ve sonuçta okulu ikinci olarak bitirme başarısı göstermiş, tıp fakültesini kazanmış.
6. Çalışmayı ibadet ve dua sayardım. Çalışan insan başarıyı Allah’tan ister. Allah çalışana verir. Öğrenmek ibadettir. Allah, Hz. Adem’e ilim öğretti, Hz. Adem(asm) ilmi sayesinde meleklere üstün geldi. Bugün ilmî üstünlük Amerikalılara geçti. Onlar Müslümanlara üstün hâle geldi. Neticede herkesin 120 milyar nörondan oluşan bir beyni var. İlim öğrenmek zekâyı geliştirir. Allah beynini verimli kullanmayı emreder. Beynimi verimli kullanarak üstün Müslüman olmaya çalışırdım.
7. Allah’ın sevdiği insan olmak için çaba harcardım. Okumak, öğrenmek, bilgili olmak, üstün insan olmaya çalışmak ibadettir. İlim öğrenmek tıpkı iman, ahlak ve ibadet gibi sevaptır. Namaz, dua ve dinî ibadetlere önem verirdim. İbadet ve dua, insanın ruhsal zekâsını geliştirir. İnsanları sevmek, iyilik yapmak, adaletli ve ahlaklı davranmak ruhsal zekâyı; spor ise bedensel zekâmızı ilerletir.
Yeniden öğrenci olsaydım iyi bir öğrenci ve iyi bir insan olmak için çaba sarf ederdim.
Beyin Vitamini:Verimli ders çalışmak, uygulanabilir bir plan yapmak, zamanın önemini kavramak, zekâ geliştirme yollarını öğrenmek içinBaşarıya Götüren Yol, Başarı İnanç İşidir, Beyin Gücünü Etkili Kullanmak isimli Nesil yayınları arasında çıkan kitaplarımı tavsiye ederim. Kitaplara ulaşmak için 444 24 14’ü arayabilirsiniz veya kitapçıları başvurabilirsiniz.