Ergenekon, İnternet Andıcı ve Balyoz İddianamelerini okudum. Ayışığı, Sarıkız, Eldiven darbe planlarında da aynı hedefler yer alıyor. Ergenekoncuların en temel hedefi Ak Parti’yi parçalamak ve başbakanı yalnızlaştırmak.
Erkan Mumcu’nun Kültür Bakanı iken istifa edip ANAP’a geçmesi bu planın bir parçası idi. Abdullatif Şener’in cumhurbaşkanlığı vadi ile kurucusu olduğu Ak Parti’den ayrılması da bu projenin bir parçası.
Ak Parti ve Erdoğan, o badireleri atlattı, Ergenekoncuların mahkeme kararı ile mahkûm olduğu günlere geldik.
Ergenekoncular ve masonlar, Erdoğan’dan kurtulmadıkları sürece Ak Parti’yi parçalamayacaklarını, Ak Parti’den kurtulmadıkça da adamlarını mahkemelerden kurtaramayacaklarını biliyorlar. Son dönemlerde iki oyunu sıkça oynuyorlar.
Birincisi; Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Erdoğan arasında ihtilaf çıkarmak, böylece Ak Parti’yi parçalamak veya zayıf düşürmek.
İkincisi, Ak Parti ile Cemaat arasında kavga çıkarmak ve Ak Parti’nin halk desteğini zayıflatmak.
Son günlerde özellikle Hizmet ile Ak Parti arasında kavgası çıkarmaya yönelik manevralar hızlandı. Ergenekoncuların aceleleri var zira Balyoz davası Yargıtay’da görülüyor. Ergenekon davası da Yargıtay yolunda.
Hizmet ve Ak Parti arasında esasında kavgayı gerektirecek bir şey yok çünkü Hizmet hareketi siyasi bir amaç ve siyasi bir hedef takip etmiyor. Hizmet’in temel düşüncesini ortaya koyan Üstat Bediüzzaman, siyasetten uzak durmuş ve has talebelerine siyasi çalışma yapmayı yasaklamış.
Gerekçeleri şöyle:
“Biz Risale-i Nur şakirtleri, Risale-i Nur'u değil dünya cereyanlarına, belki kâinata da âlet edemeyiz. Hem Kur'an bizi siyasetten şiddetle menetmiş. Risale-i Nur'un vazifesi hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren küfr-ü mutlaka karşı, imanî olan hakikatlarla gayet kat'î ve en mütemerrid zındık feylesofları dahi imana getiren kuvvetli bürhanlar ile Kur'an’a hizmet etmektir. Onun için Risale-i Nur'u hiçbir şeye âlet edemeyiz.”
“Kur'an”ın elmas gibi hakikatlerini, ehl-i gaflet nazarında bir propaganda-i siyaset tevehhümüyle cam parçalarına indirmemek ve o kıymettar hakikatlere ihanet etmemektir.”
Bediüzzaman, Risale-i Nur Hareketini Peygamberimizin(sav) Kur’an ve imana hizmet hareketi olarak görür. Esas gaye Kur’an ve imana hizmet etmektir. Hilafet ve Kur’an’a hizmet vazifesi Hz. Ali’den(ra) sonra Ehl-i Beyt tarafından birlikte yürütülmemiş. Ehl-i Beyt, Kur’an ve imana hizmet vazifesini yerine getirmiş, saltanat başkalarının eline geçmiş.
“Neden hilafet-i İslâmiye Âl-i Beyt-i Nebevî'de takarrur etmedi? Hâlbuki en ziyade lâyık ve müstehak onlardı?”sorucuna Bediüzzaman şu önemli cevabı verir:
“Saltanat-ı dünyeviye aldatıcıdır. Âl-i Beyt ise hakaik-i İslâmiyeyi ve ahkâm-ı Kur'aniyeyi muhafazaya memur idiler. Hilafet ve saltanata geçen, ya Nebi gibi masum olmalı veyahut Hulefa-yı Raşidîn ve Ömer İbn-i Abdülaziz-i Emevî ve Mehdi-i Abbasî gibi hârikulâde bir zühd-ü kalbi olmalı ki aldanmasın. Hâlbuki Mısır'da Âl-i Beyt namına teşekkül eden Devlet-i Fatımiye Hilafeti ve Afrika'da Muvahhidîn Hükûmeti ve İran'da Safevîler Devleti gösteriyor ki saltanat-ı dünyeviye Âl-i Beyte yaramaz, vazife-i asliyesi olan hıfz-ı dini ve hizmet-i İslâmiyeti onlara unutturur. Hâlbuki saltanatı terk ettikleri zaman, parlak ve yüksek bir surette İslamiyete ve Kur'an’a hizmet etmişler.
İşte bak! Hazret-i Hasan'ın neslinden gelen aktablar, hususan Aktab-ı Erbaa ve bilhassa Gavs-ı Azam olan Şeyh Abdülkadir-i Geylanî ve Hazret-i Hüseyin'in neslinden gelen imamlar, hususan Zeynelâbidîn ve Cafer-i Sadık ki herbiri birer manevî mehdi hükmüne geçmiş, manevî zulmü ve zulümatı dağıtıp envâr-ı Kur'aniyeyi ve hakaik-i imaniyeyi neşretmişler. Cedd-i emcedlerinin birer vârisi olduklarını göstermişler.”(Mektubat, 19.Mektup)
Hizmet hareketi ve Risale-i Nur talebelerinden siyaset bekleyenler boşuna çaba harcar. Ak Parti içine yerleşip Hizmet’e; Hizmet’in saflarına sızıp Ak Parti’ye ateş edenler var.
Ergenekon oyununu bozmak lazım.
Not: Risale-i Nur hareketinin maksat ve ileri hedeflerini anlamak isteyen; hayatın öncelikli gayesini Kur’an ve imana hizmet olarak belirleyenlere öncelikle Sözler, Mektubat, Lem’alar’ı tavsiye ederim. İrtibat: 444 24 14