banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Tatil dönüşü, Bozhüyük’ten Bilecik’e doğru akıyorum. Yollar kaymak gibi. Yokuş aşağı. Osmaneli hudutlarında polis hız kontrolü yapıyormuş. Kontrol noktasını görünce frenlere bastık fakat çok geç. Radar kayıtta. Polis bizi durdurdu. Dizi hâlinde seyreden bir konvoy gibiydik. Hepimizi kenara aldı. 130 km ile radara girmişim, hız sınırı 110 km.

            Bu sırada arabada canı sıkılan 4 ve 8 yaşlarındaki torunlar yanıma geldi. Dede, polis ne yapıyor, dediler. Dondurma paralarınızı istiyor, dedim. Polis güldü:

Sen dondurma ısmarla, biz isteyenlere ceza kesiyoruz.”

“Memur bey, yollar kaymak gibi. 150 ile de gidebilirdik. Hükümete yardım ediyoruz, o da memleketi imar ediyor. Sen yaz, öderim.”dedim.

Polisle sohbete daldık. Verdiğimiz vergilerin yerini bulduğunu ve paranın halka hizmet olarak döndüğünü söyledim. Anadolu imar görüyor, dedim. Polislerle birlikte şu tespitleri yaptık:

            1.Bozhüyük-Bilecik yolu en çileli yollardan biriydi. Virajlı, dar, geliş-gidiş, bir kamyonun arkasına takıldın mı yandın. Karadeniz Sahil Yolu, Bolu Tüneli gibi burada da tüneller açıldı, kamyona takılmadan, keyifle ve göz açıp kapayıncaya kadar Bözhüyük’ten Adapazarı’na ulaşabiliyorsunuz. Hükümetin yol çalışmaları tam gaz gidiyor.

            2. Bozhüyük tepelerindeki yel değirmenleri rüzgârdan elektrik üretiliyor. Ak Parti öncesi yel değirmenleri Donkişot’ta okunurdu. Almanya ve Hollanda’da rüzgârdan elektrik üreten yel değirmenleri görmüştüm.

            3. Anadolu’nun her yeri gölet. Derelerin önü kesilmiş, göletler yapılmış, su kanalları inşa edinmiş; vatandaş bağını bahçesini rahatlıkla suluyor, köylünün su çilesi bitmiş.

            4. Köy ve kasabalara varıncaya kadar yollar parke taşı ile inşa edilmiş. Köy ve kasabalar temiz; kışın çamurundan, yazın tozundan kurtarılmış.

            5. Eskişehir-Ankara; Konya-Ankara arasında Yüksek Hızlı Trenler çalışıyor. Konya’dan Ankara’ya 1 saat 45 dakikada gittim. Özel arabamla bu yolu 3.5 saatte aldım. Eskişehir-İstanbul arası yüksek hızlı tren 29 Ekim’de çalışmaya başlayacak.

            6. Yavuz Sultan Selim Boğaz Köprüsü projesi ihale edildi, çalışmalar başladı.

            7. Marmaray; Boğaz’ın suları altından Avrupa’yı Asya’ya 29 Ekimde bağlayacak.

            8. Kanal İstanbul açılacak; Boğaz trafiği rahatlayacak.

            9. Seydişehir- Kavak köyünde kahveye oturdum, dostlarla sohbet ettik. Köydeki 50 yaş üzerinde olup da her hangi bir sigortaya prim ödeyen herkesin emekli olduğunu öğrendim. Sigorta sayesinde başkasına muhtaç fakir kalmamış. Her çarşamba köye doktor geliyor. İlaçları, eczacı getirip köylülere dağıtıyor. Yıllarca sigorta hastanelerinde muayene ve ilaç kuyruklarında tükettiğim ömrüme yanarım.

            10. Başörtüsü yüzünden yüzlerce öğretmen mesleğinden atıldı, binlerce öğrenci okula gidemedi. Eyüp İmam Hatip Lisesinde çalışırken başını örttüğü için okula alınmayan öğrencilerimin gözyaşlarına şahit oldum. Onların onurlu direnişini, o günlerde Akit’te günlük olarak yazdım, daha sonra da Çığlık adıyla romanlaştırdım. Çığlık 6 baskı yaptı. Zulümlerin canlı şahidiyim. Kitabı okumayan herkese tavsiye ederim. 10 yılda ülkemizin nereden nereye geldiğini görmek isteyenler için çok sağlam bir belge. Memur-Sen, 1982 yılı darbe dönemi eseri kılık-kıyafet yönetmeliğine karşı sivil itaatsizlik eylemi yapıyorlar. Serbest kıyafet ve başörtüsü ile kamuda çalışabiliyorlar. İmam hatipli kızlar başlarını örterek okuyabiliyorlar.

            Sohbet sırasında polis memuru ceza makbuzunu yazdı ve yüzüme baktı:

            “Hem ceza yiyorsunuz hem de iyimsersiniz, birçok sürücü bize ateş püskürüyor.”dedi.

            Gülümsedim:

            “Cezalar sevimsizdir. Neticede halkın % 49’u da başka partilere oy veriyor, hükümetten memnun değil. Herkesi memnun etmek mümkün değil. Normal olarak iktidarlar vaat edip de yapamadıkları yüzünden, yolsuzluklar vs ile yıpranır. Ak Parti % 34 ile geldi. Tersine oy yüzdesini artırarak iktidarda duruyor.”

            Polisle vedalaştıktan sonra mola yerinde torunlara dondurma ısmarladım.

            CHP grup başkan vekili Akif Hamza Çebi, bayram günü yazdığım, Ergenekon davasını ele alan yazıma cevap vermiş, CHP’lilerin Ergenekon sanıklarını ziyaretini eleştirmeme sitem etmiş.

            Eğer Akif Hamza Çebi, iktidara gelmek için politika yapıyorsa yukarıda yazılanları dikkatle not almalı, parti olarak vatandaşın hoşuna gidecek projeler üretmeliler. Darbecilikleri mahkemece tescillenmiş Ergenekon sanıklarını ziyaretle bir yere varılmaz. Sayın Çebi’ye İlker Başbuğ’u suçlayan İnternet Andıcı İddianamesini veya benim Nesil yayınları arasında çıkan yeni romanım Derin Çeteye Pusu’yu okumasını tavsiye ederim. Halkın darbecilere bir sempatisi yok.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.