17 Aralık operasyonu yerel seçimlerin önüne geçti. Seydişehir; Ak parti belediye başkan adayının 22 Aralıkta açıklanması beklenirken mevzu, bir anda ne zaman belli olacağı bilinmeyen bir muammaya dönüştü.
Geçen ayki “Bu Kadar Gürültü Dershaneler İçin mi Dersiniz.!” başlıklı yazdığım yazının sonunu “gerçekler hiçbir zaman gizli kalmaz yakında olayın ne olduğunu yakında hep birlikte diye göreceğiz” bitirmiştim.
Maalesef kavganın dershane kavgası olmağı gerçeğini, üzülerek ifade etmek isterim ki kısa zamanda gördük.
Yolsuzluk soruşması başladıktan sonra uzunca bir süre, müslümanlar arasında kırgınlık küskünlük olmasın diye konuya dair bir şeyler yazmak istemedim. Şu anda görüldüğü gibi olay yolsuzluk boyutundan çıktı. Son bir haftada Türkiye ekonomisinin kaybettiği milyar dolarlar vatandaşa yansımaya başladı. Toptancıya sipariş için telefon açtığımda tüm ürünlerin fiyatının değiştiğini öğrendim.
Maalesef aynı geminin içindeyiz ,birileri gemiyi batırmaya çalışıyor bizi ekonomik olarak gömmek istiyorlar.
Yolsuzluk ambalajlı kavga, kıran-kırana devam ederken bir taraftardan olay her geçen yeni boyutlar kazanıyor... Halk kavganın bir tarafında Hükümetin, diğer tarafında da Cemaatin olduğunu düşünse de şahsen ben küresel bir operasyon la karşı karşıya bulunduğumuzu ve operasyonu yapanların asıl hedeflerinin son yıllardaki Türkiye’nin ekonomik, enerji ve askeri alanlarda küresel güçleri dışlayarak doğrudan kendi gücü ile yaptığı anlaşmalarla alakalı olduğunu düşünüyorum...
Tabii ki operasyon küresel olunca, Mossad, CIA desteği” olmadan yürütülmesi mümkün değil.
Birileri kendilerine ait basın yayın organları ile kavganın tarafı olmak için var gücüyle çalışsa da yönü kıbleye, alnı secdeye varan ülkesini seven Müslümanım diyenlerin birbirine bunu yapmasının mümkün olmadığını da söylemek isterim.
Operasyon nedeni ile Türkiye de Oluşan cephenin herkes farkında. Öyle gizlenecek bir durum da yok ortada. Cemaat üzerinden kimlerin ne tür hesaplar yaptığı, nasıl ittifaklar kurulduğu, ne tür bir yol izlendiği apaçık ortada.
Tüm bunların özeti olma özelliği taşıması hasebiyle, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün “İl Başkanları Toplantısı”nda yaptığı konuşmadan bir kesit aktararak konuyu bitirmek istiyorum.
Başbakan RecepTayyip Erdoğan diyor ki;
“Yolsuzluk kılıfıyla Türkiye’ye, millete, Türkiye’nin geleceğine kasteden bir saldırıyla karşı karşıya bulunuyoruz. Şunu herkes görüyor, bu bir yolsuzluk soruşturması değildir... Bu siyasete ve millete karşı açık bir komplodur, açık bir tezgâhtır. Allah’ın izniyle bu tezgah, bu oyun milletimiz tarafından 30 Mart’ta sandıkta bozulacaktır.
Türkiye’de yeni vesayetlere yer olmayacak... Yeni Türkiye’de uluslararası operasyonlara, bu operasyonun maşalarına yer olmayacak... Yeni Türkiye’de devlet içinde devlet olmayacak, devlete paralel yapılanmalar asla olmayacak... Yeni Türkiye’de hukuk keyfilik içinde asla yer almayacak... Yeni Türkiye’de maşalar eliyle kardeşliğe, ekonomiye, dış politikaya, milli iradeye suikastlar yapılmayacak... İki tabloyla karşı karşıyayız... Ya millet, ya zillet... Ben inanıyorum ki millet kazanacak. Zillet içerisinde kalanlar, zillete devam edecek. Temenni ederiz ki Rabbim onları da zilletten kurtarır.”