Fanatiklik her zaman bilinci esir alarak insanın sağlıklı ve sakin düşünmesini engeller.
Ne zaman kitlesel bir olay yaşansa genelde bu hareketler bizi kuşatır.
Genelde bu seçim zamanlarında daha çok yaşanır. Politika adını verdikleri neme nem şeyle, en üstte bağırıp çağıran liderlerin önderlerin; takipçilerine, taraftarına kat kat fazlası yansır.
Bilinci bir kenara koyup dünyanın onun etrafında döndüğünü düşünenler olaylara at gözlüğü ile bakınca başka düşünce ve fikre karşı tahammül göstermezler.
Hep aynı şeyleri dinleyip aynı insanları gören kişiler de aynı şeyleri konuşup aynı şeylerle düşüp kalktığı için herkesi kendisini gibi düşünme zorunda olduğunu zanneder.
Sadece o ve düşüncesi vardır ve her şey kendi düşündüğü gibi her şey kendi gördüğü şekilde olmak zorundadır.
İşte bu bakış açısı bizi şimdiye kadar kör eden, düşünmemizi dumura uğratan ve düşünme özürlü bir kitle haline geliyor ve bu yüzden toplum olarak ilkel düşünen bir toplum şekline bürünüyoruz.
Ne zaman kitlesel bir olay yaşansa bu hareketler bizi hep kuşatır. Ya bizim partiyi, cemaati, vakfın görüşünü, derneğin görüşünü, topluluğun görüşünü tutacaksın ya da; düşmansın, kötüsün, işe yaramaz adamsın, beş para etmez birisin.
Bilinci bir kenara koruz ve yarın yüz yüze bakamayacak hale getiririz kendi kendimizi. Gözlerimiz görmez olur, kulaklarımız duymaz olur.
Ortalık sakinleşip de şöyle her yer aydınlandığı zaman nerede durduğumuzu nasıl o uçurumun kenarına vardığımızı fark ederiz. Ama iş işten geçmiştir.
Olanlar olmuş, o kızgın akan sele çok değerlerimizi kaptırmışız. Nelerimiz gitmemiş ki, nelerimiz kaybolmamış ki, ne onarılmaz gedikler açılmamış ki. Bu senaryolar, tarih boyunca bize oynatılan senaryolar! Dün sağ sol ile karşı karşıya gelen kitleler, bu gün particilik, cemaatçilik, mezhepçilik meşrepçilik vs gibi şeylerle bu senaryolar toplumun önüne konmuyor mu?
Ne oldu bizim zihinlerimize? Rabbimizin insanoğluna verdiği en büyük nimet olan akıl etme, tefekkür etme nimetlerini neden birilerine veriyoruz…
Toplumda suçlu aramak gibi bir niyetim yok.
Şunu belirtelim; sonucu bu toplumun huzurunu bozan, sonuçta bu milleti birbirine düşman eden, sonuçta bu toplum arasında geniş uçurumlar açan, sonuçta bu toplumda kin ve nefret duygularının tohumunu eken her hareket kimden gelirse, nereden gelirse hangi gruptan hangi mecradan gelirse gelsin, bu, bu toplumun aklına yapılmış bir harekettir, hakarettir.
İşte bundan dolayı diyorum ki, toplum olarak bilincimizi yitirmeyelim!