Dua ediyoruz belki; lakin kavillerimiz fiillerimiz tarafından desteklenmiyor. Hal böyle olunca doğal olarak açılan görev açığını kapatmak dillere kalıyor. Sonuç, bir yığın laf salatası...
Diller ellerden fazla konuşursa ne mi olur?
Örnekler o kadar çok ki say sayabilirsen…
Olayın sorumlular bir bir bulunup mahkemeye çıkarılacak denir; ama bir türlü çıkmaz, çıkarılmaz.
Şehitlerin kanları yerde kalmayacak denir; ama pekala kalır.
Olayda kimin ihmali varsa hepsi hesap verecek denir; lakin adamlar bırakın hesap vermeyi, hesap soranlardan alacaklı olduklarını bile söyleyebilirler.
Diller elerden hep fazla konuşursa olacağı budur:
Yani kimse kimseyi ciddiye almaz.
Arapçası “Kellim, kellim la yenfa”dır bunun adı.
Yani konuş, konuş faydasız!
Fail-i meçhuller tarihe karışıp gitmez mesela.
Kötülüklerin bitmesi istenir; ama bitmez.
Bitmez; çünkü lafla peynir gemisi yürümez. Daha…
Dahasını Ziya Paşa söylemiş: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
Bakılmaz; çünkü dilin söylediğini el onaylamaz.
Meşhur meseldir: Tek çiçekle bahar gelmez
Birlik olmayınca da dirlik olmaz.
Başka…
Aynı nedenlere bağlı kazalar ve kayıplar devam etme direnci kazanır.
Sorumlular ortaya çıkmaz.
Hesaplar hakkıyla sorulmaz, sorulsa da arsızın umurunda bile olmaz.
Kayıp kaçakların önüne geçilmez.
Önüne geçilmeyince dolambaçlı çözümler bulunur.
Adı belli hırsızların verdiği zararların faturaları masumlara ödetilir.
Nihayet…
Suçlar samur kürk olur; ama bir tane bile giyeni olmaz.
Diller ellerden fazla konuşursa…
Ahmet Haşim “Seyreyledim eşkal-i hayatı/ Ben havz-ı hayalin sularında” diyor. Hayatın türlü hallerini, renklerini ve şekillerini hayal havuzunun sularında seyrettiğini söylüyor rahmetli. Demek ki o zamanlar çok konuşulmuyordu. Yaşaydı bunları seyretmek için akşamüstleri havuz başlarında ömür tüketeceğine siyasetçilerini dinlerdi ülkesinin. Bahse konu olan her şeyin tersiyle vaki olduklarını görebilirdi o zaman.
Diller maalesef ellerden fazla konuşur bu ülkede
Bu yüzden…
Bir şeyin gerçeğiyle yalanı arasındaki kavga bir türlü bitmek bilmez.
Söz yerinde söylenmez, demir tavında dövülmez.
Kim haklı kim haksız ortaya çıkmaz, çıkarılmaz.
Bir kör dövüşüdür sürer gider yıllarca.
Herkes birbirini suçlar.
Kahve köşelerinde ahkamlar kesilen bir toplumda birer avara kasnaktır halimiz.
Hayırhahlığımız, kılavuzluğumuz göz yaşartıcıdır.
Habire yol gösteririz devrildikten sonra arabalar.
Diller ellerden fazla konuşmamalı.
İlle konuşacaksa yerinde konuşmalı, öz konuşmalı; suçluya yol yordam gösterir makamında olmamalı edilen sözler.
Diller ellerden fazla konuşursa…
Konuşanın mesajı ‘Tavşana kaç, tazıya tut!’ olur.
Şu şunu demiş, bu bunu demiş…
Seri üretim haline gelir.
Ne zaman?
Ne zaman olacak!
Allah’ın her günü…
Söz dediğin Yunus’ça olmalı:
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz”
Selamların en güzeliyle…
H. Halim Kartal 13 Kasım 14