Son günlerde sosyal medyada en çok paylaşılan ve en çok yorum yapılan fotoğrafından bahsediyorum. “Kıyaya vurmuş minik aylin’ın cesedi.”
Dini, dili, ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun insan olan herkesin içini acıdan, yüreğini yakan bir görüntü. Fitne ateşinin yakıp kavurduğu orta doğuda bu ve buna benzer görüntüler son yıllarda fazlası ile var.
Ama bu görüntülerden etkilenen insanlar maalesef yok denecek kadar az.
Türkiye’de kesilen ağaçlar için sokaklara dökülenler, dünyada karaya vuran balinalar için seferber olan kuruluşlar aklıma geliverdi birden… yazacak yazılacak çok şey var ama içim elvermiyor.. .
Sözün bittiği yerde olduğumu biliyorum.. Ferman Karaçam kardeşimin acı şiirini bir kez daha okuyorum.
Acı…
seni de vururlar bir gün ey acı, uçuşup durduğun kanatlarından
sazın, sözün, türkülerin tükenir ellerin koynunda kalakalırsın
Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı
gül açan yüzlerimizde göğeriyor rengin senin de,
biz seni tâ eskiden tanırız ,hani göğüslerimize taş olur inerdin
Avuçlarımızda hira dağıydın, al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
Akdeniz rüzgârlarına karışan sendin
biliyorum hiçbir tarih yazmayacak ve bir ,sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize, mitralyözlerin washingtondan ayarlandığını seni de yakarlar bir gün ey acı
insanlar kim? kim kimin yanında kim kimin karşısında,
meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim
seni de vururlar bir gün ey acı ,filistin'de sapan taşlı çocuklar ,dalın, kolun, fidelerin budanır ,kuru bir kütükle kalakalırsın
ve siz ey analar, hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler
söylerdiniz hani siz, fatihler doğururdunuz…
ey insan ,ey insanlık ,ayağa kalk ,kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
boyunları gövdelerinden ayrılmış insanları ,gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları ,,gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin ve bir gün ,bu dünya ,gül bahçesine dönecek ,bunu böyle bilin; ve unutmayın..
(*)Ferman Karaçam