banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Rahman olan Rahim olan, Mütekebbir olan, Âlim olan, Kabıt olan, Basit olan, Hafıd olan, Rafi olan Rabbimin güzel isimleriyle başlamak istiyorum.

         Malumunuz olduğu üzere dostlarım yürek denilince galiba aklımıza ilk ve hep  bedavaya konmuş anneler gelir aklımıza!.. Ya babaların yüreği yok mu ya?  Aslında var hem de MANGAL yürekli olan babalarız bizler. Amma bunu yansıtmayı pek beceremediğimiz için hep arka planda kalıyoruz. Annenin ikramı bedavadan olduğu için ver yansın ikram ver yansın ikram. Siz hiçbir evladın çalışan annesinin babası kadar evine çocuklarına harcadığını gördünüz mü? Mertçe söyleyin okuduysanız… İstisnalar olabilir…

         Aman ileride yaşlılık var hastalık var başkalarının eline bakmamak için biraz para biriktirmem gerekir diyerek kocadan yeyip, yastık altına mı? Yorgan altına mı yaptıkları stokları varın sizler düşüşün. Kazancını hep evlatları için harcayan, kendisi kiralarda otursa bile evladına bir ev almak için çırpınan fazla yürekle anılmayan, koca yüreği yaşlı, yorgun, çileli biz babalar.

         Kur’an-ı Kerim Hz.Meryem ve Hz.Musa (a.s.) annelerinin evlatları için yaptığı mücadele ve çektiği ızdırapdan bahsederken 950 yıl insanları kurtuluşa davet eden ulul azim bir Peygamber (a.s.) olan Hz. Nuh (a.s.)’a yapılan işkencelere rağmen ve bir de oğlunun inanmayanların safında olduğunu görünce ona bir baba yüreğiyle şöyle sesleniyor Rabbimiz (c.c.). “Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nuh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna “Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma” diye seslendi. (Hûd/42) Oğlu, “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” diye cevap verdi. Nuh dedi ki “Bugün Allah’ın hükmünden ancak O’nun esirgedikleri kurtulacaktır.” derken aralarına dalga giriverdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” (Hûd/43) Bu acı içinde Hz. Nuh (a.s.) Rabbisine yönelerek “Nuh Rabbine şöyle seslendi “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin en âdilisin” dedi. (Hûd/45) Bir Peygamber oğlu da olsa iman olmayınca babasının peygamberliği bile ona fayda vermedi. Hz.Allah (c.c.). buyurdu ki, “Ey Nûh! O senin âilenden değildir. Çünkü onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. Sakın hakkında bilgi sâhibi olmadığın bir şeyi benden isteme! Ben cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.” (Hûd/46) Nuh (a.s.) Rabbine boyun eğerek tam bir teslimiyetle; “Ey Rabbim! Ben, Sen’den hakkında bilgi sâhibi olmadığım bir şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen kaybedenlerden olurum! Dedi.” (Hûd/47) 

         Ya Hz. İbrahim (a.s.) Oda uzunsüre evlat hasretiyle yanıp tutuştu. Ve öyle bir teslimiyet gösteriyor ki Kur’an şöyle tarif ediyor. “Cidden ağırbaşlı, hassas ruhlu (içli), kendini Allah’a vermiş biriydi.” (Hûd/75) O teslimiyet gözünü kırpmadan Hz.Cebrail (a.s.)’in yardımını reddedip kendisini ateşle imtihan etmiştir. Sonra verilecek olan bir evladını Allah için kurban edeceği sözünün imtihanı teslimiyeti baş gösterir. El bebek gül bebek diye besledikleri biricik evlatları olan Hz.İsmail (a.s.)’i Rabbimiz ona emir verdi sözünü yerine getir. Fermanını duyunca hiç tereddüt etmeden Saffat suresinin 102-110. ayetleri bizlere o yüreği yaşlı babayı anlatıyor. “Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona “Yavrum, ben rüyâmda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. Her ikisi de (ilahi buyruğa) teslim olunca ve babası onu yüzüstü yatırınca “Ey İbrahim!” diye ona seslendik. “Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz. Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik. Onun hakkında, “İbrahim’e selâm olsun!” ifadesini sonradan gelen nesiller arasında devam ettirdik. Evet, iyileri işte böyle ödüllendiririz.” (Saffat/102-110) Ve öyle bir baba ki; kıyamete kadar gelecek neslinin cehenneme girmemesi için yalvarıyor Hz. Allah (c.c.)’a bir baba yüreği “Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et. Şüphesiz tevbeleri kabul eden, merhameti bol olan yalnız sensin.” (Saffat/128)Ya Yakup (a.s.)’a ne dersiniz!Gördüğü bir rüya ile oğlu Yusuf’taki o cevheri keşfedince oğlunun kendisinden sonra peygamber olacağını anladı “Anlaşılan böylece Rabbin seni seçecek, sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakup soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Kuşkusuz Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sâhibidir.” (Yusuf/6)Malumunuz olduğu üzere şeytan daha önce Âdem (a.s.)’ın oğlu Kâbil’in nefsindeki haset virüsünü tahrik ederek kardeş katili olan kabil vasıtasıyla Hâbil’i ona öldürttüğü aklına gelince diğer oğullarının Yusuf’u kaçırmaları, köle olarak satmaları, babalarına da kurt yedi diye yalan söyledikleri yalanlarla…Yüreği yaşla baba bunun yalan olduğunu Yusuf (a.s.)’un kanlı gömleğinde hiç parçalanmadığını görünce anlamıştı. Ve o acıyı yüreğine gömüp derdini Rabbi (c.c.)’sine yakarcasına anlatır.“Hayır, nefisleriniz bu hususta sizi aldattı. Bana düşen artık güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah onların hepsini bana getirir. Şüphesiz O, çok iyi bilendir, hikmet sâhibidir.” (Yusuf/ 83) Görüşünceye dek eviniz gül, gönlünüz Gülşen olsun. Hoşça kalın dostça kalalım…

 

 

 

                                                                                                        Yusuf ÇAKICI

                                                                                                     Yalıhüyük/KONYA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.