banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Canlarım sözlerime biraz kırgın olarak başlamak istiyorum. Bazı belediyelerin organize ettiği Darbeye Hayır nöbetine bende bir konuşma yapmak üzere görüş alışverişinde bulunup 31.07.2016 Pazar akşamı yatsı namazına müteakip 40-45 dakikalık bir konuşma yapacağım hususunda anlaştık. Ancak İlgililerce aranıp konuşmamı Pazartesi akşamı yapmamı istediler. Biraz kırıldım amma olsun dedim fakat tekrar arayıp hocam Salı günü, Salı günü de arayıp hocam sizlerin programa konuşmacı değil misafir olarak katılmanızı davet ediyoruz dediklerinde Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edilen ve  (Müslim, Îmân 164, Fiten 16)  de geçen “Bizi aldatan bizden değildir.”  Hadisi aklıma gelmedi değil!!! Acaba acaba acaba neden??   OYSA  Mitingde yapacağım konuşma metnimin tamamı şöyleydi.

مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا

 

         Rahman olan, Rahim olan, Selam olan,  Kabıt olan, Aziz olan, Cabbar olan, Mütekebbir olan,   Halik olan, Mu’iz olan, Müzil olan, Kahhar olan, istediği zaman istediğini verme ve alma gücüne sahip olan; bizleri ‘ikra’(yaratan rabbinin adıyla oku. İnsanı yapışkan bir hücreden yaratan…) emri ile kendine muhatap edip, kimilerini takvaca kimilerinden üstün kılan, namazı ile huzuruna kabul buyuran, secde ile kendisine yakınlaştıran, dua ile istetip istediğimizi verene binlerce hamdler; salât ve selam gözümün nuru buyurduğu namazı miraçta bizlere hediye getiren efendimiz Muhammed Mustafa’ya olsun. (s.a.v.) 

         Kıymetli kardeşlerim hani hocalarımız anlatırlar ya; nemrut tarafından Hz. İbrahim (a.s.)’I yakmak için yaktırdığı ateşe, bir karınca ağzıyla su taşırken diğer bir karınca görür ve sorar “böyle koştura, koştura nereye gidiyorsun?” Ağzında bir damla su taşıyan karınca demiş ki  “duydum ki nemrut, Hz. İbrahim (a.s.)’İ yakmak için büyük bir ateş tutuşturmuş. İşte o ateşi söndürmek için koşuyorum.” Tabii bu cevabı işiten diğer karınca acı acı gülmüş ve arkadaşına “yahu o cehennemi andıran ateşe karşı senin bir damla suyun ne yapabilir ki?” Dediğinde, su taşıyan karınca “olsun! Hiç olmazsa tarafım ve yönüm belli olur!” Der işte bizler ve bu meydanda günlerdir nöbet bekleyen siz kardeşlerime müjdeler olsun ki yönümüz Allah (c.c.) İçindir. Muhammed Mustafa (s.a.v.) İçindir. İslam içindir. 

      Selam olsun sizlere selam olsun vatanını canından, malından omuzundaki yıldızlardan, peygamber varislerini tenzih ediyorum.  Bir zamanlar haince bize ait cübbemizi giyip ihanet haritası çizen, dağdaki terörden daha tehlikeli olan,  sinsi, hain,  vatan sevgisinden, namustan, iffetten, şereften yoksun olan, fetö terör örgütüne inat, kıyamda duran, oğlum askeri okuluna gitmek üzere müracaat etmek istediğinde baban diyanette imam-hatip olarak görev yaptığından dolayı sizi alamayız diyerek gözyaşlarıyla geri gönderip soru ve cevapları hırsızlıkla çalarak kendi sürülerine servis eden hırsızlara, kırk haramilere,  hainlere karşı eşimle, oğlumla, kızlarımla torunlarımla, evet siz oğlumu almadığınız gibi anne - baba olarak bizleri gözüyaşlı bıraktınız. Oğlum radyo televizyonculuk bölümünden sonra, ikinci üniversite olarak beden eğitimi bölümünü rabbim nasip ederse seneye bitirecek noldu! Noldu! Bizler vatanımızı, bayrağımızı canımızdan çok sevdiğimizden dolayı aile fertlerim bu vatanın gerçek evlatları olarak o hainlere, çetelere karşı dim dik her birimiz, ailecek birer üniformasız, rütbesiz milli ve yerli birer asker ve birer polis olarak haykırmak için buradayız. 

      Siz Seyyid Harun Veli Hz.lerinin güzide komşularıyla birlikte olduğumuzdan dolayı bizlere ve sizlere de selam olsun! Alyanssız annelerimize,  Alyanssız ablalarımıza, yavrularımıza, çocuklarımıza, Karaviranda toprağa verdiğimiz 8 Şehitten biri olan mutafa tünel kardeşimize, Abdullah Tayyibe ve demokrasi şehitlerimizin tümüne selam olsun! Ruhları için El Fatiha…                                                       

         Kardeşlerim!

         Böyle bir anlamlı, şerefli, kıymetli, bir gecede sizlerle birlikte olduğumuzdan dolayı rabbime hamd resulüne salat ve selam olsun!

         Bu kardeşiniz Yalıhüyük Diyanet-Sen sendikası başkanı olarak şunu belirtmek isterim ki; sayın “diyanet işleri başkanımızın talimatlarıyla darbenin ilk saatlerinden itibaren il ve ilçe müftülerimize gelen mesajlar gereği din görevlisi din görevlisi kardeşlerimizin minareleri eritecek davudi bir seda ile ezan ve selalarla aziz milletimizin meydanlara inmesiyle, darbeci hainlerinin, terör çetelerinin püskürtülmesinde en etkin rollerden biri olarak kurumumuz ve bizler olmuşuzdur. Buradan bu ülkemin her şeyinden faydalanıp sonrada darbeye kalkışan o hain çeteler, duyun ey hainler, sizlere karşı göğsünü siper eden imanlı, İrfanlı, birinci dünya savaşı torunlarını, peygamber ocağı dediğimiz ocakta gerçek manada olan kardeşlerimizi, emniyet mensuplarını, camiamız mensuplarını yıkılmayıp ayakta durduğunuz için, sizleri yürekten tebrik ediyorum, tebşir ediyorum. Vatanımızın çeşitli yerlerinde cuntacı hainlerin Kalleşçe darbe girişiminde bulunarak istiklalimiz ve istikbalimize saldıran hain ve yandaşçılarını şiddetle ve nefretle kınıyor ve milletçe olmayan yüzlerine tükürüyor ve bu meydandan sayın yetkililerden o hain çetelerin idamlarını istiyoruz. Halk olarak sizlerde idamın gelmesini istiyormusunuz? İstiyormusunuz? İstiyormusunuz?                                                                    

          Mesaj alınmıştır inşallah.

         Kardeşlerim!

         Siyasi görüşlerini bir tarafa bırakarak konu ülkemse girisi teferruattır sözünce konu ülkemse devletimizin başı olan, vatanı ve milleti için çalışan, başkomutanımız, ümmetin, mazlumların, kimsesizlerin kimsesi olan,  cumhurun başı,  cumhurbaşkanımız     

         Recep Tayyip Erdoğan’a bağlılığımızı ifade etmek üzere 19 gündür nöbet hususunda hep beraber el ele, omuz omuza, gönül gönüle verip nöbete ve kıyama devam için buradayız.

         Eski Arapların itaat ettikleri Lat, Uzza, Menat ve Hübel gibi olan fetö’ye itaat eden, fetenyahuculara inat, siyasi görüş ayrımı yapmadan mevcut iktidarı desteklerken, canlarıyla, kirli planı bozan kahraman şehitlerimize rahmet, demokrasi meydanlarında nöbet tutan genç yaşlı, kadın erkek, büyük küçük herkesi tebrik ediyorum, fetö denilen hainlere inat, koyun postuna bürünmüş düşman olup dost görünen tüm dünya devletlerine inat, bu demokrasi eylemine devam etmek üzere ikinci bir emre kadar demokrasi nöbetine devam mı?  … // …//   

         Rabbim sizlerden razi olsun. Sizleri tebrik ediyorum, sizleri tebşir ediyorum.

         Kardeşlerim her gerçek, milli vatan evladını, kenardan köşeden bakan değil; göğsünü siper edercesine, Çanakkale ruhuyla meydanlarda saf tutmalarını istiyor ve bu duyarlılıktan uzak kalanlar şunu çok iyi bilsinler ki; darbeyi yapanlarla, sessiz kalanlar arasında bir farkın olmadığını, haykırıyor ve mücadele edenleri kutluyorum. Yaralı olan gazilerimize acil şifalar, milletimize de sabır ve başsağlığı diliyorum. (bakara suresi 250.ayeti ok.)

         Rabbim bizleri şımartmasın, hizmetlerimizi boşa çıkarmasın yarın mahşerde mükâfatlandırsın.          

         Aziz kardeşlerim!

         Kerhende olsa ülkemiz ve milletimiz adına, birlik ve beraberlik çağrısı yapan bazı siyasi partilerimizi, darbecilere karşı göğsünü siper edercesine kurumlarımızı organize eden, sayın valimize, 31 ilçe kaymakamlarımıza, emniyet mensuplarına, belediye başkanlarına, aynı duyarlılıkta olan diğer kamu kurum amirlerimize, meydanlarımızı dolduran siz kahraman halkımızı kutluyor, şükranlarımızı arz ediyorum. Milletçe konu ülkemse gerisi teferruattır diyerek ülkemize bağlılığımızı ilan ediyoruz.

         Bu gün, ülkemizin her yerinde milyonlarca tava ve tencerecilere inat, bir iki ağaç için değil, askerimizin, polisimizin ölmesi için ceplerini patlayıcı şeylerle doldurup vatan evlatlarımızın ölmesi,                      

         İnsanların maddi ve manevi olarak zarar görmeleri için güya ekmek almaya giden hainlere inat, bu vatanın vergileriyle maaş alıp, yemesi, içmesi elbisesi, ayakkabısı, siz kıymetli kardeşlerimden özellikle de bayan kardeşlerimden özür diliyorum, kıçındaki donu bile bu aziz devletimizden karşılanan darbecilere karşı babasıyla direnişe çıkan,

         Ancak!  Açılan ateş sonucu başından vurularak şehit olan 15 yaşındaki Halil İbrahim yıldırım evladımızın hakkını ödemek için, genç ve delikanlı gençlerimiz, vatan için keşke bende ölsem ve şehit olsam diyen hanım efendiler, bey efendiler, sizlere birer demokrasi bekçisi olduğunuzdan dolayı şükranlarımızı arz ediyorum.                                              

          Gerek Konya’mızda, gerekse ilimizin tüm ilçelerimizde fetö örgütünün darbe girişimine tepki gösteren vatanın selameti uğruna, şehit olan kardeşlerimiz için, hatimler, Yasinler okuyup, gıyabi cenaze namazı kıldıran müftülerimize, vaizlerimize, imamlarımıza, müezzinlerimize, memurlarımıza rabbim (c.c.)’den razı olmasını temenni ediyorum.

         Aziz milletimizin merhamet duygularıyla beslenen, zekât ve fitreleriyle beslenen, Allah için kestiğimiz kurban derileriyle beslenen, elma bahçelerimizden oluşan örüşlerle beslenen ihanet çetelerinin bunu yapması, cumhurun başının kıl payı şahadet mertebesinden halas olmasından dolayı Allaha ne kadar şükretsek azdır.

         Çok mütevazı gösterilip, bir ceketinden başka hiç bir şeyinin olmadığı yalanı, paravana açılınca lüks hayatı yaşayan hainlerin, şifreli dolarlarla darbe yapmak üzere plan kuran çete ve başları, alyanslarını verip de bu ülkenin aziz insanlarına kurşun sıkacak kadar militan geliştirenlere inat,  Enesimi, Mustafa’mı, Hasanımı, Hüseynimi, Ayşemi, Fatmamı, Sümeyyemi fakirlikle, yoksullukla zar zor, bir simitlede olsa anne - baba olarak okumalarını sağlayıp vatana, millete, bayrağa, sancağa bağlı vatansever birer nefer, olsun diye çabalarken, bu ihanet çete ve mensupları binlerce öğrencinin, evladımızın gece gündüz çalışmalarını hiçe sayarak, kendi hainlerine soru ve cevapları hırsızlık yaparak, kul hakkı yiyerek, diğer evlatlarımızın haklarını yiyerek (ki o haklarımız haram olsun. Haram olsun. Haram olsun) darbe yapmak üzere,  eşlerinizden boşanın diye fetva verecek kadar dinimizin kalesi olan evlilik ocağının sönmesine, arşı alayı titretecek bir amel olan boşanmasına, hain ve sahtekârlar,  unutmayın ki, sinsi planlarınıza karşı yüce rabbimiz (c.c.) Enfal suresinin 30. Ayetiyle yetişiyor imdadımıza.  Ne buyuruyor rabbimiz (c.c.)

وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللّهُ وَاللّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ

“ …onlar sana tuzak kurarlarken Allah da onlara tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.”  Buyuran rabbimize binlerce şükürler olsun. Bizleri mağdur etmedi. Zalimleri güldürtmedi elhamdülillah.                                                                              

         Kardeşlerim!

         15 Temmuz 2016 cuma akşamı aziz milletimiz, türk silahlı kuvvetleri içerisinde yuvalanmış, bir grup cuntacının girişimiyle, maalesef büyük bir suikastla karşı karşıya kalmış, fetö terör örgütü olarak adlandırılan  isyancıların, önce Türk silahlı kuvvetleri komuta kademesini ele geçirme, ardından seçilmiş cumhurbaşkanı ve mevcut iktidarı görevden uzaklaştırma, milli iradenin temsil edildiği parlamentoyu feshetme, emniyet güçlerini etkisiz hale getirme ve bunun sonucunda anayasal düzeni askıya alarak  yönetime el koyma girişimi, başta sayın cumhurun başı olmak üzere, meşru siyasi iradenin, Türk silahlı kuvvetleri, özel harekât polisi ve emniyet güçleri ile sağduyulu,  milli medya ve Sivil toplum temsilcilerinin direnişleri, bu aziz milletimizin feraset ve cesareti, sonucu, darbe planlarını başlarına makûs kılmış ve boşa çıkarmıştır elhamdülillah.

         Böylece vatansever ve hürriyetperver milletimiz, milli iradenin çiğnenmesine, hukukunun zayi olmasına izin vermemiştir. Milletin hukukuna kastetmek, kendilerinde olmayan bu necip milletin izzet ve onuruna halel getirmek, şeref ve haysiyetini ayaklar altına almak üzere hain fetenyahu ve yandaşçılarının planlamış oldukları saldırı karşısında hamdolsun milletimiz, yekvücut olmuş, merhum Akif’in dediği gibi;                                                        

  Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma,sakın.

  Siper et gövdeni,dursun bu hayâsızca akın.

  Doğacaktır sana va’dettiği günler hakk’ın.

  Kim bilir,belki yarın,belki yarından da yakın.

Göğsünü hayâsız akın’a karşı siper ederek bu eşkıya çetesinin ülkeme karşı yapmış oldukları darbe girişimi, aziz milletimizin vakur, cesur ve alicenap tutumuyla tüm dünyaya örnek olmuş, demokrasi, milli irade ve hukuk düzenine sahip çıkarak imanları sayesinde tankların önüne geçip duuuur diyerek ispatlamıştır. Bu milli direniş esnasında, maalesef askerimiz, güvenlik güçlerimiz ile pek çok masum vatandaşımız şehit edilmiş, çok sayıda insanımız yaralanmıştır.

         Bu vesile ile başta suikasta hedef yapılan seçilmiş sayın cumhurbaşkanımıza, mevcut hükümetimize, meclisimizin saygı değer üyelerine, sayın genelkurmay Başkan’ı ve komuta kademesine, güvenlik güçlerine karşı üzülerek ifade edelim ki, darbe girişiminde bulunan fetö terör örgütü uzun yıllar boyu, inançlı,  samimi insanların, saf temiz insanların, dini duygularını istismar ederek, zaman içerisinde dini motifli bir ihanet şebekesine dönüştüğü ve devleti ele geçirme hayalleri kurarak; hile, aldatma, yıkma usulsüzlük ve şantaj gibi her türlü yollarla, sivil ve askeri bürokrasiyi ele geçirmeye çalışacak kadar maalesef alçakları gördük. Çalışma ve eylemlerini dini bir görüntü altında gerçekleştirerek, milletin inanç ve sadakatinden faydalanan bu örgütün bütün kirli hayalleri gerçekten de artık açığa çıkmış ve yıllardır kendilerini muhabbet fedaileri olarak bize lanse eden bu topluluğun, aslında birer husumet fedaisi olduğu gerçeği, artık hepimizin farkında olduğu bir hakikate dönüşmüştür.

         Ey ihanet çeteleri tevbe kapıları açık gelin yaptıklarınızı, çaldıklarınızı, bu ülkeme kurmuş olduklarınız tuzakları, yemiş olduğunuz kul haklarını tek tek anlatın, helallik isteyin tabi helal ederlerse, bir ihtimal cennete, aksi halde ilel cehenneme zümera diye hep birlikte dua edeceğiz.

         Kardeşlerim!

Diyanet işleri başkanlığımızda, o vakar duruşuyla olayın vuku bulmaya başladığı andan itibaren her düzeydeki din görevlilerimizin Diyanet’in görevi sadece namaz kıldırmak değil, milletin bütünlüğünü sağlamaktır’ sala, rahmet ve barış demektir. Rahmet ve barış, zulmü yener.” Zulmete galip geldi. Devletin Diyanet’inden milletin diyanetine geçtik. “ezanları susturan darbelerden, darbeleri durduran salalara” ulaşmak üzere bu aziz milletimizle aynı safta yer tutmuş, anayasal hakkı olarak milletimizin, maneviyatını canlı tutmak üzere camilerimizi, minarelerimizi, 27 Mayıs 1960 yılında ‘ezan’a yapılan susturma eylemine karşı, meydanları sela ve ezanlarımızla buluşmasını sağlamış, bu cunta, çetelerin tanklarına, silahlarına inat, birlik ve beraberlik duygusunu taşıyan herkesi saygıyla, yürekten kutluyorum. İkazen şunuda hatırlatmak isterim. Bu hainlerin başka planlar peşinde olacaklarını da unutmayalım. Allah’ı peygamberi aldatanlar bizleri aldatamazlar mı? Nur içinde yatsınlar atalarımız ne de güzel demişler;  “su uyur düşman uyumaz” şuuruyla daha dikkatli ve vakar bir şekilde davranmamızı tavsiye etmişlerdir.

         Şimdi milletçe el ele, gönül gönüle verip 79 milyonun birbirine kenetlenme zamanıdır.

         Şimdi bu hainlerin dışında her bir vatandaşın bu çetelere inat bizimle aynı mahalleyi, aynı şehri ve aynı vatanı paylaşan her bir memleket evladının canını,  kendi canımız gibi aziz, malını kendi malımız gibi değerli,  inancını kendi inancımız gibi masun, ailesini kendi ailemiz gibi muhterem bilme vaktidir.  Milletin hukukuna, milli iradeye, özgürlüklere, demokrasiye ve ülkemizin maddi ve manevi bütün kazanımlarına hep birlikte sahip çıkma zamanıdır hep birlikte,  ırk, mezhep, meşrep, cinsiyet ya da politik çıkarlarla ülkemizi fitne ve fesada sürüklemek isteyenlere karşı, tek yürek olma zamanıdır.

         Bu gün ayrılık değil birlik, kargaşa değil dirlik, ırkıyet değil kardeş olma zamanıdır.

         Çünkü bir zamanlar meydanları, çalı çırpıcılara, tencere ve tavacılara, ülkemin güzel insanlarına zarar vermek üzere ceplerini patlayıcı şeylerle doldurup güya ekmek almaya giden hainlere inat, 27 Mayıs 1960’da ezanları susturarak darbe yapan ihtilalcı cuntacılara karşı, bu necip millet, asımın nesli olan siz güzelim insanlar;  bir olma!  İri olma!  Diri olma!  Ve hep birlikte Türkiye olma zamanıdır.

Sayın diyanet işleri başkanımızın talimatıyla tüm camilerin minarelerin ışıkları yanacak ve selalar okunacak dediği saatten itibaren okunan selalar o hainlere, o çetelere, koyun postuna girmiş kurt olan darbeci fetenyahucuların tanklarını toplarını silahlarını onlara doğru çeviren bu aziz milleti tebrik etme ve tebşir etme zamanıdır.

Yüce rabbimiz (c.c.) Bakara suresinin 249. Ayeti kerimesinin son bölümünde şöyle buyuruyor.

كَم مِّن فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللّهِ وَاللّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ

“…nice az sayıda bir birlik Allah’ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.”                                                           

         İşte o zafer ehli olan sizler, bizler ve Türkiye’nin bütün meydanlarını uzun adam lakabıyla, mazlumların umudu olan, dik dur eğilme bu millet seninle sözünü dik durarak tasdik edeni, sizleri kutluyor tebriklerimi sunuyorum. Çete mensuplarına milletçe olmayan yüzlerine,  olmayan bedenlerine, haykırmak ve tükürmek üzere Merhum üstat Abdürrahim Karakoç’un vasiyetim aldı şiirini okumanızı tavsiye eder.  Yorumlarınızı beklerim.

 

 

                                                                                                                      Yusuf ÇAKICI

                                                                                                                          Diyanet-Sen

                                                                                                                           İlçe Başkanı 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.